Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, çalıştayda sektör sorunlarına bilimsel yaklaşılacağını kaydederek, çok yakında tüm girdileri ithal olacak narenciye sektörünün mevcut haliyle sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Saygı duruşu ve İstiklâl marşıyla başlayan Çalıştaya Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami’nin yanı sıra bazı milletvekilleri, Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Cem Karaca, Cypfruvex ve narenciye sektör temsilcileri ile çeşitli üretici birliklerinden temsilcileri katıldı.
KARACA
Çalıştayda açılış konuşmasını yapan Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Cem Karaca, ülkedeki ekonomik sıkıntıların tarım sektörünü de olumsuz etkilediğini ve önceleri 70 bin dönüm olan narenciye arazilerinin bugün 30 bin dönüm civarına düştüğünü belirtti.
Üretim ve pazarlamanın gün geçtikçe daha da zorlaştığını kaydeden Karaca, narenciyede adaptasyonu kolay ürünlere yönelip çeşitliliği yükselterek verimliliği yılın daha geniş zamanlarına yaymanın önemine de işaret etti.
Karaca bundan sonraki süreçte, sektör temsilcilerinin görüş ve önerilerini de dikkate alarak çalışmalara yön verileceğini belirtti.
AKTEKİN
CYPFRUVEX adına konuşan İbrahim Aktekin de tarımsal üretimi yaşamın olmazsa olmazı diye niteleyerek, üretimin dünyanın birçok yerinde birçok sıkıntıyla ve önemli destekler alınarak sürdürülebildiğine işaret etti.
Su sorunuyla birlikte sektördeki sorunların daha da büyüdüğünü söyleyen Aktekin, üreticilerin sektöre sıkı sarılmasının iyi beklentiler oluşmasına neden olduğunu ifade etti.
Aktekin tam da bu dönemde birinci Narenciye Çalıştayı’nın yapılmasının isabetli olduğunu dile getirerek, çalıştayın tüm birimlerin doğru yere yönlendirilmesine sebep olacağına inandığını söyledi.
AKÇIN
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın en çok ihmal edilen ve kuraklıktan en fazla etkilenen sektörün narenciye olduğunu belirterek, av konusunun narenciyeyi etkileyen başka bir konu olduğunu atılan her fişekten narenciyenin zarar gördüğünü kaydetti.
Gelecek dönemde av konusunda kararlar alınırken, narenciye üreticilerinin fikirlerine de önem verilmesinin gerekli olduğunu söyleyen Akçın, verilen Doğrudan Gelir Desteği rakamlarının da narenciyenin ne kadar ihmal edildiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Bölgeye verilen suyun ancak 30 bin dönüm araziye yetebildiğini, üretilen ürünün ihracatı için yurtdışı ticari ateşelerin devreye girmesi gerektiğini, ihracata önem vermenin ürün kalitesini artıracağını belirten Akçın, yeni anaç türlerin yetiştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiğini, ülkedeki narenciye çeşitliliğinin yeterli olmadığını da ekledi.
ALİOĞLU
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu da, narenciye alanlarının 70 bin dönümlerden 30 binlere hatta 25 binlere gerilemesinde sorumluluğun hem üreticilerde hem de geçmiş idarecilerde aranması gerektiğinin altını çizdi.
KKTC’deki narenciye üretim rakamlarının dönüm başına bölündüğü zaman “biz üretim yapmıyoruz” sonucunun ortaya çıktığını söyleyen Alioğlu, 1 dönümlük arazinin 4 bin TL’lik bakım gerektirdiğini ve bu araziden 5 ton narenciye alınıp tonu 768 TL’den satışı yapıldığını, bunun bakım maliyetlerini dahi karşılamadığına işaret ederek, üretici olmadığı zaman Cypfruvex’in, toplayıcı ya da ihracatın da var olamayacağını belirtti.
Alioğlu, dergilerde “Şampiyon Narenciye” başlıkları atılırken, bunun narenciyecinin cebine giren paraya yansımadığını ve sektörün her geçen gün daha kötüye gittiğini kaydederek, çalıştayda kısa, orta ve uzun vadede neler yapılabileceğinin belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
DAYIOĞLU
Lefke-Güzelyurt Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Sami Dayıoğlu, üretimin en az 10 aylık periyoda yayılması gerektiğini söyleyerek, bunun hem istihdama hem de fabrikaların verimli çalışmasına katkı yapacağının altını çizdi.
KKTC’de bölgelere göre toprak yapısına bakılarak üretim yapılmasının gerekli olduğuna vurgu yapan Dayıoğlu, yüzde 80’lik üretici kesiminin 1 ile 10 dönüm arasında üretim yaptığını, Avrupa’daki kooperatifçilik yasalarının Adada uygulanarak, üretici içinde de kooperatifçiliğin desteklenmesi gerektiğini anlattı.
Dayıoğlu 40 yıldır kullanılmayan Gemikonağı Limanı’nın da kullanılarak narenciye ihracatının geliştirilmesi ve pazarda daha etkin olunmasının önünün açılması gerektiğini de kaydetti.
ŞAHALİ
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, çalıştayda sektör sorunlarına bilimsel yaklaşılacağını kaydederek, çok yakında tüm girdileri ithal olacak narenciye sektörünün mevcut haliyle sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Narenciyenin ülkenin olmazsa olmazı ve Güzelyurt – Lefke bölgesi için bir dünya markası olduğunun altını çizen Bakan Şahali, önceki yıl hazırlanan ve geçen yıl yürürlüğe giren Tarım Master Planı’nın somut hedefler belirlenemediğinden dolayı faydalı bir rehber olamadığını ifade etti.
Bu anlamda çalıştaydan çıkacak sonuçların ileriki çalışmalara ışık tutacağını anlatan Şahali, TC’den gelen su konusuna verilen öncelik, çeşitlilik ve altyapı konusunda girilen alarm pozisyonu, daha fazla ürün ve kazanca verilecek öncelik ve TC ile AB katkılarıyla, sürecin, narenciyenin marka değerini de koruyarak sürdürüleceğini bildirdi.
Şahali, Kıbrıs Türk halkının kooperatifçilik konusunda destan yazmış bir halk olmasına rağmen son dönemde spor kulüpleri gibi kooperatiflerin de politize edildiğini, kooperatiflerin çok az bir sayıya indirildiğini, fakat bunu bir cazibe haline getirip ilerletmeye kararlı olduklarını belirtti.
Şahali kooperatifçiliğin sektörün kendi kendini ve işin erbabı insanlar tarafından denetlenmesini sağlaması açısında önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından toplu aile fotoğrafı çektirilerek çalıştay oturumlarına geçildi.
Yorum Yazın