Politis gazetesi, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inde yürüttüğü doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetleri konusunda Güney Kıbrıs’ın AB nezdinde başlattığı girişimlerin, önümüzdeki 24 saat içerisinde sonuç vermeye başlamasının beklendiğini yazdı.
Gazete, Türkiye’nin söz konusu faaliyetlerinde yer aldığı iddia edilen ve yaptırımlar uygulanması öngörülen özel ve tüzel kişiler listesine yeni isimlerin ekleneceğine dair Brüksel’den olumlu sinyaller geldiğini belirterek, AB’de teknokratlar düzeyinde “olumlu gelişmelerin” yaşandığını savundu.
Söz konusu listenin Rum Yönetiminin, yüksek rütbeli isimlerin eklenmesi gibi, bütün taleplerini içermemesine karşın AB’nin Türkiye aleyhine yaptırımlar uyguladığını göstermesi bakımından önem taşıdığını vurgulayan gazete, listede yer alacak kişilere uygulanacak yaptırımların sertlik düzeyinin ne olacağının ortaya çıkmasının beklendiğini de ifade etti.
“HEM BİZ HEM TÜRKLER DEVAM EDİYOR”
Gazete, yukarıdaki başlık altında verdiği bir diğer haberinde, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in dün Rum Meclisi Enerji Komitesi’ni yaşanan gelişmeler ve son durum hakkında bilgilendirdiğini yazdı.
Basına kapalı gerçekleştirilen toplantının büyük bir kısmının Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’indeki 8’inci parseldeki sondajı konusuna ayrıldığını, komite üyelerinin bu konudaki endişelerinin yanı sıra, Rum hükümetinin doğalgaz programının devam etmesinden duydukları memnuniyeti de dile getirdiklerini belirten gazete, Lakkotripis’in ise enerji programı hakkında bilgi aktardığını vurguladı.
Habere göre Lakkotripis, ENI şirketinin 6’ncı parseldeki “Kronos” yatağında gerçekleştireceği sondajın, şirketin kullanacağı sondaj platformunun Mısır’daki çalışmaları sırasında teknik sorun çıkması sebebiyle gecikeceğini ifade etti.
Bugünkü veriler ışığında “Kronos” yatağında sondajın Mart ayında başlamasının beklendiğini vurgulayan Lakkotripis, ENI-Total şirketlerinin 2020-21 döneminde üç ila altı sondaj gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtti.
Exxon Mobil şirketinin aynı dönemde 10 ve Noble-Shell-Delek şirketlerinin ise “Afrodit” yatağında bir sondaj gerçekleştirmeyi öngördüklerini belirten Lakkotripis, Afrodit yatağının İsrail’le birlikte kullanılmasına ilişkin 2012 yılından beridir süren görüşmelerin uzlaşıyla sonuçlanacağı konusunda iyimserlik taşıdığını da vurguladı.
Fileleftheros gazetesi ise konuya ilişkin haberinde, Lakkotripis’in toplantı sonrasında herhangi bir açıklamada bulunmamasına karşın komite başkanı Andreas Kiprianu’nun açıklama yaptığının ve Güney Kıbrıs’ın enerji programının planlandığı şekilde devam ettiğini söylediğini yazdı.
Habere göre Kiprianu, “zor ve tehlikeli bir dönemdeyiz ama Kıbrıs egemenlik haklarını kullanmayı sürdürüyor” şeklinde konuştu ve gerek doğrulama sondajları gerekse Afrodit yatağının ticari kullanımı sürecinin devam edeceğini vurguladı.
Toplantı sonrasında açıklamada bulunan AKEL milletvekili Kostas Kosta ise, Türkiye’nin 8’inci parseldeki sondajının yasadışı olduğu iddiasında bulunarak, ileri sürdükleri “kışkırtmayı” kınadıklarını vurguladı.
HRİSTODULİDİS ROMA’DA
Gazete bir diğer haberinde ise, Türkiye’nin sondaj gerçekleştirdiği 8’inci parselde izin sahibi olan şirketlerin İtalyan ve Fransız şirketleri olduklarını hatırlatarak, Fransa’nın bu konudaki tutumunun daha güçlü olmasına karşın İtalya’nın tepkisinin sönük kaldığını iddia etti.
Gazete, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, İtalya’nın tutumunu netleştirmek amacıyla bugün İtalya’da temaslar gerçekleştireceğini ve mevkidaşı Luigi Di Maio’yla görüşeceğini belirtirken görüşmede Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’daki gelişmeler ve ikili ilişkiler gibi birçok konunun ele alınacağını aktardı.
Habere göre iki ülkenin dışişleri bakanlıklarının heyetleri arasında da görüşmeler gerçekleştirilecek.
FRANSA BÜYÜKELÇİSİ’NDEN MESAJ
Haberinin devamında gazete, Fransa’nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi İsabelle Dumont’un dün Rum Haber Ajansı’na açıklamada bulunduğunu ve Türkiye’ye mesaj verdiğini yazdı.
Habere göre Dumont söyleşisinde, Fransa’nın uluslararası hukuktan yana olduğunu ve Türkiye’nin de Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inde gerçekleştirdiği faaliyetlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu iddia ederek sorunun tek çözümünün siyasi olabileceği görüşünü dile getirdi.
Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmayı “sahte anlaşma” şeklinde nitelendiren ve anlaşmayı kınayan Dumont, bu anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu savundu.
Dumont, EastMed projesinin “çok ilgi çekici bir girişim olduğu ve AB’nin, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi girişiminin bir parçası olabileceği” iddiasında bulunurken, ülkesinin kuruluş tüzüğü Güney Kıbrıs, Mısır, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin tarafından imzalanan “East Med Gas Forumu’na” katılabileceğini de vurguladı.
FRANSIZ UÇAK GEMİSİ LİMASOL LİMANINA DEMİRLEYECEK
Dumont, Fransız “Charle De Gaulle” uçak savaş gemisinin birkaç gün içerisinde Doğu Akdeniz’e de geleceğini ve görevinin DAEŞ’e karşı bölgede mevcut uluslararası ittifak çerçevesinde istikrarı sağlamak olduğunu belirtirken geminin görevinin son aşamasında, Şubat ayı sonlarında, Limasol limanına demirleyeceğini ifade etti.
Dumont, geminin Limasol limanını ziyaret edecek olmasının, iki ülke arasında mevcut çok güçlü ilişkilerin göstergesi olduğunu da sözlerine ekledi.
Yorum Yazın