Yazın cildi hızla yaşlandıran 10 alışkanlık!
SAĞLIKGüneş, tüm canlılar için en önemli ısı, ışık ve yaşam kaynağı. Özellikle de D vitamini sentezinde büyük rol oynuyor. Uzmanlar, güneş ışınlarından günde 15 veya 20 dakika yararlanmanın sağlık için yeterli olduğunu söylüyor. Çünkü yaz aylarında radyasyon etkisi belirgin olarak arttığı için güneş ışınlarına gerekenden fazla maruz kalmak çok ciddi sorunlara zemin hazırlıyor.
Güneş ışınlarına kısa süreli maruz kalmak; cilt lekeleri, çillenme ve güneşle tetiklenebilen lupus gibi hastalıklara adeta davetiye çıkarıyor. Uzun vadede ise çok daha önemli sorunlar gelişebiliyor; ciltte kırışıklıklar, benlerin sayısında artış, cilt tonu eşitsizlikleri, damar genişlemeleri oluşabiliyor, çok daha önemlisi melanom başta olmak üzere tüm deri kanserlerinin gelişme riski artıyor. Güneş ışınlarının cilt üzerinde oluşturduğu bu tür tablolarda hatalı alışkanlıklar başrolde. Peki güneşin zararlı olmasına yol açan ciltte hasar oluşturan hangi davranışlardan kaçınmak gerekiyor? Acıbadem Fulya Hastanesi
Dermatoloji Uzmanı Dr. Şule Albayrak, yaz aylarında sıkça yapılan o hatalı alışkanlıkları anlattı, cildin uzun yıllar sağlıklı ve genç kalmasında rol oynayabilecek önerilerde bulundu:
Yoğun güneş ışınına maruz kalmak: Bronzlaşmak uğruna kısa sürede almaya çalıştığımız yoğun güneş ışınları ciltte yanıklara yol açabiliyor. Yanık sonrasında da ciltte izler, lekeler, damarlanmalar ve beneklenmeler oluşabiliyor. Dolayısıyla güneş ışınlarının yoğun olduğu 10:00- 16:00 saatleri arasında açık alanlarda zaman geçirmemeye özen gösterin. Şemsiye altında bile kalsanız, kum ile asfalttan yansıyan güneş ışınlarının da aynı etkiyi yaptığını unutmayın.
Gelişigüzel güneş koruyucu kullanmak: Koruyucu ürünler görünür ışık ve kızılötesi ışınlara karşı koruma sağlamalı, cilt tipine (karma, yağlı, kuru, hassas vs.) ve yaşına uygun seçilmeli. Aksi halde alerjik reaksiyonlar, aşırı yağlanma veya kozmetik aknesi gelişebiliyor. Örneğin, karma-yağlı bir cilde yoğun nemlendiren koruyucu sürmek gözenekleri tıkayarak siyah nokta, yağ butonları ve akne oluşumuna neden olabiliyor. Bu yüzden yağlı ciltte yağlanma oluşturmayan ve cildi matlaştıran su bazlı ürünleri tercih etmekte fayda var. Kuru bir cilt yapısında nemlendirici özelliği olan güneş koruyuculardan kullanmak daha yararlı olacaktır. Hassas, lekeli, kızarıklık problemi olan veya hasarlı (vitiligo, deri kanseri öyküsü olan vs.) ciltlere özel güneş koruyucu tercih etmek de ayrı bir öneme sahip. Lekeli ciltler için leke oluşumunu azaltıcı, kızarık hassas ciltler için yatıştırıcı veya hasarlı ciltler için antioksidan içeriği yüksek koruyucular tercih etmek daha konforlu olacaktır. Açık tenlilerde en az +50 SPF, koyu tenlilerde ise en az +30 SPF, UVA-UVB olmalı.
Güneş koruyucusunu sık sık tekrarlamamak: Güneş koruyucuları içerdikleri filtreler sayesinde hücre çekirdeğini sararak DNA hasarı oluşumunu engelliyor. Ancak etkili olabilmeleri için düzenli olarak tekrarlanmaları çok önemli. Bunun nedeni ise cilde sürüldükten sonra ürünün ortalama 2 saat içerisinde faydasının giderek azalması. Dolayısıyla her 2 saatte bir ürünü tekrarlamayı ihmal etmeyin. Yüzme veya duşun ardından ya da aşırı terlediyseniz bu zamanı dikkate almadan mutlaka tekrarlayın.
Cildi susuz bırakmak: Günlük su ihtiyacını karşılamayan kişilerde ciltteki hassasiyet daha belirgin oluyor. Cilt ve vücut sağlığınız için her gün en az 10 bardak suyu düzenli tüketmeyi ihmal etmeyin.
Cildi yeterince nemlendirmemek : Kış mevsiminde cilt kuruluklarına daha çok rastlansa da, yaz mevsiminde güneş, havuz ve denizin yanı sıra sık duş almak da ciltte kuruma ile hassasiyet oluşturabiliyor. Özellikle nemi ciltte uzun süre hapseden nemlendirici süt veya losyon kullanımı güneş hasarının azaltılmasına yardımcı olabiliyor. Bu nedenle yaz aylarında özellikle banyo sonrası ilk 5 dakika içerisinde hafif ıslakken tüm vücudunuzu nemlendirmeye özen gösterin.
Günlük cilt temizliğini ihmal etmek: Uygun bir temizleyici ile cildi gün içerisinde biriken kir, toz, yağ ve ölü hücrelerden arındırmak cilt sağlığımız için çok önemli. Bunun nedeni ise cildi kirli bırakmanın lekelenmelere, sivilcelere ve pürüzlü bir cilde yol açabilmesi. Üstelik temiz bir cilde uygulanan güneş koruyucu daha etkili oluyor ve cildiniz daha pürüzsüz görünüyor.
Gölgede korunmamak: Genellikle sadece güneşe çıktığımızda korunuyoruz. Oysa güneş ışınları gölgede, pencereden giren ışıkta ve evimizdeki florasan lamba içerisinde de etkili olabiliyor. Özellikle güneşin tepede olduğu sıcak saatlerde dışarıdaysanız gölgede de koruyucu kullanmalısınız. Evde ise balkon veya pencerede uzun süre zaman geçirecekseniz yine koruyucu kullanmanız gerekiyor.
Kapatıcı ve fondötenleri aşırı kullanmak: Cilde, günlük kullanıma uygun olmayan kapatıcı ile fondöten gibi kozmetikler kullanmak, bunları uzun süre ciltte bekletmek de gözeneklerin tıkanmasına, lekelerin belirginleşmesine ve ince kırışıkların oluşmasına yol açabiliyor. Yaz aylarında özel günler için transparan pudralar veya mineral içerikli fondötenler tercih etmenizde fayda var.
Koruyucu ürünü hatalı uygulamak: Ürünleri genellikle dışarıya çıktığımızda veya plajda kullanıyoruz. Aslında henüz dışarıya çıkmadan ortalama 20 dakika önce uygulamak gerekiyor. Ayrıca yaptığımız bir başka hata da, ürünü yeterli kullanmamak. Bir parmak ucu kadar krem bir avuç içi kadar alana yetecek şekilde olmalı. Ancak kremleri kalın tabaka halinde bırakmak koruyuculuğunu arttırmıyor.
Hızlı atıştırmalıklar tüketmek: İşlenmiş, kızartılmış şekerli unlu gıdalar, hızlı atıştırmalıklar ve doymuş yağ oranı yüksek besinler cildimizde akne, siyah nokta oluşumunun dışında insülin direncini arttırarak ağız çevresinde ve vücudun kıvrım yerlerindeki ciltte kadifemsi kalınlaşma, koyu renk değişikliği ile et benleri oluşumuna yol açabiliyor. Bozulmuş ciltte de güneş hasarı daha belirginleşiyor. Yaz aylarında doymamış yağlardan zengin sebze, meyve ve bakliyatlardan bolca tüketmeniz, cildinizin ışıldamasına yardımcı olacaktır.
İlginizi Çekebilir