Akar, TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığının bütçesine ilişkin sunumunda, savunma ve güvenliğin siyasi polemik ve rekabet dışı olup siyasi partilerin ortak paydası, bir bütün halinde millet ve memleket meselesi olduğunu belirtti.
Ege ve Akdeniz’deki mevcut sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde barış, dostluk ve iş birliğinden yana bir yaklaşımla çözüme kavuşturulmasının önemine değinen Akar, “Bununla birlikte Kıbrıs’ta, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye rağmen atılacak hiçbir adıma ve oldubittiye asla müsaade etmeyeceğimizi, Doğu Akdeniz’deki tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerine izin vermeyeceğimizi, bölgede Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yer almadığı hiçbir projenin yaşama şansı olmadığını her vesileyle dile getiriyoruz.” dedi. Bu konuyu yakından takip ettiklerini vurgulayan Akar, şunları kaydetti: “Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetleri Ege’de, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir. Karadeniz’de ise malumunuz olduğu üzere, Türkiye için temel belge olan Montrö Sözleşmesi tüm ülkeler bakımından da hassas bir denge tesis etmektedir.
Bu sözleşme ile Karadeniz’de güvenliğin sağlanması ve muhafazasında asli görev ve sorumluluk, sahildar devletlere verilmiştir. Türkiye’nin Karadeniz politikası da bu ‘bölgesel sahiplik’ anlayışını temel almaktadır. 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında, 462 bin kilometrekarelik mavi vatanda ve sınır ötesinde, yürütülen operasyon ve faaliyetler ışığında açıkça görülmektedir ki coğrafya ne kadar kaderse, Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir.”
Yorum Yazın