DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, GAK TV’de Harun Denizkan ve Ulaş Barış’ın canlı yayınına katılarak vatandaşlardan gelen soruları yanıtladı.
DP’den yapılan açıklamaya göre, partisinin manifestosunda bulunan maddeler hakkında konuşan Denktaş, bu türden özgürlüklerin DP tarafından gündeme getirilmesine verilen tepkilere anlam veremediğini söyledi.
“Hem manifesto hem de adaylar açısından DP özüne döndü, kendimizi çok iyi ifade edememiş olabiliriz” diyen Denktaş “Ancak geleceğe dönüş olarak DP çok iyi bir başlangıç yaptı” dedi.
“Sanki özgürlükler başka kanata aittir, bir başkası konuşamaz gibi eleştiriler var. Halbuki sosyal haklara sahip çıkan parti DP’dir. Hatta bu yüzden beni solcu olmakla itham ettiler. Ben sağ sol değil, ne gerektiriyorsa o durum, gerekli yaklaşım onu çözmeye çalışırım” diyen Denktaş “Vicdani ret daha önce de programımızda vardı. Uluslararası standartlarda başvurular yapılıp değerlendirilmeli. Bu konuda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” dedi.
Manifestoda bulunan eşcinsel evliliğe yasal düzenleme konusunda da konuşan Denktaş, “Buna ille de eşcinsel evlilik demeye gerek yok. Dünyada sivil birliktelik kavramı da kullanılır. Bu birliktelik olacaksa bunların hukuki birlikteliği, miras hakkı konuşulmalı. Tüm bu konuları tabu diyerek konuşmamak doğru değil” ifadelerini kullandı.
DP manifestosunun bir diğer maddesi olan marihuana bitkisine denetimli serbestlik verilmesi hususunda da açıklamalar yapan Denktaş, şöyle konuştu:
“Sentetik uyuşturucu ölüme yol açıyor. Bugün ülkemizde her eve girme ihtimali olan bir durumu uzmanları ile çalışarak, diğer ülkelerde denetimli bir şekilde kullandırılması sağlık açısından iyileştirici şekilde kullanılmasını uzmanları ile tartışalım ve doğru olanı yapalım. Üzücü sonuçlarından dolayı üzülmeyelim. Ne yani çocuklarımız zehirlensin ya da sabıkalı olsun da bu siciline yazılsın daha mı iyi? DP’ ye bunu tartışmak yakışmadı ne demektir? Bütün bunları konuşmaya hazır olalım. Yıllarca parmağımız arkasına saklandık. Kontrol altında yapılsın, yasaklayarak yapılırsa sokağa düşecek. Konuşalım, tartışalım ve çözüm üretelim. Sosyal bir sorunun üzerine gitmemiz lazım. Yıllardan beri cezai tedbirlerle kurtulmaya çalıştık. Kurtulduk mu, kurtulamadık. Bizim yapmaya çalıştığımız şey sorunlardan kaçmak yerine bunların üzerine gitmektir.”
İzleyicilerden gelen son dönemin en tartışmalı konularından olan vatandaşlık verilmesi üzerine de açıklamalarda bulunan Denktaş, şöyle dedi:
“Bu konuda yasa var. Ancak yıllardan beri burada doğmuş burada büyümüş birilerinin vatandaşlık alabilmesi, beyaz kimlik benzeri bir kimlik almaları sağlansın. Bu yasa geçtikten sonra bugün gelen hemen hak sahibi olmasın ancak, şimdi durdurulsun. Bunlar burada yaşayan İnsanlardır. Dışarıdan nüfus getirmiyoruz, burada yaşayanları ötekileştiremeyiz. Kıbrıs Türk kimliği artık renkli bir kültür haline gelmiştir. Felafelle lahmacunla viski içiyoruz, şeftali ile viski içerdik. Belli bir seviyeyi aşıncaya kadar bunları aşmamız lazım. Burada büyüyen çocukları memleketlerine gönder köylerinin yolunu bulamazlar, onlar da bizim insanımızdır. Dolayısı ile Kıbrıslı ile evli ama vatandaşlık alamamış, esas mağdur olanlar bakanlık yolunu bilmeyenler. Rica ile yaşama düzeni değişmeli. Bundan sonra geliş kısıtlanmalı.”
