Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu bugünkü çalışmalarını tamamladı.
Güncel konuşmaların yapıldığı toplantıda, dövizdeki artışa yönelik önlemler, seyrüsefer harçları, Girne limanındaki sorunlar ve tarımsal faaliyetler yanında dün akşamki liderler buluşması ve bundan sonra atılacak adımlarla ilgili görüş ve öneriler de tartışıldı.
Genel Kurul’un bir sonraki toplantısı 24 Nisan Salı günü gerçekleştirilecek. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Pazartesi yapılamayacak Meclis Genel Kurul toplantısı, 24 Nisan’da saat 10.00’da yapılacak.
DENKTAŞ: “DÖVİZİ SABİTLEMENİN PİYASAYA YANSIMAYACAĞI DÜŞÜNCESİYLE BUNDAN GERİ ADIM ATTIK”
Maliye Bakanı Serdar Denktaş, dövize yönelik müdahale imkanının çok olmadığı bir ülkede yaşandığına işaret ederek, ülkede hayatın ağırlıklı olarak Euro ve sterline bağlı olduğunu, tüketici kredilerinin sadece yüzde 10’unun döviz kredisi olduğunu aktardı.
Dövizle borçlanmanın önünü tıkamak için çalışmalar yapıldığına işaret eden Denktaş, dövizi sabitlemenin piyasaya yansımayacağı düşüncesiyle bundan geri adım attıklarını kaydetti.
Döviz konusunda ne önlemler alınabileceği konusunda mecliste temsil edilen partilere toplantı çağrısı yaptıklarını belirten Denktaş, UBP haricinde herkesin toplantıya katıldığını vurguladı.
“DEVLETİN KİRALADIĞI ARAZİLERDE KUR SABİTLEMESİNE GİDİLECEK”
Piyasaya daha fazla taze para sürebilmesi amacıyla çalışma yaptıklarını anlatan Denktaş, devletin kiraladığı arazilerde kur sabitlemesine gidileceğini, vakıfların yaptığı kiralamalar için aynı uygulamayı da talep edeceklerini kaydetti.
Denktaş, vergi dilimlerinde oynamanın sakıncalarına işaret etti.
Kamu maliyesi güçlü olmadıkça halkın yaşam kalitesinin yükseltilmesinin mümkün olmadığına işaret eden Denktaş, kamu maliyesinin daha da yükseltilerek, sektörlere destek verilebilmesinin önemine işaret etti.
“ÜLKEDE TÜM HAYAT DÖVİZE ENDEKSLİ”
Fiyat İstikrar Fonu’nu kullanmama gerekçelerinin, geçmiş dönemde sonuna kadar kullanmaları olduğunu belirten Denktaş, Türkiye’de her aşamada TL kullanılmasına rağmen ülkede tüm hayatın dövize endeksli olduğunu anımsattı.
Muhasebeyi stabil değere endekslemenin 2 yıllık bir çalışma gerektirdiğini de belirten Denktaş, bu yılın zor bir yıl olacağını söylediğini, dış etkenlerin de getirdiği zorluklar bulunduğunu söyledi.
Denktaş, muhalefete kapılarının sonuna kadar açık olduğunu ve fikirleri konuşmaya hazır olduklarını kaydetti.
Denktaş, Bu yıl ciddi kuraklık beklendiğini, arpa fiyatlarına geçen yıl yapılmasını istediği zammın da yapılmaması nedeniyle sıkıntı yaşandığını anlattı.
SEYRÜSEFER HARÇLARI…
Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Denktaş, Seyrüsefer harçlarının benzine endekslenmesi projelerine devam ettiklerini ancak HP’nin bu konuda soru işaretleri bulunduğunu ve bu konuda görüşme yapacaklarını söyledi.
Konunun gündemlerinde olduğunu ve bu yıl sonundan önce hayata geçirmek üzere çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Serdar Denktaş, mevcut seyrüsefer harçlarının ise çok yüksek olduğu konusunda haklı olduklarını belirtti.
Türkiye ile yapılacak ihracatta TL’nin kullanımına ilişkin bir düzenlemenin yapılacağını anlatan Denktaş, bu konuda Türkiye yetkilileri ile yapılan çalışmalara da değindi.
Denktaş, Döviz artışından kaynaklanan sıkıntıyı minimize etmek için çalıştıklarını ancak her türlü sıkıntıyı aşabilecek mekanizmaları olmaması nedeniyle, yapılabilecek olduklarını zaten yaptıklarını söyledi.
