Ülkemizdeki en önemli eksiklilerin başında gelen “denetimsizlik” her alanda büyük kayıplara ve zararlara neden oluyor.
İş güvenliği denetimi yeterli olmadığından işçiler ekmek parası peşinde koşarken canlarından oluyor, kamyonlar, TIR’lar ve iş araçları ağır yüklerle yollarımızda gidiyor… Tabii denetimsizlik bu alanda da trafik kazalarına neden oluyor…
KIBRIS TV’de, KIBRIS Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Emin Akkor'un sunduğu ‘Ayrıntı’ programına konuk olan Makine Mühendisi ve Araç Kurulu Üyesi Ayer Yarkıner’in ülkemiz trafiğiyle ilgili anlattıkları herkese korkuya sevk edecek türden…
Yarkıner, yollarımızda giden ağır vasıtaların büyük tehlike potansiyeli olduğunu vurguladı.
Motorlu Araçlar Yol Trafik Yasası ve Tüzüğü’ndeki birçok tanımlamaların yanlış olduğuna dikkat çeken Yarkıner, “Şu anda yolda giden çekici ve römorklu araçların hiçbiri bu yasaya uygun değildir” dedi.
Yarkıner, araç muayeneleriyle ilgili de yönetmeliğimiz ve standardımız olmadığına işaret ederek ülkemizde frenleri test etme ve hizmete elverişlilik durumlarını belirleme imkanının da bulunmadığının altını çizdi.
60 ton tekerlekli araçta çok özel fren donanımlarının olması gerektiğini belirten Yarkıner, yolda demir yığınlarının gittiğini söyledi.
Trafikle ilgili mevcut yasa ve tüzüğün yetersizliği ve ilkelliğinin yanında bilinçsizce hazırlanan mevzuatlar olduğunu kaydeden Yarkıner, mevzuatta ‘hayati ve tehlikenin sebebi diyeceğimiz’ hususların yer aldığını belirtti.
Dingil ağırlıkları ve yük taşıma ağırlıklarının yasada yer almasının gerekli olduğunu vurgulayan Yarkıner, taş ocaklarının tamamında aktif tartı istasyonlarının bulunması ve kalibrasyonlarının yapılması gerektiğini söyledi.
Vakit kaybedilmeden tüzüğün yürürlükten kaldırılması gerektiğini kaydeden Yarkıner, “Bu tüzük kalkmadığı müddetçe doğabilecek kazalardan hem vicdanen hem de hukuken sorumluyuz” dedi.
“Bilinçsizce hazırlanan mevzuatlar var”
Makine Mühendisi ve Araç Kurulu Üyesi Ayer Yarkıner, Ulaştırma Bakanlığı’nın Haziran 2018’den itibaren Makine Mühendisleri Odası’ndan trafiğin iyileştirilmesi ve daha güvenli olmasıyla ilgili teknik destek talep ettiğini belirtti. Yarkıner, bu süre zarfında Makine Mühendisliği disipliniyle ilgili birçok konuda çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.
Trafikle ilgili mevcut yasanın yetersizliği ve ilkelliğinin yanında bilinçsizce hazırlanan mevzuatlar da olduğunu söyleyen Yarkıner, mevzuatta ‘hayati ve tehlikenin sebebi diyeceğimiz’ hususların yer aldığını belirtti.
Daha önceki dönemlerde de Ulaştırma Bakanlığı’na giderek konuyu gündeme getirdiklerine dikkat çeken Yarkıner, oda olarak Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan ve Müsteşar Kemal Bağzıbağlı’nın gösterdiği hassasiyeti ise hiçbir yerden görmediklerini kaydetti.
“Tüzükte limuzini otobüs diye tanıtmışlar”
2.5 yıldır ağır ticari araçların kazalarıyla ilgili araştırma yaptığını dile getiren Yarkıner, kazalardan sonra devam eden yasal süreçlerde, kaza nedenleriyle ilgili hazırlanan raporları incelemeye çalıştığını ifade etti.
Yarkıner, “Yasada ‘Motorlu Araçlar Yol Trafik Yasası ve Tüzüğü’ ifadeleri yer alıyor. Ancak trafik, motorlu araçlarla ilgili değildir. Trafikte insan da var, hayvan da var, motorsuz araç da… Motorsuz araçların tanımları bizim yasamızda olmalı. Mevzuatta; karayolunun, kavşağın ve aracın tanımı da yoktur. En önemlisi de durmanın tanımı yoktur. Bir aracın durmasıyla ilgili standartlar da yoktur. Tüzükte, limuzini otobüs diye tanıtmışlar. Limuzin de lüks bir araçtır. Binek otodur. Tanımlar çok yetersizdir” dedi.
Otomobilin trafiğin temel unsurlarından biri olduğunun altını çizen Yarkıner, ancak tüzükte otomobilin tanımının da bulunmadığına dikkat çekti.
“Yasada çekici araçlara
TIR tanımı yapılıyor”
Çalışmalarının sonucunda çok ilginç bir konuyu tespit ettiğini aktaran Yarkıner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“TIR, hiçbir zaman çekici ve römorklu araç anlamına gelmiyor. 5 tonluk, 12 tonluk hatta 30 tonluk araç ta TIR olabiliyor. TIR, uluslararası yollarda yük taşıyan araçların ismidir.
Bizde ise çekici araçlara TIR tanımı yapılıyor. Yasanın 73’üncü maddesinde, çekici araçlardan TIR diye bahsedip inanılmaz derecede hatalı tanımlamalar ve açıklamalar yapılmış. Şu anda yolda giden çekici ve römorklu araçların hiçbiri bu yasaya uygun değildir. Yasayla alakalı değildir. TIR’ın kapsamı, uluslararası yol güvenliği esaslarına tabidir. Ancak biz TIR denen araçları çekicili römorklar olarak kabul ediyoruz”.
“Yollarda demir yığını gidiyor”
Aracın boş, dolu, azami yük ağırlığı ve tasarlanmış yük taşıma kabiliyeti ağırlığı, dingil taşıma kabiliyeti gibi yol güvenliğiyle ilgili aracın taşıyabileceği yükü de bağlayan hususların, ne yasamızda ne de tüzüğümüzde açıklandığına dikkat çeken Ayer Yarkıner, şu örneği verdi:
“Örneğin, bir çekici aracın kayıt belgesi var. Araç 2005’te kayda girdi. 2018’e kadar minimum 10 kez muayeneye girdi. Bu aracın motor gücü araç kayıt belgesinde yazmıyor. Hâlbuki herhangi bir teknik incelemede bu aracın bir kazaya karışması halinde bunun imkan ve kabiliyetlerinin tespit edilebilmesi için önemlidir”.
Söz konusu yasada aracın çekiciyle birlikte 44 ton taşıyabileceğinin belirtildiğini, 16 ton da birleştirilmiş aracın ağırlığı hesaplandığında 60 ton olduğunu dile getiren Yarkıner, 60 tonluk tekerlekli araçta çok özel fren donanımlarının olması gerektiğini belirtti. Yarkıner, yolda demir yığınının gittiğini söyledi.
Vakit kaybedilmeden bu tüzüğün yürürlükten kaldırılması gerektiğini kaydeden Yarkıner, “Bu tüzük kalkmadığı müddetçe doğabilecek kazalardan hem vicdanen hem de hukuken sorumluyuz” dedi.
“Araç muayeneleriyle ilgili
yönetmeliğimiz yok”
Dağ yolunda yaşanan feci kazadan örnek veren Yarkıner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Operatöre 15’e yakın hata bulundu. İlk bakılması gereken şuydu. Bu aracın muayenesi yapılmış mıydı yoksa yapılmamış mıydı? Bu aracın frenleri sağlam mıydı değil miydi? Kazanın oluş nedeni basına çıktığında, 26 metre minibüsü sürüklediği açıklanmıştı. Araç rampa yukarı çıkıyor ve minibüs te karşıdan geliyor. Karşılaştıklarında bankete doğru kayıyorlar. Bu tip araçlarda, arkasındaki römorkun rampa yukarı çıkarken 26 metre sürükleme yeteneği yoktur. Böyle bir şey mümkün değildir. Bu aracın süratli olduğuyla ilgili hiçbir inceleme yoktur. Frenleriyle ve muayenesiyle ilgili de herhangi bir problem belirtilmedi. Araç muayeneleriyle ilgili bir yönetmeliğimiz ve standardımız yoktur. Dağ yolundaki kazaya karışan aracın frenlerinde de zafiyet olduğu yöndedir. Muayenesinin yapılmamasıyla ilgili de ciddi endişem vardır”
“Frenleri test etme imkanımız yok”
“Bir aracın yük taşıma kapasitesini ne kadar aşarsanız durma mesafesi de o kadar artar” diye konuşan Yarkıner, ülkede frenleri test etme ve hizmete elverişlilik durumlarını belirleme imkanının olmadığını ifade etti.
7 ton üzerindeki tüm yük araçlarının dünyada artık havalı olarak imal edildiğini ve fren patlama diye bir şeyin olmadığını belirten Yarkıner, yasada yardımcı fren sisteminin gerekliliğinin de bulunmadığını söyledi.
Yasada araç 9 metreden uzunsa, 2.30 metreden genişse ve 3 metreden yüksekse ‘RR Amblemi’nin olması gerektiğini ve muayenede de bunun arandığını ifade eden Yarkıner, binek araçlardan fazla bu araçların yollarda olduğuna dikkat çekti.
“Takometresi olmayan trafiğe çıkmasın”
Araçların seyir hafızası olan Takometrenin önemine değinen Yarkıner, “Bu tür araçlara takometre mutlaka konması gerekiyor. Sürat yükten daha önemlidir. Takometresi olmayan bu tür araçların kaydı yapılmamalı ve trafiğe çıkmamalı” şeklinde konuştu.
Yarkıner, tüzüğün 49, 50, 51 ve 73’üncü maddelerinin ise kesinlikle ortadan kalkması gerektiğine dikkat çekti.
Ağır vasıta araçların karıştığı kazalara örnekler vererek değerlendirmelerde bulunan Yarkıner, araçların frenleme ve durabilme yeteneklerinin belirlenebilmesi ve bunların muayenelerde aranması hususunun yer almasının önemine değindi.
“Mukayyetin yetkisiyle izin verilir” diye yazılan konuların iptal edilmesi gerektiğine vurgu yapan Yarkıner,
taş ocaklarının tamamında aktif tartı istasyonlarının bulunması ve kalibrasyonlarının yapılması gerektiğini söyledi.
Yarkıner, “Dingil ağırlıkları ve yük taşıma ağırlıklarının yasada yer alması ve bu ağırlıklara göre de bu araçların kontrol edilmesi, okul otobüslerinin standardı ve azami hızlarının belirlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Yorum Yazın