Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Rum tarafının ‘müzakere süreci var, o nedenle Barış Gücü'nün statüsü aynen devam etmelidir’ şeklindeki yaklaşımının hiçbir tutar tarafı olmadığını çünkü şu an Kıbrıs’ta bir müzakere süreci olmadığına işaret etti.
Özersay, Rum tarafının Kıbrıs'taki 55 yıllık Barış Gücü konusundaki tezinin statükonun aynen devam etmesi şeklinde olduğunu ve Kıbrıs Türk tarafının buna karşı mücadele edeceğini vurguladı.
Statüko değişmesin diye BM Barış Gücü’ne hiç dokunulmasın şeklindeki Kıbrıs Rum yaklaşımına karşı kararlı bir diplomatik mücadele ortaya koymaya devam edeceklerini söyleyen Özersay, Rum tarafının aslında içinde bulundukları konforlu durumu, yani statükoyu aynen devam ettirmek istediklerini belirtti.
New York’ta temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, BM Barış Gücü raporu öncesi yaptığı son temas ve görüşmeleri basına değerlendirdi.
Özersay, Güvenlik Konseyi’nin dönem başkanlığını yapan Dominik Cumhuriyeti, Güvenlik Konseyi Daimi üye Rusya Federasyonu, Peru’nun Güvenlik Konseyi ve Almanya'nın Birleşmiş Milletlere akredite büyükelçileriyle görüştüklerine işaret etti.
Kudret Özersay, “BM Güvenlik Konseyi’nde dönem başkanları periyodik olarak değişiyor ve o dönemde gündeme gelen konuların da belli bir ağırlığı oluyor. Fikirlerin ve kararların şekillenmesinde diğer Güvenlik Konseyi üyelerine göre daha farklı bir rol üstleniyor dönem başkanı. Bu bağlamda bu dönemde tam da dönem başkanı olan Dominik Cumhuriyetinin Büyük elçisi ile görüşmemizi yaptık” dedi.
“RUM TARAFININ İÇİNDE BULUNDUKLARI KONFORLU DURUMU DEVAM ETTİRMEK İSTİYOR”
BM Barış Gücü’nün görev süresinin ele alınacağı toplantı süreçlere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Dışişleri Bakanı Özersay, BM Genel Sekreteri’nin Barış Gücü Operasyonlarından Sorumlu Yardımcıs’ının bir rapor hazırlamakta olduğunu, bu rapor çerçevesinde tartışmaların Güvenlik Konseyi’nde yapılacağını ve ardından da Ocak ayının sonuna doğru Güvenlik Konseyi'nin bir karar üreteceğini söyledi.
Özersay, “1964’ün Mart ayından itibaren, çoğu zaman 6 aylık periyotlar şeklinde 55 yıldır devam eden bir süreçten bahsediyoruz. Sürekli olarak çok sayıda bu yönde rapor hazırlanmış. Çok sayıda Güvenlik Konseyi kararı alınmış durumda” hatırlatması yaptı.
Kıbrıs Rum liderliğinin BM Barış Gücü ile ilgili son açıklamalarına da yanıt veren Özersay, Rum tarafının aslında içinde bulundukları konforlu durumu, yani statükoyu aynen devam ettirmek istediklerini vurguladı.
Özersay, “Müzakere süreci sanki hiçbir şekilde kesintiye uğramamış, sanki müzakere süreci aynen devam ediyormuş gibi bir görüntü ve resim çizmeye çalışıyor Kıbrıs Rum tarafı. Ve zaten müzakereler devam ediyor, zaten yeni bir süreç var o nedenle Barış Gücü’nün görev süresine de, Barış Gücü’ne de dokunmayınız aynen kalsın demeye getiriyorlar” şeklinde konuştu.
“ASLINDA KIBRIS’TA BİR MÜZAKERE SÜRECİ YOK”
Kudret Özersay, şöyle devam etti:
“Oysa hepimiz biliyoruz ki 2017’de İsviçre’de yapılan Kıbrıs konferansının başarısızlığa uğraması ertesinde aslında Kıbrıs’ta bir müzakere süreci yok; kesintiye uğramış durumda. Kıbrıs’ta bir süreç yok şu anda. Sadece danışman Lute’un atanması ile birlikte bir danışma mekanizmasıyla durumun ne olduğunun tespiti yönünde çalışmalar var. Sayın Lute Kıbrıs’a yapmış olduğu ziyaretlerde bu çalışmaları yapıyor ama ortada bir müzakere süreci yok. Zaten Sayın Lute'un görevi müzakere yapmak ya da müzakerelere dahil olmak da değil. Sonuç alınabilecek yeni bir süreç başlatmaya değecek, Genel Sekreterin bir inisiyatif almasını anlamlı kılacak bir durum, bir zemin var mı bunu tespit etmek ve Genel Sekreter'e bildirmektir. Dolayısıyla Rum tarafının söylediği gibi müzakere süreci var, bir süreç var da o nedenle barış gücünün statüsü aynen devam etmelidir gibi bir yaklaşımın aslında hiç bir tutar tarafı yok”
“TEMASLARIMIZ ÇERÇEVESİNDE BELİRLİ BİR ETKİ, BELİRLİ BİR SONUÇ OLACAĞI KANAATİNDEYİM”
Kudret Özersay, Kıbrıs Rum liderliğinin 'Ada'da Türk askerinin varlığının BM Barış Gücü’nün varlığını da gerekli ve zorunlu kılıyor' şeklindeki sözlerine de tepki gösterdi.
Özersay “Türk askeri adaya esasen 1974’de geldi. Oysa BM Barış Gücü 1964'de gönderildi. Gönderilme sebebi adadaki Türk askeri ile ilgili değil. Barış gücü toplumlar arası çatışmalar ve yaşanan sıkıntılar bağlamında 1964’te Kıbrıs’a gönderilmiş durumda. Rum tarafının, statüko değişmesin, BM Barış Gücü’ne hiç dokunulmasın aynen kalsın, dokunulursa statüko sallanır diye ortaya koyduğu bu görüşlerin bir anlamı, ikna edici bir tarafı olmadığını gerekçeleri ile birlikte bütün muhataplarımıza anlatmak için bu temasları yapıyoruz ve temaslarımız çerçevesinde de belirli bir etki belirli bir sonuç olacağı kanaatindeyim” dedi.
Diplomasinin bir süreç olduğuna işaret eden Özersay, bir günde veya bir görüşmede değişmeyebileceğini, ama fikirleri sistem içerisine dahil edip, kararlara etki etmeyi başarabilmenin önemli olduğunu söyledi.
Özersay, “Biz her platformda Kıbrıs Türk halkının çıkarları doğrultusunda, elimizden geldiğince uluslararası alanda diplomatik girişimlerimizi yoğun bir biçimde sürdüreceğiz ve en iyi şekilde Kıbrıs Türk halkını buralarda temsil etmeye gayret gösteriyoruz; göstermeye de devam edeceğiz” dedi.
Yorum Yazın