Hükümet ölü doğdu
Mevcut hükümetin “ölü” doğduğunu, bu hükümetin bir an önce değişmesi gerektiğini söyleyen Taçoy, “Yapacaklarını geciktirerek yapmaya devam edeceklerse, bugün olduğu gibi halkı zora sokacaklarsa, ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam edeceklerse, halkın kafasında “acaba”lar yaratacaklarsa bunun ekonomi üzerinde kötü sonuçları olur” diye konuştu.
Türkiye ile uçurum yaratıldı
Türkiye ile KKTC arasında büyük bir uçurum yaratıldığını söyleyen Taçoy “Bunun sebebi CTP’nin yıllardan gelen siyasi vizyonudur” diyerek bu zihniyetin Türkiye’den yardım istediğini, bu yardımı alırken “Senin dediğini yapmayacağız, biz bildiğimizi yapacağız” dediğini, bunu kabul ettiremeyince de “küstüm oynamam” tavırları ortaya koyduğunu anlattı.
Devlet anlayışının çocukça davranışlarla olamayacağını söyleyen Taçoy “Eğer devlet anlayışıyla hareket edemeyecekseniz koltuğu doldurmaz istifa edersiniz, ekonomiyi dumura uğratmazsınız, vatandaşı perişan etmezsiniz. Bugün ekonomi dumura uğramış durumdadır” diye konuştu.
Krizi yaratan CTP
“İlk önce su konusunda, şimdi de Ekonomik Mali Protokol konusunda kriz yaratan CTP’dir. Bu konularda sessiz kalmak UBP’ye bir şey kazandırmaz, UBP bu konulardaki görüşünü açık ve net bir şekilde söylemelidir” diye konuşan Taçoy, 2006 ve 2013 Ekonomik Mali Protokollerinde bu konuların altında CTP’nin imzası bulunduğunun altını çizerek “Türkiye ile ilişkilerimizi ‘Devletten Devlete’ taşıyan ve bunu isteyen CTP şimdi feryad etmektedir. Eğer bugünkü durum eleştirilecekse müsebbibi CTP’dir” dedi.
UBP Lefkoşa Örgütü yemeği
UBP Lefkoşa örgütünün Surlariçi bölgesinde düzenlediği yemekli toplantıya katılmasıyla ilgili olarak da konuşan Taçoy, Surlariçi bölgesi örgütlerinin düzenlediği yemeklere sürekli olarak katıldığını, son seçimlerde DP’den milletvekili seçilmiş olmasına rağmen UBP’li olduğunu hiç bir zaman inkar etmediğini belirterek “1 Ekim 1975’te kurulan UBP’nin ilk toplantısına babamın elinden tutarak gittim, genç yaşlarımda militanlık bile yaptım. Bana hiç yabancı olmayan bir arkadaş grubu, teşkilat, bu teşkilata üye olan arkadaşlarla birlikte ter döktüm, ağladım, güldüm, uzun bir zaman geçirdim. DP’den istifam sonrası bu arkadaşlar beni davet etti, ben de kabul ettim. Kendimi o ortama hiç yabancı hissetmedim, hissetmeyeceğim. UBP, benim siyasette doğduğum yer” dedi.
Bazı çevrelerde yeni bir parti oluşumuna gidebilecekleri yönünde iddialar ortaya atılmasına da değinen Taçoy, “Böyle bir şey söz konusu değil, bizim için olsa olsa sağda en güçlü parti olan UBP’nin güçlenmesi olur. Bunun ötesinde başka bir şey olmaz” diye konuştu.
AP Başkanı Schulz’a eleştiriler
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un Kıbrıs ziyaretinin başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Taçoy, “Kıbrıs Türkü’nün en büyük garantisi Avrupa Birliğidir” sözünün hiç bir şey ifade etmediğini belirterek “Biz Avrupa’nın garantisinin ne olduğunu çok gördük. Kardak krizinde gördük, Sırpların yaptığı vahşette de gördük, Srebrenitsa’daki katliamlarda da gördük, onbinlerce kardeşimiz katledilirken gözlerimi yumarak nasıl seyrettiklerini de gördük” dedi.
Ülkelerin kendi içlerinde, istedikleri gibi hareket edebileceğini belirten Taçoy, AB’nin bir karar alması için 27 ülkeden tek tek onay alması gerektiğini belirterek “Sen AB olarak Kıbrıs Türkü’nün haklarını korumak için böyle bir karar alabilir veya bunu birincil hukuk haline getirebilir misin?” diye sordu.
Martin Schulz’un Kıbrıs’ta söylediği en doğru sözün “Türkiye Kıbrıs’ta işgalci değildir” olduğunu vurgulayan Taçoy, bunu da Yeşiller grubunun “Türkiye Kıbrıs’ı işgal etti” sözü üzerine söylediğini anlattı.
Türkiye’nin Kıbrıs’ta bulunmasının birilerinin arzusuyla olabilecek bir şey olmadığını da vurgulayan Taçoy, “Türkiye’nin Kıbrıs’ta kalıp kalmaması yapılacak garanti anlaşmasının neticesinde olabilecek bir durumdur, böyle bir durum da henüz yoktur” dedi.
Yorum Yazın