Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Yunan gazetesi Kathimerini'deki demecinde, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) Doğu Akdeniz'de yeni araştırmalar için ruhsat verilip vermeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Özügergin, 'Türkiye her zaman yaptığını söyler, söylediğini de yapar.' dedi.
Özügergin, Kathimerini gazetesindeki demecinde, Türk-Yunan ilişkileri ile Kıbrıs sorununa ve Libya meselesine değindi.
Türkiye ve Yunanistan arasında farklılıkların çözümüne yönelik bu aşamada yeni bir açılımın mümkün olduğunu dile getiren Özügergin, “Gerçekten bir açılım olabilir ancak üçüncü taraflara şikayette bulunmak bizi çözüme götürmüyor, en azından bizim durumumuzda. Başka faktörler aracılığıyla baskı uygulama çabası işe yaramayacak. Medeni ülkeler meselelerini balkonlardan ilan ederek çözmez." ifadesini kullandı.
İki ülkenin aralarındaki anlaşmazlıkları BM Şartı kapsamında çözüme kavuşturabileceğini belirten Özügergin, şunları kaydetti:
"BM sözleşmesi burada: Neredeyse tüm farklılıkların ne şekilde çözülebileceğini tamamıyla kapsıyor, müzakere, arabuluculuk, hakemlik, adli anlaşma vesaire, nasıl derseniz deyin. Bu metotlardan hepsine açığız, bunları kullanalım. Odak noktamız her zaman sınırların belirlenmesinin adil, eşit ve barışçı şekilde olması gerektiği yöndedir."
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) Doğu Akdeniz’de yeni araştırmalar için ruhsat verilip vermeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Özügergin, "Türkiye her zaman yaptığını söyler, söylediğini de yapar." dedi.
KIBRIS
Kıbrıs sorununa değinen Özügergin, Kıbrıs’ta, Türk tarafını isteyerek ya da istemeyerek mecbur etmeye yönelik planlanan hiçbir oluşumun işlemeyeceğini söyledi.
Özügergin, Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün sebebinin Rum tarafının yıllardır süren uzlaşmaz tutumu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Kıbrıs’ta 60’lı yıllardan bu yana çözüm için birçok plan ve müzakere yapıldı. Çözüm için tüm BM sekreterleri, başkan ve arabulucular ve etnik gruplar sonsuz zaman harcadı. Tüm metotlar denendi. Nihai çözümün mümkün olmamasının nedeni iyi insanların, ya da iyi fikirlerin yokluğu değil. Açıkça Rum tarafının, yönetimi ve zenginliği paylaşmak niyetinde olmaması ya da bunu kabullenememesi, Kıbrıslı Türk ortaklarının siyasi eşitliğini ve güvenlik kaygılarını dikkate almamasıdır. Kıbrıslı Türkler nefes alamaz durumda bulunurken, Rumlar tarafından bir gecikme, erteleme ve manevralar yılı daha yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Crans Montana'da kaldığımız noktanın devamı olmayacak. Top bizim sahamızda değil."
Yunanistan ve İtalya arasındaki anlaşmanın Kıbrıs sorununun çözümünde bir örnek teşkil edebileceğini ifade eden Özügergin, "Komşular diyalogdan kaçınmamalı, kaçınamazlar. Yüz yüze görüşme olmazsa farklılıkları çözmek mümkün değil. İtalya ile olan anlaşma, komşuların yüz yüze gelerek, karşılıklı kıyıları gibi, aralarındaki meseleleri çözümlemeleri için güzel bir örnek. Kişi, sözde yüksek ahlaki duvarlarından yere inerek komşusunun haklarına saygılı olmaya başladığında uluslararası hukuk bunun için var. Müdahale olmadan ve tiyatroculuk yapmadan." değerlendirmesine yer verdi.
Yorum Yazın