Çağatay, süreçle ilgili şunları belirtti: “Maraş konusu herkesin bildiği gibi ilk olarak, 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olanHP genel Başkanı Kudret Özersay’ın manifesto kitapçığında yer almıştı. Özersay, Halkın Partisi-Ulusal Birlik Partisi ikili koalisyonu döneminde bu konuya Bakanlar Kurulu’na getirerek bu Maraş’la ilgili duruşun bir devlet politikası haline gelmesini sağlamıştır. Halkın Partisi ve tabii ki Genel Başkan Kudret Özersay bu konunun mimarıdır. İkili koalisyon döneminde bu konu artık hükümetin bir politikası haline geldikten sonra Dışişleri Bakanlığı ve dönemin Bakanı Özersay uhdesinde, ilgili paydaşlardan üyelerin de olduğu bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyon çok detaylı bir envanter çalışması başlatmıştı. Detaylı bir envanter çalışmasının tamamlanması ve ileri götürülmesi gerektiğini hem iktidardayken hem de muhalefete geçtikten sonra da dile getirdik. Sayın Özersay da Kapalı Maraş’ın KKTC yönetimi altında açılabileceğini, açılması için gerekli adımların atılmaya başlandığını, bu politikanın kağıt üzerinde şekillendiğini ancak doğru adımlar atılmadığı takdirde projenin sekteye uğrayabileceğini defalarca söyledi, uyarılarda bulundu.” “Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçiminde siyasi emellerle ve seçimi kazanma kaygısıyla Kapalı Maraş’ın alelacele açılmasının söz konusu olduğunu” savunan Çağatay, bu adımın Halkın Partisi’nin hükümetten çekilmesine de neden olduğunu söyledi.
Çağatay, şöyle devam etti: “Bu adım bizim parti olarak hükümetten ayrılmamıza da sebep oldu. Çünkü hükümet politikası olan, Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bu açılım, Dışişleri Bakanı ve hükümet ortağı Halkın Partisi’nin haberi olmadan ‘sosyal faaliyet’ haline getirildi. Kapalı Maraş’ı açma adımı atmadan önce yapılacak çok iş vardı. Envanter çalışmasının tamamlanması, sonuçların açıklanması, KKTC’nin amacı ve hedefi konusunda uluslararası camianın ve Kıbrıs Türk halkının bilgilendirilmesi gerekiyordu. Bizim uyarılarımız dikkate alınmadı ve uluslararası alanda bir tepki görüldü. BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği’nin yaptığı açıklamalardan tepkiler açıkça anlaşılıyordu. Hala daha bu eksikliklerin diplomasi seferberliği ilan ederek giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Uluslararası camiaya esas amaç anlatılmalıdır, uluslararası hukuka ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı adımlar atılmayacağı söylenmelidir. İnsan haklarının ön planda tutularak, Kapalı Maraş’ın eski sakinlerine açılacağını anlatmak durumundayız” Envanter çalışması, elden edilen bilgiler ve son durumla ilgili kimseyle hiçbir bilgi paylaşılmadığını savunan Erek Çağatay, Halkın Partisi’nin koalisyonda olduğu dönemde envanter çalışmasının durumu ve atılacak adımların ne olacağı konusunda dönemin Dışişleri Bakanı Kudret Özersay tarafından bilgi paylaşıldığını hatırlattı. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kuruluş ilkelerine bakıldığında, Kapalı Maraş’ın askeri bölge olmaktan çıkarılması gerektiğinin de görüldüğünü söyleyen Çağatay şöyle konuştu: “Taşınmaz Mal Komisyonu’na Kapalı Maraş’la ilgili 360’a yakın bir başvuru söz konusudur. Bu başvurular artık gündeme alınabilecektir. Bir anda bütün Kapalı Maraş bölgesinin eski sakinlerinin başvurusunun değerlendirmesinin mümkün olmadığını, peyderpey açılabileceğini, askerden arındırabileceğimizi parti olarak anlatmıştık. Sosyal faaliyet olarak Maraş’ı açarken eski sakinlerin başvurusunu da eşzamanlı değerlendirmek gerekirdi.” HP Genel Başkanı Özersay’ın, bunun uyarısını da yaptığını kaydeden Çağatay, bu uyarıların da dikkate alınmadığını ifade etti.
Yorum Yazın