İzleyicilerin özellikle Girne’de artan trafik sorununa ilişkin sorularına da cevap veren Denktaş, “Girne’ye gitmek eziyet anlamına dönüştü. İki tane bypass yapılmalı. Bunların ihalesi açıldı, planı projesi hazır ancak işler ara emri ile durdu. Bence bu yollar acil yapılmalı çünkü mevcut yollar araçları taşıyamaz duruma geldi” ifadelerini kullandı.
“Uzun yıllar siyasette olmanıza rağmen neden sorunları çözemediniz. Bugüne kadar kaç tane üçlü kararname imzaladınız” şeklindeki soruya ise Denktaş, şu yanıtı verdi:
“Üçlü kararname konusunda en tutumlu siyasetçi sanırım benim. En son dönemde sadece iki kişi atadım, gereklilikti. Siyasette 28. Yıla giriyorum ve bunun 13 yılı iktidardaydım. 30 yaşında bakanlık aldım. Sorunlar bitmez, biri biter diğeri başlar. Sihirli değnek yok. Bir sorundan şikayet ederken, kaç sorun çözdü, önünde kaç sorun olduğunu bilemeyiz. Çöze çöze gelirim, yarata yarata değil. Sorunlar mali konularda öngörülebilirdir ancak diğer konularda öngörülemeyenler de vardır. DP olarak bizim çözdüğümüz sorunlar kadar gelen diğer partiler yaratmıştır. Bunu yaşayarak gördük. Yaptıklarımızı anlatmakta sıkıntımız var.”
Hükümet olarak çok başarılı bir dönem geçirdiklerini kaydeden Denktaş, UBP ile tekrardan koalisyona gider mi şeklinde gelen sorulara, “Önce bir sonuçlar çıksın, değerlendireceğiz. Bizim açımızdan başarı ile giden bir iş vardı. Sosyal Sigortalar açısından çok iyiydi gidişat. 28 yıl siyasi hayatta yer alan birisine koalisyonlarda yer alan birisine sorulacak soru değil ama” şeklinde cevap verdi.
“Size göre gelen Türk, giden Türk mü” şeklinde soruya karşılık ise Denktaş şöyle dedi:
“Gelen de Türk, Giden de Türk’tür. Biz birlikte ölmeyi başardık, birlikte yaşamayı başaramıyoruz. Onları bize benzetmeye çalışmalıyız. Ancak biz başkalarına benzemeyi seviyoruz. Güneyde bizi görmek istemeyen bir grup var daha ama biz onları görmek istiyoruz. Denktaş bize cumhuriyeti kurarak iyilik yaptı. Ben Kıbrıs Türk milliyetçisiyim. Ben bunu 94-96 da söylediğimde babamla bu konuyu tartıştık mı? Evet. Ona “bu cumhuriyeti kurmuşsak, Kıbrıs Türk Milliyetçiliği de olacaktır” dedim. Bu türden bir tutumun Türk milliyetçiliği ile herhangi çelişir bir tarafı yoktur olamaz.”
“2020 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAYIM”
Cumhurbaşkanlığı için aday olacak mı sorusuna, “2020 seçimlerinde evet adayım, o güne kadar hala yaşıyorsam adaylığımı koyacağım” şeklinde cevap verdi.
Yurt dışı ve yurt içi Kıbrıslı Türklerin nüfusu hakkındaki sorulara da cevap veren Denktaş, bu konuda şöyle dedi:
“Dışarıda yaşayanlara seçme seçilme hakkı vermeliyiz. 3. nesli orda kaybetmek üzereyiz. Bunu seyredemeyiz. Yıllardır bana söylenen, ne hakları var, bıraktılar bizi burada ambargolar altında ve gittiler. Bu insanları geri kazanmak zorundayız.”
KKTC’de yeni bir nüfus sayımının yapılmasının şart olduğunu ifade eden Denktaş, şunları söyledi:
“DP’nin dediği uluslararası normlara bağlı olarak sayım yapılmalı, yurt dışındaki insanı da sayım altına yapmayı başarmalıyız. Bunu tüm dünya ile paylaşmalıyız. Ferdi Sabit Soyer ile hükümet zamanında soru kağıdını bile görmediğimiz bir sayım yapıldı ve 6-7 ay sonra ortaya bir rakam çıktı, Defacto nüfus dendi. Ama gerçek rakam açıklanmadı. Bu sayımı gözlemciler eşliğinde yapmalıyız. Utanacak saklayacak bir şeyimiz yoktur.”
