Â
Türkiye'nin Akdeniz'de yaklaşık 1800 kilometrelik kıyı şeridinin olduğunu söyleyen Tatar, KKTC'nin de kıyı şeridi olduğunu ve kimsenin bu bölgede faaliyet gösterirken bunu göz ardı edemeyeceğini kaydetti.
Tatar, uluslararası hukuka göre, Kıbrıs'ta iki eşit ortak olarak Rumlar ve Türklerin var olduğunu ve Rum kesiminin, Kıbrıslı Türklerin onay vermediği hiçbir anlaşmaya ve ortaklığa dahil olamayacağını kaydetti.
Başbakan Tatar, şöyle devam etti:
"Bu yapılan tatbikat yanlıştır ve uluslararası hukuka aykırıdır. Kıbrıs'ın Türkiye, İngiltere ve Yunanistan olmak üzere 3 garantörü var. Kıbrıs Rum kesimi ile diğer ülkelerin bir anlaşma hakkı yoktur. Bu garantörlerden başka ne Fransa ne de bir başkası buralara gelemez. Bu tatbikat neyin nesidir? Neyi ispat etmeye çalışıyorlar? Türkiye ile bir savaş durumunda, güya Türkiye'yi nasıl alt edebileceklerini mi test edecekler?"
Tatar, bölgede bir savaşın kimsenin menfaatine olmadığını vurgulayarak her zaman barıştan yana olduklarını ve bölgede istikrar istediklerini söyledi.
Doğu Akdeniz'in giderek daha önemli bir bölgeye dönüştüğünü belirten Tatar, bu bölgede Türkiye ile mücadeleyi sürdürdüklerini ifade etti.
"AKDENİZ, TÜRK GÖLÜDÜR"
Tatar, Kıbrıs ile Türkiye arasındaki uzaklığın 40 mil olduğunu ve Ada'dan Türkiye'nin dağlarının gözüktüğünü belirterek "KKTC ile Türkiye arasındaki deniz göldür, Akdeniz, Türk gölüdür. Türkiye bu kadar bize yakındır. Akdeniz bizim evimizin içidir, Türkiye'nin burada çok büyük hakları vardır, Kıbrıs Türk halkının da vardır." dedi.
Türkiye'nin Akdeniz'de 1800 kilometrelik sınırı var dendiğinde Rum yönetimi ve ona destek çıkan devletlerin çok büyük sıkıntıya girdiğini kaydeden Tatar, "İtalya nerede Fransa nerede? Nasıl buraya geliyorlar ve hak iddia ederek tatbikat yapıyorlar? Yunanistan bile Kıbrıs'tan 400 mil uzakta ancak Türkiye hemen burada, Kıbrıs'ın burnunun dibinde. Dünyanın her yerinde bu hak ve çıkarlar biraz nüfusa, coğrafyaya ve yakınlığa bakar. Bütün bunlara bakıldığında buradaki hakların çoğu bizimdir." diye konuştu.
Tatar, Türkiye ve KKTC'nin beraber hareket ettiğinde bölgede söz sahibi olabileceğini, Rum-Yunan ikilisinin bu oyunlarının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ifade etti.
AB'nin Kıbrıs'ta bir anlaşma olmadan, tek taraflı olarak Rum yönetimini 2004'te AB'ye kabul etmesinin de uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Tatar, o dönemde de hep bugünlerin hesaplarının yapıldığını hatırlattı.
"BAZI AB ÜLKELERİ TÜRKİYE'Yİ ZAYIF DÜŞÜRMEK İÇİN İŞ BİRLİĞİ İÇERİSİNDE"
Başbakan Tatar, şöyle devam etti:
"Bazı AB ülkeleri, Doğu Akdeniz'deki bütün stratejik kavga ve zenginliklerin paylaşımında Türkiye'yi zayıf düşürmek için iş birliği içerisindedir. Rum-Yunan ikilisinin öncülüğünde bu şekilde adımlar atılmıştır. Bu adımlar hiç samimi değildir, hukuka, teamüllere, adalete ve vicdana aykırıdır. Türkleri Anadolu'ya hapsetmek, Kıbrıs Türklerinin elinden bütün haklarını almak suretiyle buradaki bütün çıkar ve menfaatleri Kıbrıslı Rumlara 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adı altında vermektir. Rum-Yunanistan ikilisi, AB içerisinde yaptığı tezgah ve oyunlarla bizleri buralardan dışlamak ve bu zenginlikleri elimizden almak istiyor."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümeti, Türkiye'nin kurum ve kuruşları ile silahlı kuvvetlerinin bu oyuna gelmediğini belirten Tatar, bunların, Kıbrıslı Türklerin haklarını koruduğunu kaydetti.
“KARADENİZ'DE KEŞFEDİLEN DOĞAL GAZDAN SONRA MORALİMİZ DAHA DA ARTMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fatih sondaj gemisinin Karadeniz'de 320 milyar metreküplük gaz keşfettiğini açıklamasıyla ilgili de konuşan Tatar, "Karadeniz'de keşfedilen doğal gazdan sonra moralimiz daha da artmıştır. Bu milletimizin ve Türkiye'nin artık enerji hattı olma noktasındaki açılımlarının ilk başarısıdır." dedi.
Tatar, Doğu Akdeniz'de de aynı zenginliklerin bulunacağından hiç şüphesi olmadığını sözlerine ekledi.
Yorum Yazın