Yenierenköy Belediyesi konusunda yapılacak çalışmalara değinen Denktaş, Dipkarpaz Belediyesi ve Yenierenköy Belediyesi’nin birleştirilmesi konusunda yapılan çalışmaları anlattı.
OĞUZ: “SORUN HÜKÜMETİN DOĞRU ZAMANDA SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMEMESİ”
Denktaş’tan sonra söz alan UBP Milletvekili Dursun Oğuz, partisi adına bir açıklama yaptı.
UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, Serdar Denktaş’ın ekonomik önlemlerin görüşüleceği toplantıya yaptığı daveti değerlendirerek, toplantıya neden katılmadığını açıkladı.
UBP’nin her zaman kendi önerilerini yapacağını ancak sorunları çözme sorumluluğunun 4 partide olduğunu kaydeden Oğuz, sorunun hükümetin doğru zamanda sorumluluklarını yerine getirmemesi olduğunu iddia etti.
Oğuz, UBP’nin kendine göre bir duruşu ve yönetimi olduğunu vurgulayarak, UBP’nin kararına saygı duyulması gerektiğini de ifade etti.
ALTUĞRA, GİRNE LİMANINDAKİ SORUNLARA ÇÖZÜM İSTEDİ
Ulusal Birlik Partisi Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra Girne Turizm Limanı’ndaki ihaleler konusunda yaptığı konuşmada, turizm sektörünün önemine vurgu yaptı.
Limanda görüntü kirliliği yaratan ve denizi kirleten izinsiz gemiler olduğunu ifade eden Altuğra, bunların neden denetlemediğini sordu.
Yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Girne Antik Liman, Kordonboyu ve mendirekteki çevre ve görüntü kirliliğine dikkat çeken Altuğra, yıllardır limanın sorunları dile getirilmiş olmasına rağmen, soruna neden çözüm bulunamadığını da sordu.
Ülkenin imajının da bu şekilde zedelendiğine işaret eden Altuğra, yönetimdeki yetki karmaşasına son verilerek, Girne Limanı’ndaki sorunların çözülmesini istedi.
ATAOĞLU: “GİRNE LİMANI KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da, Altuğra’nın turizmin önemini vurguladığı konuşmasına atıf yaparak, Girne Limanı konusundaki çalışmaların devam ettiğine işaret etti. Turizm istihdamları ve yatırımları konusunda yapılan çalışmalara değindi.
Girne Antik Limandaki sorunlara da değinen Bakan Ataoğlu, Belediye ile ve hizmet satın alınması konusunda bir takım çalışmalar yapıldığını söyledi.
“LİMANIN İŞLETMESİNİN ÖZELLEŞTİRİLİP, YAP İŞLET DEVRET MODELİNE GEÇİLMESİ İÇİN ÇALIŞMALAR VAR”
Limanın işletmesinin özelleştirilip, yap işlet devret modeline geçilmesi için de bir takım çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Bakan Ataoğlu, Limanın işletmesi için Merkezi İhale Komisyonu tarafından ihaleye çıkılmasına olanak vereceklerini anlattı.
Bakan Ataoğlu, yeme içme alanlarının hemen Liman yanında olmasının da ciddi sıkıntılar yarattığını, bütün bunların giderileceği bir çalışma yapıldığını aktardı.
Ataoğlu, Girne Limanı, Girne Antik Limanı ve Girne Kalesi’nin bunlardan ayrı olacağı söyledi.
ATAKAN: “MENDİREĞİN TAMİRİ İÇİN UYGUN KALEM BULUNURSA ÇALIŞMA YAPILACAK”
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan da, mendireğin geçtiğimiz yıl bir fırtına sonrasında bir yıkıntı haline dönüştüğünü ve geride bırakılan süre içinde bununla ilgili yapılmış hiçbir çalışma bulamadığını söyledi.
Mendireğe karadan bir müdahalenin mümkün olmadığının tespit edilmesinin ardından, oraya denizden müdahale yapılması konusunda bir çalışma yapıldığını anlatan Atakan, mendireğin tamiri için çok yüklü bir miktar gerektiğini, eğer uygun bir kalem bulunursa bu yıl içinde orası için bir çalışma yapılacağını kaydetti.
