Çocuğun mikroplara da ihtiyacı var!
SAĞLIKBağışıklık sisteminin mikroorganizmalarla savaştıkça güçlendiğini vurgulayan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Sarı, bağışıklık sisteminin, dışarıdan gelen mikroorganizmaların vücuda girişini engelleyerek bir savunma mekanizması oluşturduğunu, vücuda giren mikropların hastalığa sebep olmasını engelleyerek diğer organlara ilerlemesini önlediğini söyledi.
Uğradığı saldırıların bağışıklık sistemini daha güçlü kıldığını, dolayısıyla kuvvetli bir bağışıklık sistemi için vücudun bazı durumlarda bu mikroplara ihtiyaç duyduğunu aktaran Çocuk Doktoru, ancak bazı annelerin özellikle bebekleri söz konusu olduğunda aşırı titiz davranarak istemeden de olsa bebeklerine zarar verdiklerini söyledi:
“Çünkü aşırı steril ortamlarda büyüyen çocukların bağışıklık sistemi herhangi bir tehdit ile karşılaşmadığından kendini geliştiremiyor. Bebek veya çocuklar mikroorganizmalar maruz kalmadığı için bunlara karşı bir savunma kalkanı oluşturamıyor. Güçsüz kalan bağışıklık sistemi ise beklenmedik bir anda gelen mikroplara karşı bir şey yapamaz ve hastalık kaçınılmaz olur. Ancak basit bir hastalık olan üst solunum yolu enfeksiyonu bile aşırı titizlik yüzünden bağışıklık sistemi zayıf kalan çocuklarda daha ağır ve sancılı bir süreç olarak geçer.”
ALERJENLERE MARUZ KALMAYAN DAHA ÇOK ALERJİK HASTALIĞA YAKALANIYOR
Alerjenlere maruz kalmayan çocukların daha fazla alerjik kökenli hastalıklara yakalandığını aktaran aşırı hijyen ve çocuk sağlığı konusundaki sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şehirde değil de çiftlik veya köyde yaşayıp yüzlerce alerjenle karşılaşan çocuklar yok denecek kadar az alerjik reaksiyon gösteriyor. Bunun sebebi de oldukça açık; bağışıklık sitemleri bu alerjenlerle defalarca karşılaştığı için bir savunma mekanizması geliştiriyor. Haliyle daha az hastalanıyor ve daha az alerjiye sahip oluyorlar.
“BAĞIŞIKLIK SİSTEMLERİ SAVAŞACAK YAPAY DÜŞMANLAR ARIYOR”
Aşırı steril ortamlarda yetişen yeni nesil çocukların bağışıklık sistemleri mikroplarla karşılaşmadığı için kendine savaşacak yapay düşmanlar arıyor. Bu yapay düşmanlar ise evdeki tozlar, küfler, polenler gibi aslında zararsız olan etkenler. Bağışıklık sistemi bu etkenlere mikropmuş gibi davranıyor ve onlara anormal tepkiler gösteriyor. Sonuç ise sonu gelmeyen hastalıklar…
HİJYEN HİPOTEZİ NE DİYOR?
Çocukları korumak için yaptığınız davranışların aslında doğru olmadığını görüyoruz. Zira bu konuda yapılan araştırmalar, aşırı korumacı ve titiz davranışların iyilik değil zarar olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin; bir çalışmada üç yaşında ve alerjik hastalığı bulunmayan çocukların evleri incelendiğinde alerjen ve bakteri çeşitliliğinin fazla olduğu görülmüştür. Yine aynı şekilde bu çocukların evlerinde daha az bakteri ve alerjen bulunan çocuklara göre astım riskinin de az olduğu gözlenmiştir. Bu araştırmalar hijyen hipotezini de kanıtlamış oluyor. Çünkü hijyen hipotezi diyor ki; çocuklar ne kadar erken yaşta bu etkenlerle karşılarsa o kadar çabuk adapte olur ve bağışıklık sistemleri güçlenmeye başlar.
“ÇOCUKLARINIZI CAM FANUSTAN ÇIKARIN”
Çocuklarınızı ellerinizle yarattığınız cam fanustan çıkarın. Bırakın kumla, çamurla oynasın, evcil hayvanlarla arkadaş olsun. Gerekirse hastalansın. Bırakın, çocuğunuz bağışıklık sistemi düşmanlarını tanısın. Tanısın ki, ona göre bir savunma mekanizması geliştirsin. Siz de sürekli çocuğunuzun arkasından ıslak mendiller ve anti bakteriyel jellerle gezmeyin. Çocukluğunu doyasıya yaşamasına izin verin.”
İlginizi Çekebilir