Denktaş programda şunları da kaydetti:
“Hayat Pahalılığı 7 diye açıklandı. 5.1’di öngörü. Bu 60 milyon TL ek külfet demektir. Bütçe geçmediği için önlenemeyen bir ek külfet var. Seçim var diye bırakmış değiliz, çalışmaya devam ediyoruz. Dövizin dalgalanmasını az bir zararla geçirebilecekken bütçeyi geçirmeyerek bu duruma geldik. 1 ay içerisinde 3 maaş ödedik. Niye ödedik ve bunu söylüyoruz? Çünkü ödeyemeyenleri hatırlatmak için. 2018’de bütçenin 12’de 1 ine bile sığamayacağız. Çok zor olacak.
Basının rolü, AB destekli kampanya önemli zemin oldu, bizimle ilgili hep eksikliklerden bahsedilir, iyi olanlar yer almaz. Annan Planı döneminde o kadar umutlar yukarıya çıkarıldı ki, bu da bir olumsuz etki oldu. En ideal talep edildi, en ideal diye bir şey yok, oraya adım adım yaklaşılır, ama bugünden yarına yavaş yavaş yaklaşılır, sihirli bir değnek yok, hemen diye bir şey yok. Bu beğenmediğimiz devlet tek güvencemizdir. Rejim değişir, sistem değişir, yolları denersin ve çözüm üretirsin.
Aynı şehirde kimlik göstererek seyahat ile ilgili 1960 öncesi seyahat edemiyordun, pasaportla seyahat ediyordun, şimdi kimliğe döndü, karşı taraftan iyi niyet görmüyoruz, zamanında barikatlardan geçerek yoklanarak seyahat ederken neredeydi aklı, değişti mi aklını? Değişmediğini gösteriyor, açık açık bağırıyor düşüncesini, bizi alçaltıyor hatta. Bağıra bağıra söyleyelim ve kendimizi kabul ettirelim.
“PARÇA PARÇA ÇÖZÜM NASIL OLACAK?”
Global çözüm denendi ve bizzat BM’ nin planıydı, harita da onların haritasıydı Rum reddetti, nedeni bütün Dünya o devlet sen azınlıksın diyor. Dünyaya bunu iyi anlatmamız gerekiyor.
Bu ülkede Maronitler gibi bir azınlık var, onlara mülkleri iade edildi. Tatillerde gelen ve orda yaşayan var. Benzeri uygulanabilir. Maraş’ın eski sahiplerine açılması, alt yapıyı biz yapalım, üst yapıyı onlar, oradaki yatak sayısını turizme kazandıralım. Vasilik yasasını geçirelim, vasi tayin edelim ve bu şekilde devreye sokalım. Buradan çıkan sonucu inceleyelim, BM buna karşı çıkmaz. Tek yanlı bir açılımdır, bunun için kredi de kullandırılır, canlandırılır. TC ile serbest ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyalım. Yabancı, Rum ve TC şirketleri ile ticarete başlayalım. Kıbrıslı Rumlar gizli veya ortakla, uyuyan ortak benzeri bir yapıyla başlayacak. Fırsatı değerlendiren ve getirisini görenler kendi siyasilerine baskı uygulayacak. TC ile ticareti Kuzey limanlarından, Avrupa ile ticareti Güney limanlarından yapalım. Bunu Rum kabul etmiyor. Niye kabul etmiyor? Sen daha aşağıda kalasın ki seninle istediği gibi oynasın. Mersin Limanı ile yollar kapalı mı? evet kapalıdır. Bunu söyleyen tek siyasi benim. Serbest ticaret ile ilgili anlaşma imzalanmıştır ama askıya alındı. Neden, Avrupa Birliğini korkutmayalım. Bu askıda olan anlaşmayı yeniden gözden geçirelim. Yerel üretici ve işletmelerimiz korunacak şekilde bir yapı ile bu anlaşmayı devreye sokalım. Doğru zaman şimdidir, neden? TC de Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden gözden geçirecek. Zaman doğru zamandır. Bunu sağlarsak artı bütçeye geçeriz. Ciddi bir çark dönecek.
Bu akşam Atatürk Spor Salonu’ndaki Demokrasi Şöleni’ne tüm halkımız davetlidir. Meşaleye mühür bekliyoruz, karma kullananlar dikkatli olmalı, yanma riski yüksektir.”
SERDAR DENKTAŞ: “DP SORUN ÇÖZEN PARTİDİR, YARATAN DEĞİL”
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın