‘’Daha fazla beklemeye ne takatimiz be de tahammülümüz kalmamıştır. Bu iş tam bir rezalete dönüşmüş durumdadır. Gelinen noktada devlet bize işleri durdurmaktan başka çare bırakmamıştır. Devlet kendi ödemesi gerekenlere ne faiz ne de anaparadan herhangi bir ödeme yapmazken, diğer yandan kendi alacaklarını tahsil etme hususunda ortalığı barikatlarla doldurmuş durumdadır. Tefeci faizlerine yakın ceza uygulaması ile başı dik bir biçimde alacaklarını tahsil etme hususunda aslan kesiliyor. Devletin sigorta, ihtiyat sandığı, vergi gibi alacaklarını tahsil etme hususunda uygulamakta olduğu ceberut yöntem, memleketi kilitleme noktasına getirmiştir. Ancak vatandaşına olan borçları söz konusu olduğunda maalesef ‘’ne yapalım protokol imzalanmadı’’ diyerek başını yere eğebiliyor. Böyle devlet olunmaz. Siz istediğiniz kadar devlet olduğunuzu iddia edin önemli olan halkın ve vatandaşın nazarında ne olduğunuzdur. Ülkem adına üzülerek söylerim ki, halkın genel kanaati devleti yönetenlerin çözüm üretmekten aciz olduğudur. Halkına karşı duyarsız davrandığıdır. Kendini halkın hizmetçisi olarak görmenin tersine davranış içinde olduğudur. Aylardır dile getirdiğimiz ekonominin önünün açılabilmesi için ortaya koyduklarımız hiç konuşulmamış gibi kenarda beklemekte, bizler ise bekletilmekteyiz.
Bizler çözüme hazır hale gelebilmemiz için reformların yapılmasını istedik. Devletin atıl iş gücünün verimli hale getirilebileceği düzenlemeler istedik. Şehir Planlama Dairesi’nin yeniden yapılandırılarak verimlileştirilmesini istedik. Kısacası ülkemiz adına doğru olanları istedik. Maalesef biz istedikçe nerdeyse cezalandırılırcasına her şeyin daha fazla tersine gitmesinin seyircisi olduk. Siyasete olan inancımız yerle bir olmuş durumdadır. Diyalog yoluyla değil de eylem yaparak sorunlara çözüm aramaktan ne kadar kaçınsak da maalesef karşımızdaki umarsızlık karşısında başka çaremiz kalmamıştır. Bilinmesini isteriz ki ‘’gereğini yapacağız’’.
Yorum Yazın