Federal çözüm arayışlarının Crans Montana'da bittiğini söyleyen Tatar, Türkiye’nin de bunu o zaman Dışişleri Bakanı’nın ağzından açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
“Rumların istediği gibi bir çözüme Kıbrıs Türkü’nün evet diyemeyeceğinin kesin olduğunu” savunan Tatar, yeni bir deneme yapmak istediğini açıklayan Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik “Kıbrıs Türkü’ne zaman kaybettirme” dedi.
“Kendisinin izleniminin Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Türkiye ve KKTC’de UBP dahil çok geniş bir kesimin karşı çıkmasına rağmen masaya oturmak istediği yönünde olduğunu” ifade eden Tatar, “Kıbrıs konusu bu şekilde yönetilemez. Meclis’e halka, Türkiye’ye rağmen, ‘ben şu kadar oy aldıydım’ denilemez. O seçimden sonra yapılan milletvekilliği seçimi vardır ve yeni bir irade ortada duruyor” diye konuştu.
UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, Rum liderin bile kapalı kapılar arkasında iki devletli çözümü konuştuğunu savunarak, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘ben sadece federasyon görüşürüm’ demesinin doğru olmadığını ileri sürdü.
Tatar şunları söyledi:
“Bu saatten sonra boşuna zaman harcamayalım. Bu saatten sonra o masaya illa anlaşma için gidersen senden bir şeyler daha koparacaklar. Biz buna izin vermeyeceğiz. Artık Rumlarla alternatif çözüm şekillerinin görüşülmesi gündeme gelmelidir. Biz bunu savunuyor ve talep ediyoruz.Kapalı kapılar ardında Anastasiadis’in iki devletli çözümü konuştuğu da biliniyor. Bunu kendisi çıkıp Rum halkı önünde söyleyemiyor ama o da biliyor ki Akıncı ve arkadaşlarının düşündüğü gibi bir federasyona Rum halkı da kendi de evet diyemez. Bizi devlete bizim istediğimiz şekilde ortak yapmazlar. Ancak, Türkiye’den, garantilerden, topraklarımızdan, mülklerimizden vazgeçersek bize otonomi gibi bir şey verebilirler. Geldikleri nokta budur. Sayın Akıncı bunu bilmelidir. Ama yağma yok. UBP demokratik mücadelesinde kararlıdır.”
“RUMUN HEDEFİ OZMOSİSİTİR”
Tatar şöyle devam etti:
“ Bazı CTP’liler bizim Türkiye’nin desteği olmadan, garantisi olmadan Avrupa Birliği içinde yaşayacağımızı iddia ediyorlar. Ama nasıl? Bir halk olarak mı? Devletimizle mi? Biz buna inanmıyoruz, katılmıyoruz. Böyle bir durumda halkımızın başına gelecekler bellidir. Mülkiyet, tazminatlar, toprakta bize yapacakları bellidir. Bizim sağlam bir anlaşma ile girmezsek Türkiye yanımızda olmazsa bizi AB çatısı altında ne yapacakları bellidir. Hedefleri ozmosisitir. Yani bizi AB içinde eritmektir, yutmaktır. Sayın Akıncı’nın ilk söyledikleri ile şimdiki tutumu farklıdır.Sayın Akıncı’nın sözcüsünün ‘ garantörlük tabu değildir’ demesinden bu yana Rum garantörlüğü kaldırmak için her şeyi yapıyor.”
Tatar, bir soru üzerine görüşmelerin yeniden başlaması konusunda bir adım atılacaksa Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kendilerine Rum tutumunda ne gibi bir değişiklik olduğunu anlatması gerektiğini söyledi.
“GUTERRES ÇERÇEVESİ’Nİ KABUL ETMİYORUZ”
UBP Genel Başkanı Tatar, devamla şunları belirtti:
“Rum tarafının niyeti bizimle anlaşmak değildir. Crans Montana’da bu ortaya çıkmıştır. Onların niyeti üniter devlete yakın bir devlet altında bize bazı haklar vermektir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu’nun Crans Montana sonrasında söyledikleri ortadadır. Esasen Sayın Akıncı da Rum uzlaşmazlığı nedeniyle artık federal bir çözüme gidilemeyeceğini söylemiştir ama şimdi nedense Rum tutumu hiç değişmemesine rağmen bir deneme daha yapmak istiyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Guterres Çerçevesi’ni kabul etmiyoruz. Kim ne derse desin; O belge Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü, yani bugün mevcut olan, Annan Planı’nda bile yer alan garantileri ortadan kaldırılıyor. Türkiye bunu kabul etmez. Biz de halk olarak kabul etmeyiz. Garantörlük konusunda asıl söz Türkiye’ye düşer. Bugünü Rum tutumu ve bölgedeki durum ortadayken garantilerden, Türk askerinden vazgeçmeyiz.”
Ersin Tatar, Ankara temasları ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Geniş bir ziyaret programımız oldu. Türkiye-KKTC ilişkileri nasıl geliştirilebilir, KKTC’nin refahı için ne yapılabilir gibi konuları konuştuk. Sayın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile uzun süren bir görüşmemiz oldu. Sayın Bakan bize düşüncelerini, çalışmalarını aktardı. Biz kedisine, federal temelde bir anlaşmanın artık pek de mümkün görülmediğini Türkiye uyum içinde artık alternatif çözüm şekillerinin de görüşülmesini istediğimizi ilettik.”
“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER İYİ YÖNETİLEMİYOR”
Tatar, bir başka soru üzerine de “ koalisyon hükümetinin Türkiye ile ilişkileri iyi yönetemediği için ülkenin zarar gördüğünü” iddia ederek, şunları söyledi:
“ Bize gelen bilgilere göre bu hükümet 2016-2018 protokolünü ciddiye almadığı için 2018-2020 protokolü imzalanamıyor. Dolayısı ile 2019 bütçesine konulan, Türkiye’den gelecek katkılar havadadır. Bir başka nokta ise o konulan para miktarı artırılmadı. Çünkü enflasyon oldu. Geçen yıl da 1.2 milyon idi, bu yıl da o kadar bırakıldı. Tabii geçen yıl 1.2 idi ama beşte biri kullanıldı. Demek ki Türkiye ile ilişkiler iyi yönetilemiyor. İki yılda toplamda 2 milyon TL’nin üzerinde para gelmesi gerekirken bu rakam 400-450 milyonda kalırsa bu ülke ekonomisi için büyük kayıptır.”
Yorum Yazın