© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Obezite cerrahisi hakkında doğru sanılan 6 yanlış

Kulaktan kulağa yayılmış hatalı bilgiler yüzünden obezite hastalarının mide küçültme ameliyatı olmaktan çekinebildiğini belirten uzmanlara göre, bunun sonucunda da kişi, şişmanlığın neden olduğu diyabet, yüksek tansiyon, uyku apnesi, KOAH ve bel fıtığı gibi sorunlarla yaşamaya mahkum olabiliyor, yanı sıra obezite ameliyatını ‘sihirli bir değnek’ gibi düşünüp hızla ideal kilosuna ulaşacağını düşünenler de ameliyat sonrasında hayal kırıklığına uğrayabiliyor.

Toplumdaki yaygın inanışın aksine, günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve edinilen tecrübeler sayesinde, tam teşekküllü hastanelerde ve uzman ellerde yapıldığında, obezite cerrahisindeki riskin diğer mide ameliyatlarından daha yüksek olmadığını belirten Acıbadem Altunizade Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bilgi Baca, üstelik hastaların uzmanların önerdiği diyet ve spor programlarına uydukları takdirde 2 yıl içinde fazla kilolarının yüzde 70 ile 95’i gibi büyük bir oranından kurtulabildiklerini söyledi. 

Obezite ameliyatı hakkında toplumda doğru sanılan 6 yanlış bilgiye dikkat çeken Prof. Baca’nın uyarı ve önerileri şöyle:  

Yanlış: Fazla kilosu olan herkes obezite ameliyatı olabilir

Doğrusu: Kilolu olan herkesin obezite ameliyatı olabileceğine dair bir inanış var. Örneğin 20 kilo fazlası olan bir kişi ideal kilosuna kavuşmak için obezite ameliyatı olmak isteyebiliyor. Ancak obezite ameliyatı kozmetik amaçlarla değil, hastaların sağlıklı bir yaşam sürmeleri için yapılıyor, dolayısıyla her kilolu kişiye uygulanmıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilen kriterlere göre; Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 kg/m2’yi aşan veya 35-40 kg/m2 arasında olan ve buna diyabet, hipertansiyon ile uyku apne sendromu gibi hastalıkların eşlik ettiği kişiler aday olarak kabul ediliyor. Bunların yanı sıra hastalar obezite sorununun altında yatan etkenlerin belirlenmesi ve yeme alışkanlıkları ile psikolojik durumları hakkında fikir edinilmesi için çok detaylı bir incelemeden geçiriliyor.  

Yanlış: Obezite ameliyatı ölümcül risk taşıyor

Doğrusu: Toplumdaki yaygın inanışın aksine günümüzde gelişen teknikler sayesinde, ameliyat tam teşekküllü bir hastanede ve Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü şekilde yapıldığı takdirde, obezite ameliyatlarındaki risk, herhangi bir hastalık yüzünden gerçekleştirilen mide ameliyatlarından daha fazla değil. Obeziteye eşlik  eden diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi ve damarlarda pıhtı oluşumu gibi ek risk faktörleri varsa bunlara yönelik gerekli tedbirler alınarak riskin kabul edilebilir bir düzeye inmesi sağlanıyor.  

Yanlış: Arkadaşım çok kilo verdi, ben de aynı teknikle ameliyat olacağım 

Doğrusu: Obezite için uygulanan çeşitli ameliyat türleri mevcut. Sleeve gastrektomi (tüp mide), gastrik bypass (midenin küçültülüp ince bağırsağa bağlanması), ayarlanabilir gastrik band (mide kelepçesi) bu ameliyat türlerinden en sık uygulananları. Hastanın tercihi göz önünde bulundurulsa da hangi yöntemin uygulanacağına, yapılan pek çok değerlendirmenin ardından uzmanlar karar verir. Çünkü ameliyatın başarısındaki en temel faktör hastaya doğru yöntemi uygulamak. Aksi halde yeterli başarı elde edilemeyebilir.   

Yanlış: Ameliyatla hemen ideal kiloma kavuşabilirim

Doğrusu: Obezite ameliyatını sihirli bir değnek gibi düşünmemek gerekir. Ameliyat diyet ve spora rağmen kilo vermekte güçlük çeken veya ağır obezite nedeniyle hareket dahi edemeyen kişilere destek olmak için uygulanıyor. Dolayısıyla ameliyat sonrasında hastaların sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeleri ve düzenli spor yapmaları çok önemli. Hastalar ameliyat sonrasında uzmanların önerdikleri diyet ve egzersiz programına uyduklarında 6 ay içinde fazla kilolarının yüzde 40’ını, 2 yıl içinde de yüzde 75-90 gibi yüksek bir oranını verebiliyor. 

Yanlış: 2. kez ameliyat olmak mümkün değil

Doğrusu: Ameliyatın ardından verilen diyet ve egzersiz programlarına uymadıkları için kilo alan hastalar bir daha ameliyat olamayacakları kaygısına kapılıyorlar. Sanılanın aksine 2. kez obezite ameliyatı olmak mümkün. Yapılan ameliyata göre aynı ameliyat veya başka bir ameliyat yöntemine çevirme işlemi yapılabiliyor. Örneğin; hasta tüp mide ameliyatı sonrasında kilo almışsa, bir film çekilerek midenin durumu değerlendirilip bazen gastrik bypass’a çevrilebiliyor.

Yanlış: Ameliyattan sonra ömür boyu ilaç kullanmam gerekecek

Doğrusu: Obezite ameliyatları emilimin azaltılması ve/veya gıda alımının kısıtlanması prensibiyle kilo verilmesine katkı sağlıyor. Bazı tekniklerde, örneğin gastrit  bypass, biliyoenterik bypass gibi emilimi etkileyen ameliyatlarda hastaların özellikle demir ilaçları ile B 12, D vitamini gibi bazı vitamin takviyelerine ihtiyaçları olabiliyor. Bunlar da 2-3 ayda bir serum yoluyla verildiği veya ağız yoluyla geçici bir süre alındığı için hastaya ek bir yük getirmiyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER