Tabipler Birliği, gribe karşı üç etkili yöntemin “aşı olmak, virüsün bulaşmasını engelleyecek alışkanlıklar geliştirmek ve hastalık durumunda hekime başvurmak” olarak açıkladı.
Tabipler Birliği, grip hastalığının influenza virüsünün yol açtığı üst solunum yollarını veya akciğeri tutabilen bulaşıcı viral bir hastalık olduğunu belirterek, bu hastalığın, her yıl özellikle kış aylarında salgınlara ve hatta ölümlere sebep olan önemli bir sağlık sorunu olduğunu hatırlattı.
Birliğin Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Dr. Emre Y. Vudalı, “grip” hastalığı konusunda bilgilendirici açıklama yaptı. Vudalı, açıklamasında grip çeşitleriyle ilgili bilgi vererek, tedavi yöntemleri ve korunma yollarıyla ilgili tavsiyelerde bulundu.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Dr. Emre Y. Vudalı’nın açıklaması şöyle:
İNFLUENZA VİRÜSÜ
“İnfluenza virüsü A, B ve C tiplerine ayrılmaktadır. İnfluenza A ve B virüsü yıllık mevsimsel gribe sebep olurken, influenza C virüsü daha küçük ölçekli ve hafif enfeksiyonlara sebep olmaktadır. İnfluenza A virüsü en yaygın grip etkeni olup hem insan hem hayvanlarda gribe sebep olmaktadır. İnfluenza A virüsü aynı zamanda kendi içinde hücre yüzeyindeki proteinlere göre subtiplere ayrılmaktadır. Bunlardan da en fazla konuşulanları domuz gribi etkeni H1N1, kuş gribi etkenleri H5N1 ve H7N9 ve standart mevsimsel grip etkeni olan H3N2’dir.
DOMUZ GRİBİ (H1N1) NEDİR?
İnfluenza tip A/H1N1 virüsü ilk olarak 2009 yılında Kuzey Amerika’da ortaya çıkmış ve o yıl pandemiye yani kıtalararası büyük ölçekli salgına sebep olmuştu. Ancak yaklaşık 1.5 yıl sonrasında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu pandeminin sona erdiğini duyurmuştur. Son 40 yıllın en büyük pandemisi olması ve o dönemdeki belirsizlik sebebi ile dünyada büyük bir korkuya sebep olmuştu. Ancak artık A/H1N1 yıllık mevsimsel grip etkeni olarak her yıl karşımıza çıkmaktadır.
2009 yılındaki pandemiden sonra önemini büyük ölçüde yitirmiştir. Artık her yıl kış aylarında görülen grip hastalığının sadece bir subtipi olması dışında önem arz etmemektedir.
GRİBİN BELİRTİLERİ
Grip hastalığında ateş, baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk hissi, akan ya da dolu burun, hapşırma ve boğaz ağrısı belirtileri görülmektedir.
GRİBİN SEYRİ VE BULAŞICILIĞI
Virüs solunum yolu ile vücuda girdikten yaklaşık 1-4 gün, ortalama 2 günde hastalık şikayetleri başlar. Komplikasyonsuz (ek hastalık) gripte hastalık süresi 3-7 gün sürmekte, ancak öksürük ve kas ağrısı 2 haftaya kadar devam edebilmektedir.
SOĞUK ALGINLIĞI, NEZLE VE GRİPTE ANTİBİYOTİK KULLANMALI MIYIZ?
Hayır. Bu hastalıkların etkenleri virüs olduğu için antibiyotiklerin tedavi üzerinde etkisi yoktur. Ancak çoğu zaman hastaların kendi kendilerine, doktora başvurmadan ya da yanlış tanı almaları sebebi ile antibiyotik kullanılmaktadır.
