Hazırlanan öneriler kısa, orta ve uzun vadeli olarak 3 ayrı grupta ele alındı. Kısa vadeli önlemler ilk 3 ay içerisinde alınması gereken acil tedbirleri içeriyor. Kısa vadeli önlemler içerisinde ilk etapta “Ekonomik Kriz Fonu” kurulması ve bu fona çeşitli yerlerden kaynak aktarılması öneriliyor. Öneriler içerisinde maaş kesintisi yapılması da var. Buna göre devletten veya kamu kurum ve kuruluşlarından maaş alan herkesten eşit ve adil bir oranda kesinti yapılması isteniyor. Maaşların en az 4000 TL, en fazla 8000 TL olarak ödenmesi de alternatif olarak öneriliyor.
Özel sektör çalışanlarına asgari ücretin yarısı kadar ödeme yapılması tavsiye ediliyor. Bu fona kaynak aktarılması için; Siyasi Partilere yapılan yardımlardan ciddi bir kesinti yapılması, örtülü ödeneklerin kaldırılması, RHA ların derhal satışa çıkarılması, bankalardaki mevduatlardan alınan stopaj vergilerinin yükseltilmesi, KIB-TEK başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluş çalışanlarının net maaşının dışındaki bütün katkı ve ödeneklerin kesilmesi, sigara, alkol gibi tekel mamullerine ek vergi konulması, GSM şirketlerine ek vergi konulması, kiracı ve ev sahiplerine yönelik kısa süreli bir tedbir alınması, bankalarda mevduat ve kredi faizlerinin 3 ay süre ile dondurulması, fiyatların kontrolü açısından etiket kanunun bir kararname ile çıkarılması, fiyat kontrollerinin belediye zabıtalarına verilmesi gibi birçok önerilerde bulunuluyor.
Orta vadeli önerilerde ise; Stratejik görevler dışında yıl sonuna kadar kimseye ek mesai verilmemesi, ek mesai verilmesi durumunda, bunun alınan net maaşın % ini geçmemesi, krizden çıkılamaması halinde 13. Maaşların verilmemesi, kamuya personel alınmaması, “Devlet Personel Havuzu” oluşturularak kurum kuruluşlarda ihtiyaç fazlası personelin ihtiyaç duyulan kuruluşlara aktarılması, Belediye reformu başta olmak üzere ihtiyaç duyulan reformların kanun hükmünde kararname ile hayata geçirilmesi, yurt dışı temsilciliklerin gerekli olanların dışında tamamının kapatılması ve oradaki Temsilcilerin TC Büyükelçiliklerinde görevlendirilmesi gibi öneriler var. YDP Fona kaynak aktarılması için bir defaya mahsus bedelli askerlik uygulamasının da hayata geçirilmesini önerdi. Orta Vadeli önlemler arasında 120 metrekarenin dışındaki konutların ve belli bir cc nin üstündeki araçların lüks sınıfına konulup bunlardan ek vergi alınmasını, vergi kanunun yeniden düzenlenerek mükelleflerin yaşam standardına göre vergilerin yeniden değerlendirilmesi isteniyor.
Bankaların ödediği kurumlar vergisinin artırılması da öneriler arasında. Uzun vadeli öneriler arasında ise; Ekonomik protokollerin hayata geçirilmesi ve özelleştirmelerin kamu özel işbirliği veya Yap İşlet Devret modeli ile derhal yapılması isteniyor. YDP Önerilerini bugün Hükümete iletecek.
EKONOMİK ÖNLEMLER PAKETİ
İçinde yaşadığımız bu kriz dönemini en az zararla atlatabilmek için Hükümet kısa,orta ve uzun vadeli bir ekonomik önlemler paketi hazırlamalıdır.
Yerli ve yabancı bütün bilim adamları, bu krizin bütün ülkeleri etkileyeceği ve krizin etkilerinin silinmesinin çok uzun yıllar gerekeceğini söylemektedirler.
Bir ada ülkesi olmamız ve gelirlerinin büyük kısmını Turizm ve Üniversite sektöründen karşılamamız dolayısı ile bu krizin bizim ekonomimize daha büyük darbe vuracağı malumdur.
Devletin Ocak 2020 itibari ile 593 milyon lira cıvarında aylık gideri, 637 milyon lira cıvarında bir geliri vardı. Kriz dolayısı ile Devletin bu gelirlerinin 150-200 milyonlara kadar düşeceği ve kısa vadede bu gelirin yıl sonuna kadar artmayacağı ve hatta daha da düşeceği de beklenmelidir. Hükümet, 600 milyon liralık aylık giderinin dışında reel sektörü desteklemek ve bu süre içerisinde işlerini kaybeden özel sektör çalışanlarına da yaşamlarını sürdürebilecekleri bir gelirle can suyu akıtmak zorundadır.
Bu konuda Sosyal Sigortalarda kayıtlı bulunan 113 bin civarındaki sigortalının ne kadarının ülkede kaldığını ve bunların ne kadarının desteğe ihtiyacının olacağı henüz bilinmemektedir.
Hükümet Krizle ilgili tedbirler paketi hazırlarken “Eşitlik ve adalet ilkeleri” korunmalıdır. Bu ilkelerin en küçük bir şekilde sarsılması halinde, korunması gereken toplumsal konsensüsün bozulacağı düşünülmelidir.
Hükümetin bu yıl içerisinde özellikle bütün gayretini maaşlar ve diğer zaruri ödemeleri yapmaya hasretmesi kaçınılmazdır. Bu sebeple 2020 bütçesi ve bu bütçedeki gelir gider beklenti tablosu artık dikkate alınmamalıdır. Hükümet Nisan ayı itibari ile 2020 yılı bütçesini aylık gelir gider tablosuna göre yeniden konsolide etmek zorundadır.
Hükümet tedbir paketini hazırlarken gelirler bölümünde yerel ve dış kaynakları ayrı ayrı değerlendirmeli ve dışardan herhangi bir kaynak gelemeyebileceğini göz önünde bulundurarak en kötü senaryoya göre kendini hazırlamalıdır.
Yerel Kaynaklarımız;
- Çeşitli fonlardaki birikmiş ve birikecek paralar,
- Dolaylı ve Dolaysız Vergiler,
- Bankalardan borçlanma imkanı
- Özelleştirmelerden elde edilecek gelirler
- Kira ve stopajlardan elde edilecek gelirler
- Devletin elindeki Turizm arazilerinin satışından elde edilecek gelirler
- Diğer Gelirler
Dış kaynaklarımız
- TC Kaynakları (Türkiyeden gönderilen paranın Ziraat Bankasında bekleyen para olduğu açıklanmıştır. Bizim bu krizden kendi imkanlarımızla çıkmamızın mümkün olmadığı son derece açıktır. Başvurabileceğimiz yegane kaynak Türkiyedir. Biz önde kendi imkanlarımızı zorlamalı, tasarruf tedbirlerimizi almalı ondan sonra Türkiyenin kapısını çalmalıyız)
- AB Kaynakları (AB Corona Mücadelesine 5 milyon Auroluk bir destek sağlamıştır. Güneye verilen 800 milyonluk desteğe karşın bize verilen bu para sadaka olarak değerlendirilmeli ve gereken itirazlar yapılmalıdır)
Hükümet öncelikle kısa vadeli tedbir paketini uygulamaya koymalıdır. Bu dönemde öncelikle maaşlar ve yapılacak olan sosyal yardımlar düşünülmeli ve bununla ilgili kaynak bulunmalıdır.
Orta Vadede krizde kapanan ve üretimden kopan işyerlerinin, turizm tesislerinin ve üniversitelerin sorunları tesbit edilerek, bunların bu sürede uğradıkları zararların telafisi ve yeniden faaliyete geçebilmeleri için tedbirler ortaya konulmalıdır.
