Meclis eski Başkanı Dr. Sibel Siber, BRT’de yayınlanan 'Dördüncü Boyut' adlı programda gündeme ilişkin gazeteci Mert Özdeş ve eski müzakereci Ergün Olgun'un sorularını yanıtladı.
Siber, Kıbrıs sorunu üzerine değerlendirmelerde bulunarak, “Toplumun derdi federasyon değil, çözümdür” dedi.
Siber, Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum lider Anastasiadis arasında gerçekleşen görüşmelere değinerek şu ifadeleri kullandı:
“FEDERASYON GÖNÜLLÜLÜĞE DAYANIR
Sayın Cumhurbaşkanı Rum tarafının zihniyetinin değişmesini beklediğini söylüyor. Bu kadar zamandır değişmeyen zihniyet şimdi niye değişsin? Federasyon gönüllülüğe dayanır. Tek yol federasyon mudur? Bunca yıldır neden gerçekleşemedi o zaman? Toplumun derdi Federasyon değildir. Toplumun derdi çözümdür.
PARLAMENTODAN YETKİ ALMADAN ADIM ATAMAZSINIZ
Sayın Cumhurbaşkanı Crans Montana’dan sonra ne değişmişti de“Gutteres Belgesinin altına imza atarım” demişti. Peki burada Meclis nerede? Hayretler içinde izledim. Cumhurbaşkanının bunu Meclis’e izah etmeliydi. Bunu anlatacak, sonra dönecek milletvekillerinden yetki alacaktı. Parlamentoda çoğunluk size yetki vermezse bunu yapamazsınız. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı Parlamentoya karşı sorumludur.
Biz de başkanlık sistemi yoktur. “Beni halk görüşmeci olarak seçti, ben istediğim kararı alırım, istediğim şekilde müzakereleri başlatırım ve devam ederim” olmaz!
Bugün bu davranışı destekleyenlere soruyorum. Yarın bir başka Cumhurbaşkanı seçilse, ‘beni halk seçti’ diyerek parlamentoya sormadan mesela ‘Türkiye’ye bağlanacağım’ dese veya ‘müzakereleri bitiriyorum’ dese bunu da kabul eder miydiniz?
KİŞİDEN KİŞİYE GÖRE DEĞİŞEN DEMOKRASİ ANLAYIŞI KABUL EDİLEMEZ
Bazı insanlar varsa biz ona güveniriz, demokrasiyi sorgulamaya gerek yoktur, demokratik çerçevede hareket etmese de, anayasal yetkilerini aşsa da varsın yapsın” düşüncesi kabul edilemez. Cumhurbaşkanının yetkileri Parlamento’nun verdiği yere kadardır. Her türlü anlaşmayı onaylayacak olan da Parlamento’dur.
BERLİN’DEN ÖNCE MECLİS İRADESİ ORTAYA ÇIKMALI
Berlin’deki üçlü görüşme konusunda Hükümetten açıklamalar geliyor. Ancak bunun tartışılacağı yer Meclis’tir. Anayasal yetkinizi neden kullanmıyorsunuz? Hükümet olarak karşıysanız Bakanlar Kurulu’nda olağanüstü toplantı kararı alıp yapıp Cumhurbaşkanı’nı Meclis’e davet edersiniz. Maalesef kötü bir süreç yaşıyoruz. Meclis iradesinin ortaya çıkması gerekiyor. Olağanüstü toplantıdan bir bağlayıcı bir karar çıkması gerekiyor. Gitsin görüşsün veya görüşmesin.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin “açıklamalarda kullanılan ifadelerle başladığını” söyleyen Siber, “‘ben yaparım, ben söylerim’ havaları var, seçim sürecinin yansımalarıdır bunlar” dedi.
Seçim sürecini izlediğini de belirten Siber, herhangi bir netliğin olmadığını gözlemlendiğini aktardı. Siber, “Bu ülkenin bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı var. Görüşmeci, müzakereci Meclis tarafından da seçilebilir” dedi.
Siber, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“SEÇİM HAVALARINA GİRİLDİĞİ GÖRÜLÜYOR
Tabi seçimler de yaklaşıyor biraz ‘ben yaparım, ben söylerim, ben liderim’ havaları var. Seçim sürecinin yansımalarıdır bunlar…
CUMHURBAŞKANI BİR AKTİVİST DEĞİLDİR
Makam sahipleri kişisel görüşlerinden ziyade o makamın verdiği sorumluluk bilinciyle, toplumsal bütünlüğü düşünerek, Türkiye’ye mesaj verilecekse karşılıklı ilişkileri, iki halk arasındaki ilişkileri düşünerek açıklama yapmalıdır. Siz bir aktivist değilsiniz, sivil toplum örgütü lideri değilsiniz. Yazdığınız her kelime, ağzınızdan çıkan her sözcük bin kere tartılmalı. Aksi halde o görevleri talep etmeyin, aktivist kalın…
PARLAMENTO HALKIN `’NI DEĞİL 0’ÜNÜ TEMSİL EDİYOR
Parlamento ile ilişkilerin bu hale getirilmesi beni üzüyor. Sürekli bir ego savaşı yaşıyoruz. Yani Cumhurbaşkanı “ben yüzde altmış ile seçildim, halk verdi bu yetkiyi, o yüzden bu kararları alabilirim” diyor. Tabi ki halkın seçimine saygı duyarız ancak Parlamentoyu da Halk yüzde yüz oy ile seçmiştir. Parlamento Halkın yüzde yüzünü temsil ediyor. Çok mu zordur Parlamento ile iyi bir diyalog içinde olmak?
BU ÜLKENİN BİR CUMHURBAŞKANINA İHTİYACI VAR
Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecini izliyorum, bir netlik yok. Özellikle sağ cenaha baktığımızda birçok soru işareti var. Hükümetin istikrarı için ortak aday çıkarılmalı. Ancak parti tabanları kendi adaylarını çıkarma arzusu içinde.
Bu ülkenin bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı var. Görüşmeci, müzakereci Meclis tarafından da seçilebilir. Meclis’in bir buçuk katı bütçesi olan bir makamda sade ve sadece bir müzakerecilik görevi yapılacaksa bu gereksizdir. Eğer biz bir Cumhurbaşkanı seçeceksek bu bir Cumhurbaşkanı olmalıdır. Bütün Halkı kucaklayan herkese eşit mesafede, toplumu kutuplaştırmayacak bir Cumhurbaşkanı olmalıdır.
ADAYLIK KONUSUNDA HENÜZ KARAR VERMEDİM
Cumhurbaşkanlığı çok onurlu bir görev. Aday olup olmamaya karar vermiş değilim. Çok güvenebileceğim bir aday çıkması durumunda büyük destek verebileceğimi söyleyebilirim. İllede ben olacağım diye bir şey söz konusu değil.”
Yorum Yazın