“Biz de çalışıyoruz. Elimizdeki imkanları en iyi şekilde değerlendirip bir şeyler hazırlıyoruz. Enerji maliyetini düşürmek, maaşları ödemek gibi konular var. Ayaklarımızın yere basması, önümüzü öngörmemiz lazım. Devletin gelirleri ne olur, eksiğimiz ne olur, bunlara çalışıyoruz. Ben inanıyorum ki bu süreci yaz aylarında yavaş yavaş geride bırakacağız. Çünkü Çin’de olumlu gelişmeler var, Avrupa’da alınan tedbirler var ve yavaş yavaş toparlanacak. Her şeyin hesabı kitabı, akıl yoluyla ve popülizmden uzak olmak zorundayız. Sendikalarla, işverenlerle, herkesle görüşmeler yaptım. Herkes ciddiyetin farkındadır. Dayanışma ruhunun ortaya çıktığını görebiliyorum.”
“Bizim Rumlar kadar paramız yok”
“Güney miktar açıkladı siz neden bir miktar açıklamıyorsunuz” sorusuna karşın Tatar şu yanıtı verdi:
“Rum’un parası olabilir, bizim o kadar paramız yok. Elimizdekini iyice tartarak hareket etmeliyiz. Alacağımız kararın herkesin onayını almasını istiyoruz. Adaletli bir uygulama olursa herkes elini taşın altına koymaya hazır olduğunu söyledi. İnşallah bir sıkıntı olmayacak. Herkes kendi üzerine düşeni yapmalıdır.
“Türkiye’den destek istedik, isteyeceğiz”
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 maddelik bir ekonomik program açıkladığının anımsatılması üzerine Tatar, şöyle devam etti:
“Türkiye ile yıllar içerisinde süren ekonomik protokoller ve anlaşmalar vardır. Ne zaman ne gerektiğinde ona göre konuşur anlaşırız. Maliye ve Ekonomi Bakanlarımız, Merkez Bankası Başkanımız bunları konuşuyoruz. Bu görüşmeler çerçevesinde bir takım rakamlar çıkacak. Türkiye ile konuşacağız, eksiklerimizi aktaracağız. Bu eksiklerin kapatılması için destek istedik, isteyeceğiz ama bu da akıl çerçevesinde olacak. Ortaya 1.2 milyar dolar gibi akıl dışı rakamlar atmak, sonra da Türkiye vermedi demek doğru değildir”.
“ Adaletli davranılacak”
Başbakan Tatar maaşlardan kesinti yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Belirli bir seviyenin altında maaş alanlardan kesintisi söz konusu olmaz ama daha yukarılarda olanlardan düşünülebilir. Bir de kamuoyu vicdanı var. Özellikle bu 3 ayı atlatmak için özel sektörü de düşünerek adımlar atacağız. Biz işsizliğin artmasını istemiyoruz. Bir şey vereceğiz ,işveren de fedakarlık yapacak ve çalışanına sahip çıkacak. Maaşa devlet katkı yapmak suretiyle yapılan bir çalışmamız var. Bir takım kredi imkanları yaratmaya çalışıyoruz. Bu paketi hafta sonuna hazır edip açıklamaya çalışıyoruz. Adaletli olacağız. Sendikalarla, siyasi partiler ve tüm kesimlerle de çalışmalarımızı paylaşacağız”
“ Banka mevduatlarına el koyulacağını söylemek bile suçtur”
Bir soru üzerine de tüm mevduatların güvence altında olduğunu söyleyen Başbakan Tatar şöyle dedi:
“ Bankalarımızda 30 milyarın üstünde mevduat var. Bunların yarısı kadarı sağlam yerlere büyük firmalara kredi olarak verilmiştir. Sıkıntı yoktur. Bu konuda spekülasyon yapanlar suç işlemiş olur. Herkesi uyarıyorum” dedi.
