Başbakan Ersin Tatar, 2019 yılını BRT’de katıldığı “Yıla Bakış” programında değerlendirdi.
Tatar, asgari ücretin Ocak ayında açıklanacağını, hayat pahalılığı ödeneklerinin verileceğini, yol çalışmalarının tamamlanacağını ve TC ile yeni bir mali ve ekonomi işbirliği protokolü ile kaynak akışı olmasını beklentisini dile getirdi.
Başbakan Tatar, gazeteciler Aziz Karaaziz, Levent Kutay, Akay Cemal ve Sami Özuslu’nun iç ve dış gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı.
2019 yılını değerlendiren Başbakan, yıla ana muhalefet partisi olarak başladıklarını, ardından kurulan UBP-HP hükümetinin 1 Haziran’da güvenoyu aldığını ifade ederek, ekonomik protokolün imzalanması, bütçe açıklarının azalması ve ödemelere başlanabilmesi gibi olumlu gelişmeler olduğunu belirtti.
Bunun yanı sıra Doğu Akdeniz’deki durumla ilgili KKTC’nin ortaya bir tavır koyduğunu da kaydeden Tatar, Türkiye ile birlikte yapılan hamleler ve mücadelelerle hakların alınması için çalışıldığını belirtti.
Başbakan Tatar, karayollarının durumunu da değerlendirerek, yolların düzenlenmesi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini, bu işlerin tamamlanması için Türkiye Cumhuriyeti fonları ve hükümet bütçesinden kaynak yaratıldığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nden bloke edilen kaynağın 31 Aralık’a kadar çözülmemesi halinde bunun Türkiye Cumhuriyeti’ne geri dönmesinin söz konusu olup olmadığına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Başbakan, 650 milyon TL’nin kullanıldığını, kalan 90 milyon TL için de bir sıkıntı olmadığını dile getirdi.
Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı’yla ilgili olarak da konuşan Tatar, ilgili birimlerin de son Bakanlar Kurulu toplantısına katıldığını anlatarak, bu konuda bir aşamaya gelindiğini, talep edilen değişiklikleri görüşmek üzere 31 Aralık’ta tekrar toplanılacağını belirtti.
Başbakan, İmar Planı çalışmalarının önceki hükümet döneminde başlatıldığını da anımsatarak, emirnamelerle değil imar planlarıyla ülkeyi yönetmek gerektiğini söyledi.
İmar Planı konusuyla ilgili UBP’nin hükümet ortağı ile görüş ayrılıkları bulunduğunu da ifade eden Başbakan, konunun hükümeti bozma boyutunda bir sorun olmadığını kaydetti.
Nisan 2020’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını, o güne kadar da herkesin görevini yerine getireceğini anlatan Tatar, irade ve politikanın ortada olduğunu, Türkiye ile protokol kapsamında görüşmelerin sürdüğünü, hayatın devam ettiğini vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilere de değinen Başbakan, ilişkilerin güzel bir şekilde devam ettiğini, kendisinin bu sürede ziyaretler gerçekleştirdiğini, bunun da doğru ve doğal bir süreç olduğunu söyledi.
Polisin güçlenmesi ve güvenlik önemlerini artırıcı tedbirleri de anlatan Başbakan, şimdiye kadar 140 istihdam yapıldığını, bu alandaki çalışmaların da sürdüğünü belirtti.
Merkez Bankası ve Para Kambiyo Dairesi’nin ülkedeki yolsuzluklara karşı gereğini yaptığını dile getiren Tatar, gerekli durumlarda Türkiye Polisi ile İşbirliği de yapıldığını anlattı.
Tatar, KKTC ekonomisinin durumuna ilişkin yaptığı açıklamada ise, Türkiye’den gelen suyun ülkeye büyük katkısı olduğunu, belki ekonomik açıdan hedeflenilen noktaya gelinemediğini, ancak ülkeye inanmak, güvenmek ve çalışmak gerektiğini söyledi.
Kablolu elektriğin uzun vadede olması gereken bir unsur olduğuna işaret eden Tatar, güneş enerjisinin de yaygınlaştırılması gerektiğini kaydetti.
Vergi denetimi ve kayıt altına alma çalışmalarına da değinen Başbakan, KKTC’nin en zor günleri aştığını, düzen kurulup, yapı oluşuktan sonraki sürecin daha kolay olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak da konuşan Başbakan, gerekli açıklamaların uygun şartlar oluştuğunda yapılacağını, kararı 120 kişilik parti meclisinin vereceğini belirtti.
2020 yılına yönelik beklentilerini anlatan Tatar, asgari ücretin Ocak ayında açıklanacağını, hayat pahalılığı ödeneklerinin verileceğini, yol çalışmalarının tamamlanacağını ve TC ile yeni bir mali ve ekonomi işbirliği protokolü ile kaynak akışı olmasını beklentisini dile getirdi.
KKTC’nin var olması ve yoluna devam etmesi gerektiğini ifade eden Tatar, Rumların alışveriş için KKTC’yi daha çok tercih etmeye başladığına işaret etti.
Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türkler’in Seçme Seçilme Hakkı’nın önemli bir hak olduğunu, 50 bin vatandaşın KKTC dışında çeşitli ülkelerde yaşadığını anlatan Tatar, mevcut anayasanın ikamet zorunluluğu getirdiğini, bu nedenle de yurtdışındaki vatandaşların oy kullanamadığını söyledi.
Yorum Yazın