“LİMANDA TEKNE SAHİPLERİ TARAFINDAN BİR SUİİSTİMAL YAPILDIĞI TESPİT EDİLDİ…İHBAR GÖNDERİLDİ”
Limanda tekne sahibi olanlar tarafından bir suiistimal yapıldığının tespit edildiğini de söyleyen Bakan Atakan, onun önüne geçmek için de girişim yapılarak, limanda teknesi bulunanlara ihbar gönderdiklerini söyledi.
Atakan, Turizm Limanı’nın da çok ciddi sıkıntıları olduğunu, bununla ilgili de bir çalışma tamamladıklarını ve gerekli teknolojik cihazlar için bir ihaleye çıkıldığını anlattı.
Turizm Limanı’ndaki yükün azaltılabilmesi için Mağusa Limanı’nın geliştirilmesi, daha çağdaş bir yapıya ulaştırılabilmesi gerektiğini ifade eden Atakan, farklı yolcu alternatiflerinin getirilmesi konusunda çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Limanlar için yap-işlet-devret modelinde çeşitli uygulamalar düşünüldüğünü ifade eden Bakan Atakan, değişim için ciddi bir çalışma ortaya koyarken, mevcut yapıların iyileştirilmesi için de mesai harcadıklarını söyledi.
Mağusa Limanı’ndaki modelleme için teknik bir şartnameye ihtiyaç olduğunu aktaran Bakan Atakan, limanlara yönelik atılacak adımların sağlıklı bir şeklide olması ve yıllar geçtikten sonra sorun yaşanmaması için uğraş verdiklerini belirtti.
“FARKLI SEYRÜSEFER MODELLERİ KONUSUNDA ÇALIŞMA YAPILDI”
Seyrüsefer konusunda da, yurt dışında olduğu gibi farklı seyrüsefer modelleri konusunda bir çalışma yapıldığını belirten Atakan, motor, emisyon gücü, yıl, marka ve modellerin sınıflandırılacağı bir model üzerinde çalışıldığını kaydetti.
Bu konudaki sunumun bugün kendisine yapılacağını belirten Bakan Atakan, sunumun ardından bunun Bakanlar Kurulu’ndan geçirileceğini söyledi. Bakan Atakan, seyrüsefer konusundaki detayların Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
TÖRE: ” ‘UNİTED CYPRUS’ PEŞİNDE KOŞMAK HAYAL”
Daha sonra söz alan UBP Milletvekili Zorlu Töre “Rum-Yunan Zihniyetinde Değişiklikler Var Mı? konulu bir konuşma yaptı.
Liderlerin dün akşam gerçekleştirdikleri sosyal içerikli yemeğe değinen Töre, Rum tarafının zihniyetinde bir değişiklik olmayacağını yaşanan tarihi süreç içinde gördüklerini kaydetti.
Sürecin sona ermesi gerekirken, sürekli tekrarlanmasını eleştiren Töre, Kıbrıs’ta Yunan zihniyetinin sebep olduğu iki ayrı devlet bulunduğunu, ”United Cyprus” peşinde koşmanın hayal olduğunu söyledi.
EOKA, Elam, Kilise ve Rum-Yunan ikilisinin zihniyetinin değişmediğini vurgulayan Töre, Kıbrıs’ta barış denildiğini, ancak şu anda zaten Kıbrıs’ta bir barış olduğunu belirtti.
Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye ile deniz ve hava üssü oluşturulması konusunda bir çalışma yapılması gerektiğini ifade eden Töre, Savunma İşbirliği Anlaşması Çerçevesinde bunun gerçekleştirilmesini istedi.
HASİPOĞLU: “BUNDAN SONRA ATILACAK ADIM KONUSUNDA MECLİS İRADE ORTAYA KOYMALI”
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, “Liderler Yemeği’nin Yeni Sürece Etkisi” konusunda yaptığı konuşmada, dün gerçekleştirilen liderler görüşmesinde her iki tarafın beklentilerinin farklı olduğunu söyledi.
Hasipoğlu, “Rum tarafının buna alelade bir görüşme gibi baktığını, Türk tarafının ise müzakerelerin yeniden başlayacağı yönünde beklentileri olduğunu” kaydetti.
“Cumhurbaşkanı artık bu aşamadan sonra yapılacak bir şey yok diyorsa, burada KKTC Meclisinin bir adım atması gerekir” diyen Hasipoğlu, bundan sonra atılacak adım ve müzakereler başlayacaksa Meclisin bu konuda bir irade ortaya koyması gerektiğini söyledi.
