Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 15 Ekim tarihli raporunu değerlendiren Burcu, “Raporun özellikle sonuç bölümü önemlidir. Genel Sekreter Guterres, raporun sonuç bölümünde doğal gaz arayışlarının bütünlüklü bir çözümü teşvik edecek bir şekilde ele alınmasını ve bu şekilde yeni gerginliklerden sakınılması gerektiğini söylemektedir ki, bu Cumhurbaşkanımızın sürekli vurguladığı bir husustur. Ayrıca, Sayın Genel Sekreter bu bölümde sonuç üretmeyen, ucu açık bir sürece verilen desteğin artık geride kaldığını; müzakereler yeniden başlayacaksa bunun sonuç odaklı olabilmesi gerektiğini ve Birleşmiş Milletler’in ancak görev tanımı (terms of reference) konusunda tarafların bir ön uzlaşıya varması halinde yardımcı olabileceğini söylemektedir. Bütün bunlar da Sayın Cumhurbaşkanımızın öteden beri yaptığı değerlendirmelerle uyumludur” şeklinde konuştu.
BRT’de yayınlanan Vizyon Medya programında yaptığı değerlendirmede, Derinya ve Aplıç kapılarının açılması için hem siyasi kararın alınmasında hem de kapıların hazır hale getirilmesi sürecinde Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çok büyük emeği olduğunu söyleyen Burcu, “İyi ki verdiği siyasi kararın arkasında bu kadar ısrarlı duran, dirayetli ve takipçi bir Cumhurbaşkanımız var. Yoksa süreçleri yakından takip eden bir kişi olarak açıkça söylüyorum ki bu kapıların açılması kararı kadük olabilirdi” dedi.
Müzakerelere zemin teşkil eden anlayışların toplumlara dayatılmadığını; ilk olarak 1977’de imzalanan Denktaş-Makarios Doruk Antlaşması’yla siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonun öngörüldüğünü ve bugüne kadar çeşitli dönemlerde çeşitli liderler tarafından bunun teyit edildiğini; bu zeminin ete kemiğe bürünen en geniş şeklinin Eroğlu- Anastasiadis arasında imzalanan 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklama belgesinde tanımlandığını ve geçmiş müzakerelerin bu çerçevede sürdürüldüğünü anımsatan Burcu, ortak açıklama belgesinin neleri içerdiğini aktardıktan sonra “Bu noktaları daha da iyileştirecek veya bunlardan daha iyi olan yeni öneriler varsa bunlar değerlendirilir, fakat bütün bu tartışmalar sırf uzlaşıları ortadan kaldırmak ve yerine yeni bir uzlaşı koymayan taktik bir manevra için yapılıyorsa, burada dikkatli olmalıyız çünkü her ne yapılacaksa uzlaşıyla yapılacaktır. Oldu-bitti ile bir yere varılamaz. Bu müzakere edilen çözüm için de böyledir, doğal gaz çalışmaları için de böyledir. Değişmez ve olmazsa olmaz kural, karşılıklı uzlaşıdır” dedi.
Yorum Yazın