Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, son dönemde Doğu Akdeniz'deki gelişmeler ışığında AB'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin yanında olduğunu belirterek, gerginliğin azaltılmasının Kıbrıs sorunun çözümüne de katkı sağlayacağını söyledi.
Türkiye-AB ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini belirten Tusk, "Ancak iş birliği yapabildiğimiz alanlarda çok iyi iş birliği yapabiliyoruz. Mevcut sorunların üstesinden gelmek ve ortaklığımızın potansiyelini ortaya çıkarmak için diyalog ve istişareye hazır olduğumuzu tekrar vurgulamak isterim." dedi.
Tusk, Türkiye-AB Zirvesi’nin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, göç ve sığınmacı konusunda Türkiye ve AB'nin çok yakın iki ortak olarak hareket etmeyi sürdürdüğüne dikkati çekerek, "Türkiye'ye bu konuda yaptığı etkileyeci işlerden dolayı minnettar olduğumuzu belirtmek isterim." dedi.
AB'nin Türkiye'deki sığınmacıların durumunu iyileştirmek için katkı sağladığını aktaran Tusk, birliğin bu çerçevede tam destek sağlamaya devam edeceğini söyledi.
Tusk, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ve uğradığı terör saldırılarının ardından Türkiye'nin güvenlik kaygılarını anladıklarını, ancak alınan bazı tedbirlerin özgürlük ve hukukun üstünlüğüne zarar getirdiği yönünde endişelerinin bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde birlik ülkeleriyle ikili ilişkilerin de önemine dikkati çeken Tusk, son dönemde kaydedilen bazı olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi.
Tusk, son dönemde Doğu Akdeniz'deki gelişmeler ışığında AB'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin yanında olduğunu, bu çerçevede gerginliğin azaltılmasının Kıbrıs sorunun çözümüne de katkı sağlayacağını söyledi.
Türkiye-AB ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini kaydeden Tusk, "Ancak iş birliği yapabildiğimiz alanlarda çok iyi iş birliği yapabiliyoruz. Mevcut sorunların üstesinden gelmek ve ortaklığımızın potansiyelini ortaya çıkarmak için diyalog ve istişareye hazır olduğumuzu tekrar vurgulamak isterim." açıklamasında bulundu.
AB KOMÄ°SYONU BAÅžKANI JUNKER
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise Türk halkının büyük ve cesur bir ulus olduğunu ve büyük bir saygı duyduğunu belirtti.
Türkiye'nin AB'nin gerçek bir ortağı olmasını istediklerini ifade eden Juncker, "Stratejik ortaklıkta bizi bir araya getirenler etrafında toplanmak ve bizi bölen konulara çözüm bulabilmek için samimi ve açık bir iş birliği ve diyaloğu sürdürmemiz lazım." dedi.
Türkiye'yle AB arasında ortak çıkar alanları ile beraberce ele alınması gereken sınamalar olduğunu aktaran Juncker, enerji, güvenlik ve terörle mücadele iş birliğini ortak çalışma alanları arasında saydı.
Türkiye'nin Afrin operasyonuna ilişkin de konuşan Junkcer, her türlü müdahalenin uluslararası hukuk çerçevesinde yapılması gerektiğini ifade etti.
Sığınmacılar konusunda herşeyin mükemmel olmadığını ancak AB ve Türkiye arasında yapılan anlaşmanın etkili olduğunu belirten Juncker, "AB'ye gelen sığınmacıların sayısı yüzde 75 oranında düştü. Bu Türkiye devletinin başarısıdır çünkü Suriye'den gelen birçok sığınmacıyı topraklarına aldılar. Bu da, Türkiye'nin sorumluklarını yerine getirmede ve AB'yle dayanışma gösterme ve gerekeni yapma konusunda büyük bir örnek. Bunun için Türkiye'ye çok teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
AB'nin anlaşmalar çerçevesinde Türkiye'deki sığınmacılar için mali yardımda bulunduğunu anımsatan Juncker, AB'nin sığınmacılar gerekli miktarda para transferinin gerçekleştirmediğine ilişkin eleştirilere dair olarak da bu katkının yerine getirilebilmesi belirli bir prosedürü izlemek zorunda olduklarını dile getirdi.
"AB'nin 3 milyar avroluk yardım konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesine ilişkin herhangi bir şüphe olmamalı." diyen Juncker, bunu yerine getireceklerini belirtti.
AB-Türkiye ilişkilerine konuşan Juncker, her zaman AB'nin üyeliğini ve bir noktada Türkiye'nin AB'ye alınmasını desteklediğini ifade eden Juncker, "Hiçbir zaman üyelik müzakerelerinin durdurulması taraftarı olmadım. Türkiye ile müzakerelerin devamının garantörüydüm ve öyle olmaya da devam edeceğim." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin üye ülkelerle ilişkilerini, özellikle de Güney Kıbrıs ve Yunanistan geliştirmesi gerektiğini savunan Juncker, AB ve Türkiye arasındaki diyaloğun geliştirilmesi için bunun bir gereklilik olduğunu söyledi.
15 Temmuz darbe girişimini gece yarısı, daha sonuç belli olmadan kınadıklarını anlatan Juncker, AB'nin gösterdiği tepkinin sonuçla değil, Türk halkıyla ilgili olduğunu belirtti. O gece Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulduğunu bilmeden darbeyi kınadıklarını kaydeden Juncker, alınan önlemlere işaret ederek, "Türkiye'den gazetecileri tutuklaması" konusuna yeniden bakmasını istedi.
Junker, "Güzel bir toplantıydı, çünkü büyük demokrasilerde açık ve samimi şekilde konuşabilmek bir prensiptir." ifadesini kullandı.
BULGARÄ°STAN BAÅžBAKANI BORÄ°SSOV
AB Konseyi Dönem Başkanlığını üstlenen Bulgaristan Başbakanı Boykov Borissov ise yapıcı bir toplantı için bir araya geldiklerini, Bulgaristan-Türkiye ilişkileri ve AB-Türkiye ilişkileri hakkında kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktardı.
Bulgaristan'ın birkaç yıl öncesine kadar ciddi bir sığınmacı baskısıyla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Borissov, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verdiği sözleri tuttuğu için teşekkür etmek istiyorum. Bu sayede sınırımızda mülteci baskısı sıfıra indi. Bulgar vatandaşlarımızın da bunun kıymetinin farkında olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Türkiye sınırını ihlal eden ve tutuklanan iki Yunan askeri konusunun da gündeme geldiğini ifade eden Borissov, bu çerçevede bağımsız Türk yargısının gerekli adımları atacağına dair güvence aldıklarını kaydetti.
Borissov, Türkiye ve AB'nin tekrar diyalog yolunu açmasının büyük bir başarı olduğunu belirterek, "Haziran sonuna kadar kaydettiğimiz gelişmelere göre tekrar bir araya geleceğiz." açıklamasında bulundu.
TUSK' GERGİNLİĞİN AZALTILMASI KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE DE KATKI SAĞLAYACAK
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın