Baraka Kültür Merkezi yaptığı açıklamada, “Uzun yıllardır adada egemenlerin çıkarları doğrultusunda birbirinden ayrılmış, bölünmüş halklar olarak yaşam mücadelesi sürdürüldüğü” belirtilerek, “Barışı, iki lider tarafından imzalanacak anlaşmalara sıkıştıran ve yıllarca bu adanın halklarının kaderlerini müzakere masalarından alınacak kararlara bağlayanların aksine, barışın sokakta, emekten yana, günlük sıkıntıların çözümleri doğrultusunda ve Kıbrıs halklarının bugünleri ve gelecekleri hakkında söz, yetki, karar ve iktidar hakkına sahip olmasıyla var olacağı” savunuldu.
“Gece kulüplerindeki seks köleliğine, özel sektördeki emek sömürüsüne, kadına yönelik şiddete, homofobiye, milliyetçiliğe ve gericiliğe karşı bir mücadele yürütmeyen, ada halklarının kaynaşmasına katkı sağlayacak sınır kapılarını açmayan adadaki iktidarların barış nidalarının samimiyetsiz ve çıkarcı olduğu” ileri sürülen açıklamada, ABD ve İngiltere gibi emperyalist güçlerin ada coğrafyasında yürüttükleri kanlı savaşların bedelini yine halkların ödediği ifade edildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi;
“Karşılıklı ekonomik tehditlerle birbirleriyle didişen egemenler, dış borçlarla, emek ve doğa sömürüsüyle yarattıkları ekonomik krizlerin sefasını sürerken bu krizlerin cefasını çekecek olan yoksul ve emekçi insanlar olacaktır. Bu adada barışı bir kağıda imza atacak liderler değil ekonomik krizi, ekolojik tahribatı, emek sömürüsünü, gericiliği en derinden yaşayan ve bunlarla mücadele eden Kıbrıs halkları sağlayacaktır.”
BAĞIMSIZLIK YOLU
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu ise açıklamasında, Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu olarak bu yıl 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde ortak kortej oluşturulması için kamuoyuna ve örgütlere bir çağrı yaptıklarını, ancak, halkın ekonomik anlamda ciddi oranda ezildiği bu günlerde örgütlerin 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne iki yıldır ilgi göstermediğini belirtti.
Kıbrıs sorununun elli yıldan fazladır devam eden sürecinin çok önemli kısmının görüşmeler ile geçtiğine işaret eden Rahvancıoğlu, şöyle dedi: “Ancak görüşmeler her defasında halktan ve sokaktan soyutlanmış olduğu için, günlük hayatın sıkıntılarından soyutlanmış olduğu için hayal kırıklığıyla, moral bozukluğuyla sona ermiştir. Bir süre geçtikten sonra barış güçleri kendini yeniden toplayıp yeniden görüşme sürecinin ilerlemesi için baskı yapmaya başlıyor. Ancak her defasında aynı yıkım, görüşme masasında kim olursa olsun -solcu,sağcı,ilerici, barış düşmanı, muhafazakar- hep aynı kısır döngünün içerisinde aynı şekilde sona eriyor.”
Rahvancıoğlu, bugün Kıbrıs'ın güneyinde ne olursa olsun kuzeyinde barış için yapılabilecek şeyler olduğunu söyleyerek, “Kıbrıs'ın kuzeyindeki barış güçleri Aplıç Kapısı'nın açılması için mücadele edebilirler, Derinya Kapısı'nın açılması için mücadele edebilirler. Bugün cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, görüşmecilik sürecini yürüten, Akıncı'nın seçilmeden önce sözünü verdiği ve halkın yüzde 60'tan fazlasının onay verdiği Maraş'ın açılmasının görüşme sürecine endekslenmemesi sözünün tutulması için, hemen yanı başımızda yapılmakta olan ve Kıbrıs'ın bütün halklarını olumsuz etkileme riski taşıyan Nükleer Santral sürecinin durdurulması için, en yetkili makamlardan ses verilmesi için mücadele edilebilirler. CMC gibi Kıbrıs'ın tamamını etkileyen ekolojik sorunların ortak bir iradeyle ortadan kaldırılması için mücadele edebilirler” dedi.
Rahvancıoğlu, “1 Eylül Dünya Barış Günü'nde ve takvimin herhangi bir gününde barış için sokağa çıkmayı lüks kabul eden demokratik kitle örgütleri ve siyasi örgütlerle barış örgütlenemez. Bu yüzden halkımızı devrimci siyasette örgütlenmeye ve barış için mücadele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.
1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ NEDENİYLE CUMHURBAŞKANLIĞI ÖNÜNDE EYLEM YAPILDI
Abone ol1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle dün akşam, Cumhurbaşkanlığı önünde eylem yapıldı. Baraka ve Bağımsızlık Yolu'nun gerçekleştirdiği eylemde, “yeniden birleşme ve barışın masada değil sokakta var olabileceği” kaydedildi. Kuğulu Park'ta (10. Yıl Parkı) başlayan yürüyüş Cumhurbaşkanlığı önünde son buldu. Yürüyüşte "Barış Bizlerin Ellerindedir", "Barış Sokakta,Masada Değil","Aplıç Kapısı Derhal Açılsın","Derinya Kapısı Derhal Açılsın", "Yaşasın Halkların Kardeşliği" ve "Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz" gibi sloganlar atıldı. Barış İçin Halklar Birleşin pankartının taşındığı yürüyüş Cumhurbaşkanlığı önünde yapılan açıklamalarla son buldu.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın