Bugün Kıbrıs Türkünün İngiliz Sömürge İdaresi’ne karşı direnişinin 62’nci yıl dönümü.
27-28 Ocak 1958'de İngiliz sömürge idaresine karşı yapılan direnişin 62’nci yılı dolayısıyla bugün anma törenleri düzenlenecek.
İlk tören Lefkoşa Şehitler Anıtı önünde saat 09.00’da başlayacak. İkinci tören Küçükkaymaklı Mezarlığı’nda saat 09.30’da yer alacak.
Kıbrıslı Türkler, 27 Ocak 1957 yılında İngiliz Sömürge İdaresi’ne karşı çıkarak Lekoşa’da Girne Kapısı’nda Taksim için gösteri yapmışlardı. Bu gösteride İngiliz askerleri Eski Polis Müdürlüğü binası önünde barikat kurmuş, Kıbrıslı Türk göstericiler de İngiliz askerlerine karşı gelmiş ve onlara taş atmışlardı. Olayların büyümesi üzerine İngiliz askerleri de Kıbrıslı Türklere karşı göz yaşartıcı bomba atmıştı. Bir kısım gencimiz de HALKIN SESİ Gazetesi önünde toplanmış ve orada İngilizlere karşı gelmişlerdi. Bu olayda silahsız olan Kıbrıslı Türklerin elinde sadece sopa ve demir buluyordu. Kıbrıslı Türk göstericiler, İnönü Meydanı’na da gelerek gösterilerini sürdürürken, İngiliz askerleri de burada silahla iki Kıbrıslı Türkü vurarak şehit etmiş.. Sarayönü’nde ise İngiliz askerleri Land Rover tipi araçla Şerife Mehmet adlı yaşlı Kıbrıslı Türk kadının üzerinden geçerek Şerife Mehmet’i şehit etmişlerdi. Olayların daha da büyümesi üzerine kalkanlı ve coplu İngiliz askerleri halkı sokaklarda kovalamıştı. Bu başkaldırış olaylarından sonra İngiliz Sömürge İdaresi’nin Kıbrıslı Türklere karşı bakış açısı değişmiş ve Türklere karşı daha baskıcı ve sert tutum içine girmişti.
27 Ocak’ta Ankara’da Bağdat Paktı Konseyinin Zirve toplantısı vardı ve günler yaklaştıkça Kıbrıs sorununa ilişkin diplomatik temaslar da sıklaşırken Kıbrıs’ta ve Türkiye’de hava iyice gerginleşiyordu. İngiltere ve Yunanistan Taksimi önleyici girişimlerde bulunmaya başlamışlardı. Özellikle Kıbrıs Valisi Footun faaliyetleri karşısında liderimiz Dr. Fazıl Küçük ; Yunan hayranı diye nitelediği Vali Footu “Enosise giden yolu açmaya uğraşmakla” suçluyordu. Bağdat Paktı Zirve toplantıları öncesi Kıbrıs’ta Türk ve Rum toplumları arasında gerginlik artarken 21 Ocak 1958 günü Lefkoşa Türk Erkek Lisesi öğrencileri okula girişlerinde EOKA kelimelerinin yazılı olduğunu görmüşlerdi. Durumu protesto etmek için önce okulun bahçesinde toplanan Türk Lisesi öğrencileri “Bayraklarla ve Yaftalarla” yaptıkları tezahüratlarla Atatürk Meydanına dolarlar. Öğrenciler, Atatürk Meydanından Girne Kapısına kadar giderler ancak geri dönüşte, Dr. Fazıl Küçük’ün evi önünde İngiliz askerleri tarafından durduruldular. İngiliz askerleri öğrencilerin ellerindeki bayrakları almak isteyince bayraklarını vermek istemeyen öğrenciler coplanır. Öğrencilerin taşıdıkları pankartlarda “Vali Foota güvenmiyoruz” ve de ”Rumlarla Türkler bir arada yaşayamaz” gibi sloganlar vardı. 25 Ocak günü Limasol Türkleri “Taksim” lehinde önceden izin alarak başlattıkları yürüyüş İngiliz askeri birlikleri ve polis kuvvetlerinin sert hareketleriyle karşılaştı. İngilizlerin attıkları göz yaşartıcı bombalar sonucu yaralananlar yanında tutuklananlar oldu. Bu arada Rumlar bazı Türk okullarına taşlı, sopalı saldırılarda bulunurlar. Gemi Konağında Türk İlkokulunun camları atılan taşlarla kırıldı. O günde EOKA’nın Gençlik Kolu ANE, Türk okullarına gizlice broşür bırakıyordu. Bu broşürlerde “Enosis”e razı olursanız siz dokunmayız, aksini yaparsanız cezanız ölüm olur” uyarısı ile Türkler korkutularak sindirilmek isteniyordu. İngiltere Dışişleri Bakanı Selwyn Lloydun , 25 Ocak günü Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Ankara’daki görüşmelerinin ardından Vali Footun görüşmelerde bulunmak üzere Ankaraya çağrılması , 26 Ocak günü Vali Foot’un özel bir uçakla İstanbul’a ve oradan trenle Ankara’ya gitmesi dolayısıyla gözler Ankara’ya çevrilmişti….. 26 Ocak günü Vali Foot’un Ankara’ya gitmesi dolayısıyla gözler Ankara’ya çevrilmişti….İşte o günde ; 26 Ocak 1958 akşamı Ankara’dan Bozkurt Gazetesine gelen bir telgraf yanlış tercüme edilirken bu haber, gazetenin basıma geçilmesi aşamasında “İngiltere’nin ‘Taksim’i kabul etti” şeklinde halka duyurulmuştu bile… Ok yaydan fırlamıştı. Bozkurt gazetesinin ertesi günü bu başlıklarla çıkacağını haber alan bir grup Türk ellerindeki bayraklarla gece yarısına doğru Lefkoşa’da yollara döküldü. “Ya Taksim, Ya Ölüm ” sesleriyle Lefkoşa’nın Türk kesiminde dolaşan kalabalık ; Atatürk Meydanı’nda, Asmaaltı’nda ve Girne Caddesi’nde sabahın ilk saatlerine kadar gösterilerine devam edilir… O günde, Lefkoşa Türk Lisesi öğrencileri bugünkü Selimiye Camii’ne yakın mesafedeki Turizm Bakanlığı Binası’nda öğrenim görmekteydi. Lefkoşa Türk Lisesi’ne şehir içinden gelenler vardı, benim gibi köylerden gelenler vardı. Kulaktan kulağa gelen haberler vardı. Gece vakti Lefkoşa’da yaşananlar vardı ve o gün yaşanacaklar vardı… Hiç kimse derse girmiyor ve birlikte hareket ediliyordu… Hedef Saray Önü Meydanı idi... Bayraklarla ve alelacele hazırlanan yaftalarla yollara düşme zamanı gelmişti. Yürüyüşe geçen öğrenciler Evkaf Binası önüne geldiklerinde İngiliz askerlerinin göz yaşartıcı bomba ve coplu saldırılarına maruz kalırlar. Yön değiştiren öğrenciler İş Bankası’nın önünden yeniden yürüyüşe geçerek bugün Otopark olarak kullanılan o gündeki Viktorya Kız Lisesi önüne gelindi.
Orada kısa bir duraklama yaşandı. Viktorya Kız Lisesi ve Atatürk Kız Meslek Lisesi öğrencilerine Kıbrıslı Türklere katılması çağrısında bulunuldu. Neticede Kız öğrencilerin Kıbrıslı Türklere katılımının ardından tüm öğrenciler gayet iyi niyetlerle bayram havası içinde “Ya Taksim Ya Ölüm” diyerek yürüyorlardı ki Atatürk Meydanı’na geldikleri zaman kendilerini beklemekte olan İngiliz askerleri ile karşılaştılar… Lefkoşa semaları “Ya Taksim Ya Ölüm” sesleriyle inlerken İngiliz Sömürge Yönetimi askerleri zırhlılarıyla sokak aralarına barikatlar kurmaya başlar. Öğrenciler İngiliz Sömürge Yönetiminin askerlerine karşı koymaya başlarlar. İngiliz Sömürge Yönetimi subayları megafonlarla öğrencileri dağılmaya çağırır…Ardından gelen göz yaşartıcı bombalar ve silah sesleri üzerine halk neler oluyor diyerek Atatürk Meydanı’na dolmaya başlar. Öğrenciler vuruluyor sesleriyle meydanlara gelen halk öğrencilerle bütünleşerek Saray önüne dolar. Yer, gök, Ya taksim Ya Ölüm sesleriyle inler… Sabah saat 10’da sirenler çalmaya başlar. Yasalara göre sokağa çıkma yasağı konuluyordu. Yasalara göre Güvenlik Kuvvetlerinin ateş etme yetkisi vardı ama aldıran yoktu. İngiliz askerlerinin, copuna, tüfeğine, karşı Kıbrıs Türk gençliği İngilizlere karşı taşla, sopayla karşılık veriyordu…. İngiliz Sömürge Yönetimi askerleri Girne Caddesine girişi kapatmışlardı. Bugünkü Türk Bankası önünde yüzlerce silahlı, kalkanlı, bombalı İngiliz askerleri ve zırhlı araçları vardı. Öğrencilerin hedefi ta başlangıçtan itibaren Sarayönü’nden geçip Girne Kapısı’na kadar yürüyüp gelmek ve dağılmaktı… Ancak İngiliz askerlerinin buna izin vermeye niyetleri yoktu ve şiddete başvurmuşlardı bile. İngilizlerin göz yaşartıcı bombaları, silahlı, kalkanlı saldırılarına karşı kız-erkek öğrenciler taşla ve taşıdıkları pankartlardan kalan tahta parçalarıyla kendilerini müdafaa etme durumunda kalmışlardı….
Diğer yandan Türk Bankası ile Atatürk Meydanı ve Polis Merkezi arasında büyük bir kalabalık oluşur. Bu sırada Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanı R. Denktaş gösteri yerine gelir ve demir parmaklıklı polis duvarı üzerine çıkarak halka bir konuşma yapar. Denktaş konuşmasında durumun Ankara’ya bildirildiğini, gösterilen azim ve kararlılığın takdire şayan olduğunu belirterek halkın sessizce dağılmasını istedi... Denktaş konuşmasını tam bitirdiği ve kalabalığın dağılmak üzere olduğu bir sırada üzerinde otomatik bir ağır silah olan bir askeri cip araba, Girne Kapısı yönünden Atatürk Meydanına hızla gelir ve kalabalığın arasına girer. Askeri cip, 4 vatandaşımızı çiğner. Mehmet Ahmet Bondigo (20) hemen orada şehit olurken Meriç (Mora) köyünden Şerife Mehmet ağır yaralanır ve kaldırıldığı Özel Hastanede şehit olur…
Bu durum karşısında öğrenciler ve halkımız İngiliz askerlerine yeniden saldırıya geçerler. İngiliz askerlerinin bir kısmı polis avlusuna çekilirler ancak göz yaşartıcı bomba atmaya devam ederler. Göz yaşartıcı bombalar, taşlar ve şişeler havada uçuşur. Bu arada Polis Merkezi önündeki 3 araba yakılır. Atatürk Meydanı, Polis Merkezi önü savaş alanına döner… Çatışmalar devam ederken ayni anda Girne Kapısı’nda, İnönü Meydanı ve Tekke Bahçesi arasında faaliyet gösteren Rumlara ait Ford garajı yakıldı.
Kıbrıs Türk halkı 27 Ocak günü İngiliz Yönetimi askerlerinin “Ya Taksim Ya Ölüm” sloganlarına bu kadar tepki göstermesini hiç beklemiyordu.
Rumların, taşlı, sopalı saldırılarına tepki göstermeyen İngilizlerin Türk öğrenciler üzerine kurşun yağdırmalarını Kıbrıs Türk halkı kabul edemiyordu… 28 Ocak’ta olaylar kaldığı yerden devam eder. Lefkoşa’da Kız ve erkek öğrenciler Bayrağımız Canımız, Feda Olsun Kanımız, Kurtulsun Vatanımız” diyerek haykırarak gösteri yürüyüşlerine devam ederler. İngiliz askerleriyle çatışmaya giren gençler arasında bir hayli yaralananlar olur. Yaralanan arkadaşlarını özel bir araçla kaçırmaya çalışan gençlere bugünkü Mücahitler Sitesi civarında İngiliz askerlerinin “dur” emrine uymadıkları gerekçesiyle ateş açması sonucu arabadaki İbrahim Ali (19), Mustafa Ahmet (20) arabada ve Sermet Kanatlı (20) kaldırıldığı hastanede şehit oldular…
Ayni gün Mağusa’da, Limasol’da, Baf’ta, Lefke’de yaşanan olaylar vardı. Mağusa’da yer alan gösterilerde Fuat Yusuf (33) ve Safa Muharrem (28) adlı iki gencimiz şehit olur. Böylece 2 gün içinde Lefkoşa’da 5 ve Mağusa’da 2 şehit vermiş oluyorduk.
Yorum Yazın