Kış aylarında üşümek hava koşulları göz önüne alındığında olağan sayılan bir durum. Ancak bazı insanlar var ki onların üşümekten yakınması için çok soğuk bir hava gerekmiyor. Çünkü nispeten soğuk sayılmayan havalarda dahi üşüyorlar.
Halk arasında sürekli üşüyenler için ortak görüş "kansız" oldukları yönünde. Ancak sebep her zaman bu kadar basit çıkmayabiliyor. Zira sürekli üşümek aslında pek çok hastalığın habercisi olabiliyor. Peki, üşümek nereye kadar normal? Hangi durumlarda hangi hastalıkları işaret ediyor? Merak edilenleri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Kayataş’la konuştuk.
Normal vücut ısısı ortalama 36,7 derece
“Üşüme vücudun soğuk hissedilmesidir” diyen Prof. Dr. Kayataş, bunun tüm vücutta olabileceği gibi sadece el veya ayaklarda hissedilebileceğini söylüyor.
Prof. Dr. Kayataş, üşümenin vücutta meydana geliş sürecini şöyle anlatıyor:
“Hücrelerimizin yaşaması ve olağan fonksiyonlarını sürdürebilmesi için vücudumuzun, belirli şartların bulunduğu bir ortamda olması gerekli. Bunlardan biri de vücut ısısı… Normal vücut ısısı 35,5-37,5 derece arası olup ortalaması 36,7. Ortam ısısı düştüğünde üşüme hissiyle beraber vücut kendi ısısını korumak için derin damarlarında büzüşme yaparak ısı kaybını önlemeye, kaslarda titreme şeklinde küçük kasılmalar ve gevşemelerle ısı üretmeye başlıyor. Üşüme hissi bu mekanizmaları harekete geçiren önemli bir uyarı.”
Uzun süren, eşlik eden başka şikayetlerin olduğu üşüme durumları ciddiye alınmalı, buna bir hastalığın neden olabileceği düşünülmeli ve bir hekime başvurulmalı. Üşüme şikayetinin giderilmesi tabii ki buna neden olan hastalığın teşhis ve tedavisi ile mümkün olur.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Kayataş
Uzun süren sürekli üşüme ciddiye alınmalı
Ortam ısısı düşük kaldığında üşüme hissinin olması normal. Üşüme hissinin giderilmesi için yapılacak ilk iş vücudun ısı kaybını önleyecek uygun kıyafetler giymek. Yine yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat etmek, kış mevsimi bile olsa günlük aktiviteler ve spor faaliyetleri yapmak şart.
Peki hangi durumlarda üşüme konusunu hekime başvuracak denli ciddi bir sorun olarak görmek gerekiyor? Prof. Dr. Kayataş’tan öğreniyoruz:
“Uzun süren, eşlik eden başka şikayetlerin olduğu üşüme durumları ciddiye alınmalı, buna bir hastalığın neden olabileceği düşünülmeli ve bir hekime başvurulmalı. Üşüme şikayetinin giderilmesi tabii ki buna neden olan hastalığın teşhis ve tedavisi ile mümkün olur.”
Anemi akla gelen ilk sebep
Bu noktada akla hangi hastalıkların üşümeye sebep olabileceği sorusu geliyor. Üşüme denilince ilk düşünülen vücudun özellikle uç organlarına yeterince kan ve dolayısıyla oksijen gitmemesine neden olan anemi ya da bilinen adıyla kansızlık.
Üşümeye sebep olan bir diğer hastalık ise hipotiroidi. Prof. Dr. Kayataş hipotiroidinin nasıl üşümeye yol açtığını şöyle açıklıyor:
“Tiroid bezinin yeterince tiroid hormonu üretememesinden dolayı metabolizma yavaşlıyor. Böylece vücutta enerji ve ısı üretimi azalıyor.”
Hipoglisemi de üşümenin bir başka nedeni olabiliyor. Kan şekeri düzeyinin 50 mg/dl veya altına düşmesi durumunda hipoglisemi gelişiyor.
Enfeksiyonlar da üşütüyor
Enfeksiyonlar sürekli üşümenin bir başka sebebi. “Özellikle kış aylarında görülen viral veya bakteriyel nedenli grip, sinüzit, bronşit, pnömoni gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında üşümeye ateş, öksürük, burun akıntısı, halsizlik gibi semptomlar eşlik ediyor” diyen Prof. Dr. Kayataş, diğer olası enfeksiyonları şu şekilde anlatıyor:
“Bunun yanında idrar yolları enfeksiyonları, enfeksiyöz ishaller gibi hemen hemen tüm enfeksiyon hastalıklarında ateşle beraber üşüme de görülüyor.”
Yüksek kolesterol, şeker hastalığı, kontrolsüz hipertansiyon, sigara ve alkol kullanımı nedeniyle ateroskleroz dediğimiz atar damarların daralması neticesinde eller ve ayaklar gibi uç organlara yeterince kan gitmiyor. Bu da ellerde, ayaklarda soğukluk, solukluk ve üşümeye yol açıyor
Vücudun ihtiyacı olan çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleri de yine sürekli üşümeye neden olabiliyor. Örneğin demir, B12 vitamini, C vitamini, folik asit eksiklikleri anemiye, dolayısıyla da üşümeye sebebiyet veriyor.
Yetersiz beslenme ve aşırı zayıflık… İnsanlar yeterli beslenmediği takdirde vücudun enerji ve ısı üretimi azalıyor. Azalan yağ dokusu da üşümeye katkıda bulunuyor.
Kan dolaşımında bozukluğa dikkat
Bir diğer sebebin de kan dolaşımının bozulması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kayataş, “Yüksek kolesterol, şeker hastalığı, kontrolsüz hipertansiyon, sigara ve alkol kullanımı nedeniyle ateroskleroz dediğimiz atar damarların daralması neticesinde eller ve ayaklar gibi uç organlara yeterince kan gitmiyor. Bu da ellerde, ayaklarda soğukluk, solukluk ve üşümeye yol açıyor” diyor. Olası damar rahatsızlıklarıyla ilgili olarak sözlerini şöyle sürdürüyor:
“El damarlarında ani daralmalarla seyreden Raynould hastalığında ellerde, sigara kullanımına bağlı bacak damarlarının ileri derecede daralması ile ortaya çıkan Buerger hastalığında da kan dolaşımı bozulduğu için bacak ve ayaklarda soğukluk ve üşüme oluyor.”
Prof. Dr. Kayataş, nöropatilere de değinerek, “Şeker hastalığı ve bazı nörolojik hastalıklara bağlı olarak gelişen sinir harabiyeti el ve ayaklarda üşümeye yol açabiliyor” diyor.
Üşüme hissine yol açan bir diğer hastalık ise pek çok kişinin muzdarip olduğu romatolojik hastalıklar… Prof. Dr. Kayataş bunu, “Yaygın enflamasyon (yangı) ve bazen enfeksiyonun eşlik ettiği romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus gibi romatolojik hastalıklarda da üşüme hissi olabiliyor” şeklinde ifade ediyor.
Yorum Yazın