Pazar gecesi AK Partinin “kılçıksız” zaferi yaşandı.
“Kılçıksız” demek, üzerinde hiçbir gölge olmayan zafer demek.
Şüphesiz bu zaferin oluşmasında, MHP başta olmak üzere Türkiye’de ki beceriksiz muhalefetin katkısı büyük.
Halk, 7 Haziranda muhalefete, AK Partiyi yıkabilmesi için koalisyon kurma imkanı vermişti. Ama muhalefet bunu beceremedi. Ayrıca Meclis Başkanlığını da AK Partiye ikram ederek, Meclisi bu 5 aylık sürede çalıştırmayı beceremedi.
Öte yandan, bu süre içerisinde oluşan istikrarsız ortamda ekonomik göstergeler alt üst oldu. Terör azdı. Vatandaş da “Bu beceriksiz muhalefetle bir şey olmaz” düşüncesi ile “İstikrar”a yöneldi.
Düşünebiliyor musunuz?
7 Haziran ile 1 Kasım arasında geçen sürede Muhalefet oyunu artırabilmek hiçbir çalışma yapmadı. Mesela 3 Muhalefet Partisi aday listelerini bile değiştirmezken, AK Parti 3 dönem yasağı yüzünden aday olamayan eski güçlü isimleri bölgelerinde tekrar aday yaptı. Bu güçlü ve tecrübeli isimler bölgelerinde oyları sildi süpürdü.
Hele MHP, Sinan Ogan, Meral Akşener, Engin Alan gibi sevilen isimleri hiçbir gerekçe göstermeden listelere dahi almadı. Bunlara Başbuğun oğlu Türkeş’te eklendi. MHP yönetimi, ucuz siyaset yöntemi ile bu sevilen isimleri “Hain” likle itham etti.
AK Parti, 7 Haziran seçimlerinde ekonomik vaatlerde CHP’nin gerisinde kalmıştı. Bu sefer CHP’den daha ciddi ekonomik vaatlerde bulundu.
AK Parti, Çözüm sürecinde PKK’ya verilen desteğin kendisine büyük oy kaybettirdiğini gördü. Çözüm sürecini buzdolabına kaldırdığını ilan ederek 1 Kasıma kadar geçen sürede PKK’ya büyük darbeler vurdu.
AK Parti, MHP’ye giden oyları geri alabilmek için başta Tuğrul Türkeş olmak üzere listelerinde birçok Milliyetçi-Ülkücüye yer verdi ve milliyetçi söylemlerini artırdı. Aynı şekilde İslami söylemlerini de artırarak SP ve BBP ye giden hatırı sayılır oyu geri aldı.
Yurt dışında da çok ciddi bir örgütlemeye gidildi ve yurt dışı oylara yönelik ayrı bir birim kuruldu.
AK Parti 7 Haziran seçim kampanyasını “Başkanlık” tartışmaları üzerine kurmuştu. O seçimlerde Türkiye’nin Başkanlık sistemine hazır olmadığını gördü. 1 Kasıma gidilirken bu tezi bir daha ağzına almadığı gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’da meydanlara inmeyerek seçimlere direk müdahale etmedi.
Sonuç; dediğimiz gibi “Kılçıksız zafer”…
AK Parti zaferinin KKTC boyutuna gelince…
Kıbrıs’ta müzakerelerin 2016 yılı içinde bir referandumla noktalanacağını düşünürsek, AK parti Hükümetinin bu süreçte oynayacağı rol hayati önem arz ediyor.
Görüştüğümüz AK Parti kaynakları, bu müzakerelerde artık yolun sonuna gelindiğini, yapılacak referandumdan da olumsuz bir sonuç çıkması halinde alternatif bir yol haritasının gündeme geleceğini söylüyorlar.
Nedir bu alternatif yol haritaları; Tanınmayan ve fakat dünya ile entegre olan “Tayvan” Modeli ve BM’nin “Tanınmaması” yolunda kararlarına rağmen, BM’ye üye ülkelerin yarısı tarafından tanınan “Kosova” Modeli.
Bize bu iki modelde uyar. Çünkü her iki modelde de KKTC dünyaya entegre olacak.
Sanırım önümüzdeki günlerde bu iki modeli konuşmaya devam edeceğiz.
Yorum Yazın