Kredi taksitlerinin 3 ay süreyle ertelendiğini belirten Tatar, olağanüstü koşullarda yüksek faizlerin kabul edilemez olduğunu söyledi. Tatar “Merkez bankası başkanı ile görüştüm, bu faizlere yeniden bakacak. Bu uçurum kabul edilemez. Biz vatandaşımızı korumak zorundayız” şeklinde konuştu.
“Gelirimiz düştü”
Dünyada petrol fiyatında olağanüstü bir düşüş olduğunu söyleyen Tatar, ülkede petrol fiyatının neden düşmediği sorusunu yanıtladı.
Tatar,“Turizm bitti, öğrenciler de gitti. Devletin gelirlerinde büyük bir düşüş olacak. Olağanüstü bir durum yaşıyoruz. Elimizdekini adil bir şekilde paylaşabilmek ve bir yol haritası çizmek durumundayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’ya eleştiri
Tatar, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çelişkili söylemlerde bulunduğunu ifade ederek,
“Sayın Akıncı bana kapıların kapatılması konusunda ‘ne gerek var ‘dedi, ertesi gün her şeyin kapatılması için olağanüstü hal istedi” dedi.
Akıncı’nın zaten açıklanacak ekonomik paketle birlikte kaldırılacak olan örtülü ödenek konusundaki açıklamalarını da doğru bulmadığını ifade eden Başbakan Tatar, “ Zamanında ne yapmadı da şimdi yapıyor. Böyle şeylere gerek yoktur.Şimdi sağlık konusuna eğilmek gerek.”
Başbakan Tatar süreci Sağlık Bakanı Ali Pilli ile birlikte yönettiklerini anlattı ve Piili ile aralarında bir sorun olmadığını” kaydetti. Tatar, Bakan Pilli’ye bir kez daha geçmiş olun mesajını iletti.
“Almanların maliyetini biz karşılıyoruz”
“Almanlar buradan gidince biz bu işten kurtulacağız” diyen Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Salamis’te 800 insan var bunların 400’ü Alman. Biz bunların bir an önce ülkelerine dönmesini istedik. Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay, Alman büyükelçi ile temasta bulundu ama Almanlar 14 günlük karantinada kalmalarını istedi. Bu kişilerin maliyetini KKTC devleti görüyor. Biz tüm dünyaya “Biz bu Almanları dert edindik ve kendilerine iyi baktık” mesajı vermek istedik. Dünya burada iyi birer tedavi gördüklerini görecek, bir de böylesi bir sınav vermekteyiz.”
“Vatandaşımız evden çıkmamalı”
“Öncelikle herkes 5-10 gün daha evinde olmalıdır ki bu virüs yayılmasın diyoruz” diyen Tatar, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz tedbirleri 10 gün önceden aldığımız için vaka sayımız azdır. Yurt dışında gelip ev karantinasına giden insanlarımızın isimlerini polise verdik. Polis bu kişileri takip ediyor. Evden çıkan olursa ceza alacak. Bu insanlarımız da dışarı çıkmaması lazım. Ben Polis Müdürümüz Süleyman Manavoğlu’yla iletişimdeyim ve her vakaya bakıyorlar.”
“Tedbirleri yavaş yavaş artırıyoruz”
Tatar, tedbirleri yavaş yavaş artırdıklarını anlattı. Tatar dün de artık KKTC vatandaşlar dışında hiç kimseyi ülkeye almama kararı aldıklarını anımsattı ve şöyle devam etti:
“Türkiye’den iki uzman geldi, burayı gördü ve geri gittiler. Buradaki arkadaşlarımızla iletişimdeler. Biz hayatı durdurmadık, marketler, eczaneler, fırınlar vs. açık… İnsanımız buraları zorunlu hallerde kullansın diyoruz. Toplu olunan yerlerden uzakta durulmalı. Önümüzdeki 3-5 güne her şey netleşir diyorum. Kuluçka dönemi bittikten sonra bulaşmanın çok olacağını düşünmüyorum. Bilim adamları bir kişinin2.8 kişiye bulaştırma oranı olduğunu söylediler. Sayı çok artmadığı sürece sıkıntı çok büyümeyecek.”
“Vatandaşa ucuz et yedirmek istedik”
Et ithaline verilen izne değinen Başbakan Tatar, “Biz dışardan getirelim anlayışı içerisinde değiliz. Ama vatandaşın da daha ucuza et yemesi için çalışıyoruz” dedi.
Üretilen ürünlerin daha çok satılması için uğraş verdiklerini anlatan Tatar, “Narenciyenin önünü de takamadık mesela. Faaliyetler devam ediyor. İhracat yapılabiliyor. Yerli üretimi teşvik etmeliyiz. Buna daha da fazla konsantre olacağız. Paramız olduğunda ithali öderdik ama şimdi kaynaklar azaldı o nedenle yerli üretimi daha çok tutmalıyız. Hangi ürünü daha çok teşvik ederiz bunlara bakıyoruz. Çeşitli ürünler var, insanımızın ürettiğini tüketmektir amacımız” diye konuştu.
“Tatiller 27 Mart’ı aşacak”
Başbakan Tatar, tatillerin 27 Mart tarihini aşacağını da söyledi:
“27 Mart dedik ilk etapta ama hem Güney’de hem de Türkiye’de olaylar gelişiyor. Bizim aldığımız tedbir ve Almanlar giderse yavaş yavaş bazı sektörleri yeniden açık eski günlerine döndürebiliriz. Ama kapıların açılması Güney’de ve Türkiye’deki gelişmelere bağlıdır. En önemli şey sağlığımızdır. Elbette ekonomi ve maliye de önemlidir ama ilk öncelik sağlıktır. Hiç bir risk alınamaz. Kendimizi korumalıyız. Belli ki bu durum 27 Mart’ı aşacak. Eğitim ve kısıtlamalar konusunda da 27 Mart sonrasında da tatil uzayabilir diye düşünüyorum.”
Meclis’te 3 karar alındı
“Coronavirüs öyle bir sardı ki dünyayı Kıbrıs sorunu gündemde kalmamıştır” diyen Tatar, cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesine yönelik konuştu:
“Bu ortamda seçim nasıl olacak? 26 Nisan’da zaten insanlar sandığa gidemeyecekti. Üç karar alındı Meclis’te. Birincisi seçimin ertelenmesi, ikincisi süresi ki Ekim ayı denildi. Çünkü mayıs-haziranda bu virüsten kurtulursak sonrasında propaganda yapılabilir. Bazı arkadaşlar ekonomik tedbirler filan alınması gerekir diyerek 1 yıl ertelensin önerisi getirdi ama zaten bu tedbirler her türlü alınacak. Üçüncü karar da Akıncı’nın o makamda kalması yönünde oldu. Meclis Başkanı sadece 45 gün vekalet edebiliyor yasalarımıza göre. Bize verilen yorum Cumhurbaşkanı’nın orada kalması yönünde oldu ve böyle bir karar verdik.”
Afrika kökenlilerin ülkedeki durumu
Türkiyeli öğrenciler dışında ülkede kalan 30 bin kadar öğrenci kayıtlı ama çoğu çalışan Afrika kökenli inşaların varlığından söz eden Reşat Akar’ın ‘bu insanlar parasız ne yapacak’ sorusuna Tatar şu yanıtı verdi:
“Bu kişileri kim getirdiyse sorumluluğu da onlardadır. Üniversite getirdiyse üniversite çalışma için geldiyse o. Bu kriz öncesinde de bu durum sıkıntıydı şimdi daha büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bu bir fırsat olabilir bunları temizlemek lazım. Bu ırkçılık değil ama kendi vatandaşlarımızı korumamız lazım.”
Yorum Yazın