Uzun vadede ise ülkemizin kendi ayakları üzerinde durabileceği reel ekonomik tedbirler ve reform çalışmaları ciddiyetle hayata geçirilmelidir.
Şu anda en acil ihtiyacımız kısa vadeli ekonomik tedbirlerdir. Hükümet maaş ve sosyal yardım ödemelerini bir kaç gün içinde yapmak zorundadır.
Bunun için ilk etapta 600 milyonluk maaşın dışında, özel sektör çalışanlarına ne kadar yardım yapılacağı hesaplanmalıdır. Öte yandan şüphesiz devletin zaruri cari giderleri de hesaplanmalı ve böylece Aralık 2020 sonuna kadar konsolide bütçe yapılmalıdır.
Sonrasında bu konsolide bütçeyi denkleştirebilmek için gerekli tedbirler tartışılmalıdır.
Akla ilk gelen düzenleme maaşlardan yapılacak kesinti yapılmasıdır. Bize göre de bu uygulama kaçınılmaz görülmektedir.Yalnız maaşlardan yapılacak kesintilerin oranı hesaplanırken eşitlik ve adalet ilkesi gözetilmelidir. Burada taban ve Tavandan çok oran uygulaması daha adil olacak, böylece yüksek maaştan daha çok az maaştan daha az bir kesinti yapılmış olacak ve adalet ilkesi korunacaktır.
Maaş kesintisi yapılırken krizle mücade eden ve gece gündüz çalışan Sağlık personeli, Güvenlik Kuvvetleri mensupları, Polis Teşkilatı ve Gümrük memurlarının maaşlarına dokunulmamalıdır.
Diğer taraftan da bu kesintilerin maaşlılar üzerinde yıkıntı yaratmaması için beraberinde başka tedbirler de alınmalıdır. Örneğin borçluların banka kredi taksitleri ötelenmeli ve onlara faiz desteği sağlanmalıdır.
Maaş kesintisi, cari giderlerden yapılacak tasarruflar hesaplandıktan sonra diğer iç kaynak gelirleri ve borçlanma imkanları da ortaya konulmalıdır.
Bu noktada;
*Bankalardaki mevduatlardan alınan stopaj miktarı 0 a yükseltilmelidir.
*Bankalardan alınan Kurumlar Vergisi artırılmalıdır.
*Vergi muafiyetleri yıl sonuna kadar kaldırılmalıdır.
*Belediyeler, Kamu Kooperatif ve bankaları, KIB-TEK ve diğer Kamu kuruluşlarının personlellerine çıplak maaşlarının dışında yaptıkları bütün ödemeler yıl sonuna kadar durdurulmalıdır. Buralardan yapılan kesintiler bütçeye aktarılmalıdır.
*Sigara Alkol gibi lüks tüketim mallarının KDV ve ÖTV vergileri artırılmalıdır.
*Taşınmaz mal vergileri artırılmalı, 120 m2 den büyük konutların vergileri ise daha da yükseltilmelidir.
ORTA VADELİ TEDBİRLER,
*Yıl sonuna kadar zaruri birimler dışında hiç kimseye ek mesai verilmemelidir. Ek mesai verilmesi durumunda bunun net maaşın % ini aşmayacağı önceden ilan edilmelidir.
*Yıl sonuna kadar HP verilmemelidir.
*2020 yılında 13. Maaş ödemesi yapılmamalıdır.
*Bir kararname ile Etiket Kanunu çıkartılmalı ve piyasada fiyat kontrolü sağlanmalıdır.
*2021-2022 yıllarında Kamuya personel alınmamalıdır. Bunun yerine bir Kamu Görevlileri Havuzu oluşturularak fazla personele sahip Kamu Kuruluşlarından ihtiyaç duyulan bölümlere personel aktarılmalıdır.
