Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Rum kesiminin tepkisinin “kapalı Maraş sahiline yerleştirilen 2-3 şezlonga" değil de, 1974 öncesinde yüzde 14 olan Türk taşınmazı oranın, "Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarına el konulmasıyla" yüzde 37’ye yükseltilmesiyle alakalı olduğunu söyledi.
Fileleftheros ve diğer gazetelerde yer alan habere göre, Fransa’nın AB dönem başkanlığının sona ermesi dolayısıyla dün Fransız Büyükelçiliğinde düzenlenen yemekte konuşan Anastasiadis, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun KKTC ziyareti esnasında yaptığı açıklamalara yanıt verdi ve ne zaman olursa olsun müzakerelere katılmaya hazır olduğunu yineledi.
Çavuşoğlu'na yanıt
Gazeteye göre, etkinliğinde gelişinde “ Kıbrıs’ı ilgilendirdiği ölçüde Türkiye’nin tavrını yorumlaması” istenen Anastasiadis “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın kendi çıkarları uğruna benimsediği revizyonist bir söyleme kapılmalarının mümkün olmadığını” öne sürerek, Rum Yönetimi’nin uluslararası hukuka ve diplomatik faaliyetler aracılığıyla gerçekleştirilen eylemlere bağlı olduğunu savundu.
Anastasiadis iddialarını kısaca şöyle sürdürdü;
“İzlediğiniz her şey uluslararası hukuka, BM tüzüğüne aykırıdır. Türk siyasi liderliği, kendileri sanki Birleşmiş Milletlermiş gibi uluslararası hukuka başvursalar da, yine de (örneğin Münhasır Ekonomik Bölge gibi), meseleyi istişare yoluyla halletmenin yöntemleri olduğunu kendilerine önerdiğimizde reddediyorlar.”
Anastasiadis “Türk tarafının uluslararası hukuku keyfince yorumlamasının kabul edilemez bir tutum olduğunu” da iddia etti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun “kapalı Maraş sahilindeki 2-3 şezlongla” ilgili açıklaması konusunda ise Anastasiadis “Çavuşoğlu, mülklerin gasp edilmesini 'yalnızca 2-3 şezlong' olarak görebilir. 1974 öncesinde Kıbrıs Türk toplumuna gayrimenkullerin yüzde 14’u tekabül ediyordu. İşgalden sonra ise Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yüzde 37’sini elinde tutuyor. 2-3 şezlongdan bahsedilmesi cüretkârdır. Bu tam olarak revizyonizm dediğim şeyin uç noktasıdır. Bu yalnızca Türkiye Cumhurbaşkanının siyasi ihtiyaçlarına dayanan büyük bir fikirdir” iddialarında bulundu.
Anastasiadis, Fransız Büyükelçiliği konutunda yapılan ve AB üyesi ülkelerin büyükelçilerinin de katıldığı yemek esnasında yaptığı konuşmada ise, Fransa’nın AB dönem başkanlığı esnasındaki başarıları, Ukrayna meselesi, Ukrayna’daki savaşın neden olduğu enerji krizi, Kıbrıs sorunu ve mülteci meselesine değindi.
Konuşmasının Kıbrıs sorunuyla ilgili kısmında, Ukrayna meselesi ile Kıbrıs sorunu arasında paralellik kuran Anastasiadis, “Moskova’nın Ukrayna işgaliyle ilgili bahanelerinin, Türkiye’nin 1974 yılında Kıbrıs’ı işgal ettiği zamankilerle aynı olduğunu” öne sürdü.
Gazete, Anastasiadis’in konuşmasında, "Türkiye’nin devam eden meydan okumaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhindeki saldırgan söylemlerine aynı zamanda Kıbrıs’ta iki devlet konusunda uluslararası hukuka aykırı olan taleplerine" ayrıntılı bir şekilde değindiğini aktardı. Anastasiadis, "görev süresinin son gününe kadar, Kıbrıs sorununun, BM Güvenlik Konseyi kararlarının öngördüğü şekilde, iki kesimli iki toplumlu federasyon temelindeki çözümüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlaması konusundaki çabalara son vermeyeceği" güvencesi verdiği belirtildi.
Konuyla ilgili haber Fileleftheros gazetesinde “Zorla El Koymanın (gasp) Boyutu- Anastasiadis: Türkiye’nin Elinde Tuttuğu 2-3 Şezlong Değil, Kıbrıs Cumhuriyeti Topraklarının Yüzde 37’sidir”, Alithia’da “Onlara Göre Gasp Edilen 2-3 Şezlongdur- Anastasiadis, Çavuşoğlu’yla İlgili Kızgınlığını İfade Etti”, Haravgi’de ise “Anastasiadis: Çavuşoğlu Açısından Mülklerin Gasp Edilmesi Yalnızca 2-3 Şezlongdan İbaret!” başlıklarıyla yer aldı.
Yorum Yazın