Bunları niye mi anlattım?
Kıbrıs`ta uzun zamandır gizli gizli ve aşikâr bir şeyler oluyor.
Muhtemelen gizli adları KİRKOR-ANTON-KLARİDES olan bazı siyasiler ve onların uzantısı sendikalar gizli ve aşikâr Türkiye ve Türk düşmanlığı ile Akdeniz`de bir oldubittiye hazırlanıyorlar.
Onların bu davranışlarını izledikçe açan içerideki sırları koz olarak düşmana servis mi ediyorlar diye düşünmeden edemiyor insan.
Yunanistan’ın yeni başbakanı Kyriakos Mitsotakis Güney Kıbrıs’a gerçekleştirdiği ziyarette onun yanına giden ekip ve onlara ses çıkarmayan devlet ricalinden gördüğümüz kadarı ile herşey adada Türk varlığının yok edilmesine yönelik danışıklı döğüş olarak ilerlemektedir.
Kyriakos Mitsotakis seçilince Türkiye ile Kıbrıs meselesini barışçı yönden çözmeye hazır olduğunu vurgularken aradan bir hafta geçmeden adayı ziyaretinde “Türk işgalinin son bulmasının ilk öncelikleri olduğunu ve çağdışı garantiler sisteminin çözümle birlikte kaldırılması gerektiğini” vurguladı.
Bunları vurgularken yanında kimler vardı?
Türk adı taşıyan bazı KKTC vatandaşları sendika ağaları!
Bunlar Yunan Başbakanının yanında niye poz verdiler?
Batıya `bakın Türkler`de adadaki işgalden rahatsız` mesajı vermek için.
`İşgal` tezi üzerinde Akdeniz`deki sondaj savaşları başlıyor demektir bu.
Türkiye ve KKTC’nin Akdeniz’deki hukuki ve insani haklarını kolay yutulur lokma haline getirmeyi kendilerine misyon edinen bu sendika ağaları, devlet yöneticileri ve onların ağzı ile gazetecilik yapan gazeteciler sizce kimlerin kriptoları.
Bakın Osmanlı’n çöküş dönemlerinde kendi isimleriyle devlette görev alan bu azınlık temsilcileri, sizce günümüzde adlarını Şener-Barış-Mustafa olarak gizleyip aynı ruhla dedelerine hizmet eden `yan veya yorgo` soylular mı?
Yıllarca Türk askerine ‘işgalci’ diyen , Rahmetli Denktaş’a ‘barra’ deyip ‘yes be annem ‘ sloganları atan ve fakat Türk tarafında yaşayan, adlarına’ Türkçe konuşan Kıbrıslı ’ denilen, Türk kimliği taşıyıp Türk Devleti tarafından 13. Maaşlarına kadar ödenen bir kripto hainin genetik şifrelerini Türk Milleti ve onun devletleri bilmiyorlarmı sanıyorsunuz?
Elbette biliyoruz, devletimiz de biliyor.
Ama bir fıtrat meselesi işte sabırla izliyor.
Ve yine bir fıtrat meselesi gereği düşmanını cephede yok etmek dışında başka bir şey bilmiyor bu millet.
Yani ihanet; Türk’ün evine kadar girer, sofrasını paylaşır... Türk saftır, merhametlidir belki düzelir diye olayı izler... ama ev sahibi sırtını döndüğü an evdeki hain binayı yakar...
Hainliklerini gözümüze soka soka yapan bu ihanet çetelerinin hikâyeleri akrep- kurbağa masalına da benzer!
Akrep nasıl, kendisine iyilik olsun diye derenin karşı kıyısına geçiren kaplumbağayı sokmuş ve ne yapayım, huyum böyle demişse, Aynı şekilde Rum-Yunan ikilisi de böyle Türk düşmanlığı huyu ile yoğrulmuştur... Bu ikiliye ve uzantılarına asla güvenmemeli
Bir de Atsız`ın dediği gibi şunu asla unutmamalı!
`Türk’e düşman olanlar ve bunu açıkça söyleyenler Türklük için o kadar tehlikeli değildir. Asıl tehlike kimi Türkümsü yabancılardır. Bunlar Türkçe konuştukları ve çok defa Türkçe’den başka dil bilmedikleri için ayırt edilemezler. Bunlar dalkavuktur, yalancıdır.`
O hain, dalkavuk, yalancılara ve kriptolara karşı şu son sözümüzü bir kez daha tekrarlayalım ;` Söyleyin onlara KKTC bağımsız bir devlettir.`
Yorum Yazın