KOMPLİKASYON VARSA…
Ancak eğer grip hastalığı sırasında komplikasyon (sinüzit, otit, zatüre) gelişirse mutlaka antibiyotik tedavisi başlamak gerekir. Bu nedenle eğer gripte iyileşme beklerken hastalıkta kötüye ilerleme olursa mutlaka doktora başvurulması gerekir.
GRİP AŞISI YAPMALI MIYIM ? TEKRAR GRİP OLUR MUYUM ?
Her yıl hazırlanan grip aşısı bir önceki senedeki dolaşan influenza subtiplerine göre hazırlanmaktadır. Ülkemizdeki grip aşısı da A/H1N1, A/H3N2 ve influenza B’ye karşı bağışıklama kazandırmaktadır. Ancak akılda tutulmalıdır ki bu virüs hızlı bir şekilde mutasyon yani değişim geçirdiği için yine bu influenza subtiplerinden hastalık oluşabilmektedir. Hastalığın seyrinin hafiflettiği ve özellikli hasta grubunda ölüm oranını azalttığı dünyada yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Yapılan bir grip aşısı sağlıklı bir kişiyi yaklaşık bir yıl korumaktadır, bu sebepten her yıl tekrarlanması gerekmektedir. Ancak yumurta alerjisi olan kişilere aşı yapmamalıdır.
Dünya Sağlık Örgütünün önerisine göre 6 aylık ve üzeri yaştaki herkese aşı yapılmalıdır. Ancak riskli gruptaki kişilere öncelik tanınmalıdır. Risk grubundaki kişiler:
-50 yaş ve üzerindekiler,
-Huzur evinde kalan veya kronik bakım verilen bir sağlık ünitesinde kalan her yaştan kişiler,
-Kronik akciğer ve kalp hastaları,
-Uzun süreli aspirin tedavisi verilen 6 aylık-18 yaş arası çocuklar,
-Kronik böbrek hastalığı olanlar,
-Şeker hastalığı olanlar,
-Bağışıklık sisteminde yetersizlik veya baskılanma durumu olan hastalar (kanser hastaları, AIDS olanlar, organ nakli yapılmış olanlar, steroid alanlar, kemoterapi ya da radyoterapi uygulananlar)
-Gebeler,
-Doktorlar, hemşireler ve hastanede çalışan diğer personel,
-Huzurevi ve kronik bakım veren sağlık ünitelerinde çalışanlar,
-Yüksek riskli kişiler (Organ nakli yapılmış hastalar.vb) ile aynı evde yaşayanlar.
AŞI DÖNEMİ NE ZAMANDIR? GEÇTİYSE YİNE DE YAPTIRMALI MIYIM?
Grip aşısı her yıl Ekim ayında önerilmektedir. Ancak eğer aşı yaptırmadıysanız en kısa sürede aşı olmanız tavsiye ederiz. Aşı yapıldıktan sonra 14 gün içerisinde hastalıktan korumaya başlamaktadır.
GRİBİN TEDAVİSİ VAR MI?
Evet tedavisi var. Ancak sadece riskli gruptaki kişilere tedavi başlanır. 65 yaş üstü, kronik hastalığı olanlar (astım, kalp hastalığı ve şeker hastalığı) veya gebe olanlarda yüksek risk sebebi ile tedaviye hemen başlanmalıdır. Eğer 65 yaş üstünde veya ek hastalığınız mevcutsa tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
GRİBİN BULAŞMASINI NASIL ENGELLEYEBİLİRİM?
Bazı önlemlerle virüsün toplum içerisindeki sirkülasyonu sınırlandırılabilir. Örnek olarak hasta kişi ile yakın temastan kaçınmak (öpüşmek, tokalaşmak), öksürürken ve hapşırırken ağızı mendil ile kapatmak, kalabalık ortamlardan uzak durmak, hastalık durumunda okulla veya iş yerine gitmemek, elleri sık sık sabun ve su ile yıkamak, eller ile yüze dokunmamak gösterilebilir.
Yorum Yazın