ABD'de yürütülen çalışmada, erkeklerde en sık görülen kanserler arasında ikinci sırada yer alan prostat kanserinde, bağışıklık sisteminin kullanılmasını sağlayan "immünoterapi" yönteminin, özellikle kemik metastazı olan hastalarda etkin bir tedavi olduğu gösterildi.
Söz konusu çalışmada başarılı sonuçlar elde edilirken, klinik kullanım onayı alınan iki yeni ilaç ile özellikle kemoterapi uygulanamayan ve daha önce kemoterapi uygulanmasına rağmen rahatsızlığı tekrar eden hastalarda olumlu ilerlemeler kaydedildi.
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Adana Şube Başkanı, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Hastanesi İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timuçin Çil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu ve ileri yaştakilerin yanı sıra gençlerde de rastlandığını söyledi.
Prostat kanserinin 10 yıl önce her 10 erkekten birinde görüldüğünü ancak bugün oranın arttığını ifade eden Çil, "Şu andaki veriler, her 7 erkekten birinde bir dönemde görüleceğini ortaya koyuyor. Bu oran 70 yaşın üzerinde ise her 4 erkekten birinde şeklinde olacak." diye konuştu.
Prof. Dr. Çil, hastalık görülme oranlarının artışında ortalama yaşam süresinin uzamasının etkili olduğunu vurgulayarak, gelişmişlik düzeyine paralel olarak yaşlı nüfusun yükselmesiyle hastalık gelişim riskinin de arttığını aktardı. Bunun yanı sıra tarama yöntemlerinin yaygınlaşması, toplumsal farkındalığın ve tedaviye erişimin artmasıyla tanı oranlarının da yükseldiğini dile getiren Çil, buna bağlı olarak hastalık oranlarında geçmiş yıllara göre belirgin bir farklılık olduğunu bildirdi.
Çil, "Son 10 yılda, özellikle erken dönemdeki prostat kanseri oranında artış gözlendi çünkü bireysel tarama yöntemlerine ulaşılmasının yanı sıra toplumsal tarama yöntemleri de uygulanmaya başlandı. Bu da önemli bir sağlık politikası ve hastalık teşhisinde pozitif etki sağlıyor." dedi.
"KETEM'LERDE TEST YAPILIYOR"
Prostat kanserinin ölüm oranının, erken yaşta görülen, agresif seyreden ve yayılmış hastalarda yüksek, yaşlılarda erken tanı halinde ise düşük olduğuna işaret eden Çil, sık görülmesine karşın bu hastalıkta ölüm oranının yüksek olmadığını, tedaviyle sorunun ortadan kaldırılabildiğini vurguladı.
Ürolojik muayenelerin artırılmasının yanı sıra "PSA" diye isimlendirilen testle kolayca tanı konulabildiğini belirten Çil, şunları kaydetti:
"Sağlık Bakanlığına ait KETEM'lerde bu test yapılıyor. Ailesinde prostat kanseri olan ve 40 yaş üstündeki kişiler, risk grubunda olmayanlar da 50 yaşından sonra buraya başvurabilir. Çok sık idrar yapma, düzensiz idrar yapma, kanlı idrar gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu gibi durumda hemen uzmana başvurulmalı."
"İMMÜNOTERAPİ, ONKOLOJİDE YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI"
Prostat kanserinde erken tanı alan hastalarda, açık veya kapalı cerrahi yöntemi, hatta robotik cerrahi ile çok başarılı sonuçlar elde edildiğini aktaran Çil, evresi ileri olan hastalarda hormonal tedavi, yeni kemoterapi seçeneklerinin söz konusu olabildiğini söyledi.
Çil, ileri evre prostat kanserli hastalarında, vücudun bağışıklık sistemini, kanserli hücrelere karşı daha kesin, etkili ve daha güçlü saldırılar yapacak şekilde yükselterek kanserli hücrelerin büyüme ve yayılmasını durdurmayı veya hücrenin tamamen ortadan kaldırılmasını amaçlayan "immünoterapi" yönteminin de kullanılabildiğini bildirdi.
İmmünoterapinin, onkoloji alanındaki en önemli çalışmalardan biri olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Çil, "İmmünoterapi, prostat kanserinde de hedef alanlarından biri durumunda. Bu konuda şu anda çok önemli bilimsel çalışmalar yürütülüyor. Bu yöntem, onkolojide yeni bir dönüm noktası. Prostat kanserinde de ilerleyen dönemde sıklıkla kullanılacağını görüyoruz." dedi.
İmmünoterapi yönteminin prostat kanserinin tedavisinde kullanılmasına yönelik bilimsel çalışmalar hakkında bilgi veren Çil, şöyle devam etti:
"İmmünoterapinin prostat kanserinde kullanıldığı 'Placebo-controlled phase III trial of immunologic therapy with sipuleucel-T (APC8015) in patients with metastatic, asymptomatic hormone refractory prostate cancer' isimli 'Metastatik kastrasyon rezistans prostat kanserinde immunolojik sipuleucel-T (APC8015) adlı ajanın placeboya karşı etkiniliğini araştıran Faz III radomize çalışma' ABD'de 19 büyük kanser merkezinde Dr. Eric J. Small ve ekibi tarafından yapıldı. Çalışmadan başarılı sonuçlar elde edildi. Bu çalışmayla özellikle kemik metastazı olan hastalarda immünoterapinin etkin bir tedavi olduğu gösterildi. Çalışmanın sonuçları, ilk olarak Journal of Clinical Oncology Dergisi'nde yayımlandı."
"GELÄ°ÅžTÄ°RÄ°LEN Ä°KÄ° YENÄ° Ä°LACIN KLÄ°NÄ°K KULLANIM ONAYI ALINDI"
13. Üroonkoloji Kongresi Başkanlığını yapan Prof. Dr. Sümer Baltacı da vücuda yayılmış (metastatik) mesane kanserinde uzun yıllardır eksikliği çekilen, standart kemoterapiye alternatif tedavi uygulamaları açısından son 1 yıl içerisinde önemli gelişmeler yaşandığını bildirdi.
"Vücudun bağışıklık sisteminin elemanlarının işleyişinin yeniden düzenlenmesi" prensibine dayanan ve "immüno-onkolojik" tedaviler olarak nitelendirilen bu yeni tedavi yaklaşımı için ilaç geliştirildiğini anlatan Baltacı, "Geliştirilen iki yeni ilaç klinik kullanım onayı aldı. Bu yeni grup ilaçlarla, özellikle kemoterapi uygulanamayan hastalarda ve daha önce kemoterapi uygulanmasına rağmen hastalığı tekrar eden hastalarda olumlu sonuçlar bildirilmektedir. Önümüzdeki dönem, bu grup ilaçlara ait daha fazla çalışmanın ve tedavi uygulamalarının yapılacağı bir dönem olacaktır." ifadesini kullandı.
Yorum Yazın