*-Merkez Bankasi Bankalar Birliği gibi finansmanla ilgili kuruluşların biran önce toplanarak sektörlerin kisa ve orta vadede yasayacaklan sorunları ele almalı bu dogrultuda bağlayıcı, sonuç odaklı kararlar alınmalıdır.
*Mart ve nisan dönemi kurumların kapalı olması da dikkate alınarak başta seyrüsefer vergisi olmak üzere vergilerin ertelenmesi sağlanmalı, ödeyenlere ise indirim yapılmalıdır.
*Başta turizm olmak üzere birçok sektörde personelin izinli olması nedeniyle ihtiyat sandığı, SSK yatırımlarının ertelenmesi sağlanmalı, ödeyenlere indirim sağlanmalıdır.
*Şirketlerin elektrik su ve vergi borçlarının en az 3 ay süre ile ertelenmesi sağlanmalı, ödeyenlere ise indirim yapılmalıdır.
*Turistik tesislerde yatırım veya işletme kredisi borçlarının yeniden
Yapılandırılması sağlanmalıdır.
*İşletmeci ve yatırımcılara yeni kredi imkanları sağlanmalı ve bunun için Kamu Bankalarına ve Kalkınma Bankasına görev tevdi edilmelidir.
*Yatırımcı ve İşletmecilere sicil affı getirilmelidir.
*Öğretmen Ödenekleri durdurulmalı, ders yükü artırılmalı ve A ve B grubu öğretmen uygulamasına son verilmelidir.
*Korona virŭsünün tüm dünyayı etkilemesi nedeniyle turizmde iç ve dış
paydaşlarla ortak hareket edilerek Turizmde kalıcı kötü imajın silinmesi ve
sektörün ayakta durabilmesi için Turizm Fonu disipline edilmelidir.
*Çeşitli sektörleri destekleme programları yeniden gözden geçirilmeli ve bütçeye yük getiren destek ve sübvansiyonlardan belli bir takvim içinde vaz geçilmelidir.
*İhale Kanunu süratle değişmeli, ihalelerin şefaf ve kamuya açık bir şekilde açık artırma ve açık eksiltme metodlarını da içeren şekilde yapılması sağlanmalıdır.
*Türkiye ile imzalanan Ekonomik protokollerde de yer aldığı gibi Belediyeler Reformu acilen hayata geçirilmelidir. Böylece sıkıntıda olan yerel yönetimler rahatlatılmalıdır.
*Yıllardan beri bekleyen Kamu Reformu acilen yasalaşmalıdır.
*Emeklilik yaşı yükseltilmelidir.
*Şans oyunları ve motorlu araçlar vergileri artırılmalıdır.
*KKTC Vatandaşı olmak isteyen yatırımcıların yatırım miktarı aşağı çekilmeli ve belirli bir miktar harç ödeyen kişilere vatandaşlık verilmelidir.
*Ülkemizde yatırım yapmayı düşünen ve belirli bir miktarda işgücü çalıştırmayı taahüt eden şirketlere bir takım teşvikler verilmelidir.
*Yurt dışı temsilciliklerimizden gereksiz olanları kapatılmalı ve buradaki görevliler o ülkelerdeki TC Elçilikleri bünyesinde görevlendirilmelidirler.
UZUN VADEDE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Hükümetin uzun vadede ülkemizin kendi ayakları üzerinde duracak çeşitli reformları yapması, yapısal dönüşüme hız vermesi ve bu çerçevede AB Kriterlerine uygun olarak Özelleştirme formüllerinin üzerinde durulması gerekmektedir.
En önemlisi ise Türkiye ile imzalanan Ekonomik Protokollerin ön gördüğü tedbirler kısa sürede uygulanmalıdır.
Bu sebeple Telekominikasyon, Limanlar ve KIB TEK’in fonksiyonlara ayrılarak üretim kısmının özelleştirilmesi konularına öncelik verilmelidir.
Yorum Yazın