Â
Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin (CBD) hazırladığı raporda yer alan uyarı bu.
Raporda, doğanın süregiden gerilemesini durdurmaya yardımcı olacak sekiz büyük değişim tavsiyesinde bulunuluyor.
CBD Genel Sekreteri Elizabeth Maruma Mrema, "İşlerin değişmesi gerekiyor. Harekete geçersek, raporun önerdiği doğru adımları atarsak, sürdürülebilir bir gezegene geçiş yapabiliriz" dedi.
Doğa ve insan sağlığı arasındaki ilişki ne?
İnsan nüfusu arasında her yıl muhtemelen üç veya dört yeni hastalık ortaya çıkıyor. Koronavirüs gibi insandan insana kolay geçtiğinde, bir salgın başlatma potansiyeli ortaya çıkıyor. Ancak yeni hastalıkların ortaya çıkması ihtimalini artırmak, bu hastalıklardan herhangi birinin "bir sonraki Covid" olması ihtimalini de arttırıyor.Ve aslında bunlar yeni hastalıklar da değiller, sadece bizim türümüz için yeniler. Salgınların büyük çoğunluğu, hayvan hastalıklarının, insanlara bulaşmasıyla ortaya çıkıyor. Ebola ve HIV primatlardan geldi; uzmanlar Ebola vakalarını enfekte hayvanların etinin yenmesiyle ilişkilendirildi. Kuduz bir hayvanın ısırığı çok etkili bir bulaşma yöntemi. Covid-19'dan 20 yıl önce de, SARS, MERS, domuz gribi ve kuş gribi hep hayvanlardan bulaştı.
Doğal dünyanın yapısını değiştirirken, hayvan hastalıklarının merkezlerine yaklaşıyor ve kendimizi de riske atıyoruz.
Liverpool Üniversitesi'nden Veteriner Epideyimolog Prof. Matthew Baylis, "Vahşi yaşam popülasyonlarını giderek artan oranda etkiliyoruz, ormansızlaştırıyoruz ve hayvanların bizim çevremize taşınmasına neden oluyoruz" diyor ve ekliyor:
"Bu da hastalıklara yol açan patojenlerin bir türden diğerine geçmesine neden oluyor. Dolayısıyla küresel düzeydeki davranışlarımız, bir patojenin hayvanlardan insanlara bulaşmasını kolaylaştırıyor."
Doğayı koruma konusunda insanların karnesi nasıl?
CBD, 2010'da belirlenen ve 2020'ye kadar ulaşılması amaçlanan 20 biyoçeşitlilik hedefi konusundaki son gelişim raporunu yayımladı.
Maruma Mrema BBC'ye yaptığı açıklamada, "İlerleme kaydedildi, ancak hedeflerin hiçbirine tam anlamıyla ulaşılamadı. Dolayısıyla, biyoçeşitlilik kaybı alanındaki virajı dönmemiz için hala çok şey yapılması gerekiyor" dedi.
Rapor ciddi bir uyarıda bulunmasının yanı sıra, bu virajın nasıl dönüleceği konusunda bir el kitabı da sunuyor.
CBD Genel Sekreter Yardımcısı David Cooper, "Bu yapılabilir. Gelecek yıl Çin'de BM Biyoçeşitlilik Konferansı yapacak. Burada ülkelerin, doğayı 2030 itibariyle toparlanma yoluna sokacak yeni küresel taahütlerin kabul etmesi bekleniyor" diyor.
İnsanoğlunun en yakın akrabalarından Borneo orangutanı soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
İnsanların doğaya etkileri nasıl kısıtlanabilir?
"Paris İklim Anlaşması" diye bilinen çerçeve, 196 ülkenin taahhüt etmesi beklenen sekiz büyük değişiklik öngörürüyor.
Toprak ve Ormanlar : Yaşam alanlarını korumak ve toprağın bozulmasını azaltmak
Sürdürülebilir tarım: Ormansızlaşma, yoğun gübre ve haşare ilacı kullanımı gibi doğaya olumsuz etkide bulunan uygulamaları minimize etmek için tarım yapma yöntemimizi yeniden tasarlamak.
Gıda : Daha az et ve balığın tüketildiği, daha sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı edinmek ve gıda israfını büyük oranda azaltmak.
Okyanuslar ve balıkçılık : Deniz ekosistemlerini korumak ve toparlanmasını sağlamak, sürdürülebilir balıkçılık, balık stoklarının toparlanması ve önemli deni yaşam alanlarının toparlanması
Kentlerin yeşilleştirilmesi: İnsan nüfusunun neredeyse dörtte üçünün yaşadığı kentlerde doğa için alan açmak.
Tatlı su: Göl ve nehir habitatlarını korumak, kirliliği azaltmak ve su kalitesini artırmak.
Acil iklim eylemi: İklim değişikliğine karşı fosil yakıtları "hızla devre dışı bırakarak" harekete geçmek.
'Tek sağlık ' yaklaşımı: Bu yukarıdakilerin tümünü kapsıyor. Asıl olarak, kentsel, tarımsal, orman alanları ve balıklar olmak üzere çevremizi bütün olarak korumak.
Maruma Mrema "Covid-19 insan faaliyetleri ve doğa arasındaki ilişkiyi bize sert bir şekilde hatırlatan salgın oldu. Şimdi Covid sonrası, daha iyisini yapabiliriz" dedi.
Salgının kendisi, vahşi yaşam ticaretine ve insanların ormanlara yaklaşmasıyla ilişkilendirilmişti. Uzmanlar bu durumun da hastalıkların vahşi yaşamdan insanlara geçişi riskini artırdığını söylüyor.
Son 10 yılda hiç ilerleme kaydedildi mi?
Raporda, bazı başarılara da dikkat çekiliyor. Ormansızlaşma oranları düşmeye devam ediyor, adalardan işgalci türlerin geçişini azaltma çabaları artıyor ve biyoçeşitlilik konusundaki farkındalık yükseliyor.
Malaya kaplanı da soyu tükenme tehlikesi yaşayan türlerden.
Maruma Mrema, "Dünya genelinde birçok iyi şey de oluyor ve bunlar teşvik edilmeli" diyor. Ancak Mrema, biyoçeşitlilik kaybındaki artışın daha önce hiç görülmemiş düzeyde olduğunu ve baskının arttığnı da vurguluyor:
"Şimdi harekete geçmeliyiz. Çok geç değil. Aksi takdirde, çocuklarımız ve torunlarımız kirlenmiş, bozulmuş ve sağlıksız bir gezegen bıraktığımız için bizi lanetleyecek."
Doğanın tahribatı hızla durmazsa, 'daha ölümcül ve yıkıcı salgınlar gelecek'
Yorum Yazın