“MECLİS OLAĞANÜSTÜ TOPLANMALI”
Bu konuda Meclis’in olağanüstü toplanması düşüncesini dile getiren Hasipoğlu, müzakere sürecinde konuşulmayan hiçbir konu kalmadığını, Meclisin de bir durum tespiti yaparak, Kıbrıs Türk tarafının artık yoluna devam etmesi gerektiğini söyledi.
BM’nin Kosova’da olduğu gibi sürecin çöktüğünü ilan etmesi gerektiğini vurgulayan Hasipoğlu, müzakerelere devam edilip edilmeyeceği konusunda Meclisin karar üretmesi gerektiğini yineledi.
Artık halkın, Meclisin dünyadan, AB’den önünü görmesi için talepte bulunmasının zamanın geldiğini vurgulayan Hasipoğlu, Kıbrıs konusunda son aşamadaki sonucu talep etmediklerini, görmek istemediklerini kaydetti.
Meclisin artık halka dönmesi, belki halkın ne istediğine dair bir referandum yapılması gerektiğine işaret eden Hasipoğlu, dünyanın, kamuoyunun dikkatini çekecek bir irade ortaya konulması gerektiğini, yoksa Rum tarafının tutumundan vazgeçmeyeceğini vurguladı.
TOPAL: “TARIMDA KULLANILAN KİMYASALLAR ARILARI YOK ETTİ”
HP Milletvekili Hasan Topal, “Tarımsal Faaliyetlerden Kaynaklanan Çevre Felaketleri” konusunda güncel konuşma yaptı.
Bazı bölgelerde arıların olmadığını gözlemlediğini söyleyen Topal, bunun ciddi bir tehlike oluşturduğunu söyledi.
Topal, tarımsal faaliyetler için kullanılan kimyasalların arıları yok ettiğini, ilaçlama işinin eğitilmiş insanlar tarafından yapılması gerektiğini kaydetti.
Meskun mahallerde yapılan ziraat faaliyetlerinin sakıncalarına değinen Topal, kullanılan ziraat ilaçlarının insanlara verdiği zararlara dikkat çekti.
AKANSOY: “TEMASSIZLIK HER İKİ TARAF İÇİN DE KAYIP”
CTP Milletvekili Asım Akansoy da “Kıbrıs Sorununda Son Gelişmeler ve Federal Çözüm” konusunda konuşma yaptı.
Dün akşam gerçekleşen görüşmeye değinen Akansoy, Crans Montana’da görüşmeler koptuktan sonra yaklaşık 10 aydan sonra liderlerin bir araya geldiklerini kaydetti.
CTP’nin bu görüşmelerin önemli olduğunu düşündüğünü dile getiren Akansoy, temassızlığın her iki tarafa da kayıp sağladığı görüşünü dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın açıklamalarına ve bugüne kadar gelinen sürece değinen Akansoy, Güney Kıbrıs’ın şu anda nasıl bir yaklaşım içinde olduğunu bilmediğini ve onu da görerek yorum yapabileceklerini söyledi. Akansoy, sonuç alınamamasının temel nedenlerinin birinin de ön koşullar olduğunu dile getirdi.
Dün akşamki görüşmeden çıkan önemli noktalar olduğunu ifade eden Akansoy, bunlardan birinin Aplıç Kapısıyla ilgili 15 Eylül tarihinin ifade edilmesi, Derinya Kapısı ile ilgili de 1 Temmuz tarihinin zikredilmesi olduğunu kaydetti.
Akansoy, kapılar konusunda mutlaka birlikte açılması gibi bir zarurete ihtiyaç olmadığını daha önce dile getirdiğini söyledi.
Akansoy, CTP’nin müzakerelerin Guterres çerçevesinde, belli bir tarih odaklı olması ve BM’nin daha aktif olabileceği şekilde başlamasını istediklerini dile getirdi.
Konuşmaların ardından Genel Kurul toplantısı sona erdi.
Genel Kurul’un bir sonraki birleşimi 24 Nisan Salı günü saat 10.00’da yapılacak.
DENKTAŞ: DEVLETİN KİRALADIĞI ARAZİLERDE KUR SABİTLEMESİNE GİDİLECEK
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın