Yurt dışındaki temsilciklerin araç ihtiyacı olduğunu, bunun için 2 Milyon TL’ye ihtiyaç olduğunu ancak bunun için 1.2 milyon TL ayrıldığını aktaran Tahsin Ertuğruloğlu, “Yurt dışına temsilcilik açılıyor sadece bir kişi çalışıyor; ne aracı, ne sekreteri, ne de şoförü var, sonra da temsilcilik açtık sanırız. Bu personelle ilgili asgari bir sayı ve bunun için bütçeye ek ödenek gerekli” ifadesine yer verdi.
Avrupa’ya, Körfez’e ve Türkiye’ye açılacak temsilcilikler olduğunu, bunun için Türkiye’den destek alınacağını kaydeden Ertuğruloğlu, devlet desteğinin de şart olduğunu söyledi.
Yurt dışı maaşlarının ivedilikle düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 20 meslek memurunun istihdam edileceğini ancak bu personel için masa, bilgisayar gibi alt yapı ihtiyaçlarının söz konusu olduğunu söyledi.
Bu personelin Ankara’da diplomasi eğitimi alması gerektiğini de kaydeden Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Tanıtma Dairesi’nde 9, Enformasyon Dairesi’nde 8 kişilik açık olduğunu, buralara 4’er kişilik istihdam yapılması için girişimler olduğunu ancak bunun sonuçlanmadığını kaydetti.
ANTALYA, TRABZON VE GAZİANTEP’E KONSOLOSLUK…
Antalya, Trabzon ve Gaziantep’te konsolosluk açılması için çalışmalar olduğunu da açıklayan Bakan, şunları ekledi:
“Fazilet Özdenefe beni eleştirdi. Bu konuyu neden TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştük diye. Sayın Erdoğan ile görüşürken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da ordaydı. Benim burada bakanlığın ihtiyaç ve beklentilerini konuşmamdan daha doğal bir şey olamaz. Yurt dışı görevi üstlenmiş bu bakanlığın yapması gerekenleri, Anavatanla birlikte saptaması, yeni misyon ve açılımları Anavatanla görüşmesi çok normal. Türkiye’de 3 yeni konsolosluk açacağız, bunu orda aktarmak neden suç ve samimiyetsizlik oldu anlamadım.”
Öte yandan açılan münhal ile ve yapılacak sınavla ilgili de değerlendirmede bulunan Tahsin Ertuğruloğlu, kendisinin Dışişleri Bakanlığı’na sınavla girdiğini, sınavda Türkçeden İngilizceye, İngilizceden Türkçeye çeviri yaptıklarını ve kompozisyon yazdıklarını anlattı.
Gerekli olanın böyle bir sınav olduğunu kaydeden Bakan, çoktan seçmeli bir sınavın belirleyici olamayacağını kaydederek, “Bu insanlarınki sıradan istihdam değil, farklı değerlendirilmesi gerekir” dedi.
“BENİM İLHAK TEZİM YOK”
Mecliste yaptığı Kıbrıs konusundaki konuşmasının eleştirildiğini belirten Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:
“Benim ilhak tezim yok. Söylediklerim başka türlü anlaşılmak istenirse bu konuları sabaha kadar tartışabiliriz. Bir görüşmedir sürer gider… müzakere sürecinin 50 yıldır hangi zeminde götürüldüğünü dikkate alarak, ben çözüm olacağına inanmıyorum ama olmaması için eylem içinde değilim. Kişi olarak onaylamayacağım bir şey varsa Annan Planındaki gibi hayır derim. Peki, çözüm olmadığı takdirde öngörünüz nedir? Dışişleri Bakanı olarak bunu sormak görevimdir. Sözde iki bölgeli iki toplumlu federasyon.. bunun dışında hiçbir şeyi sorgulamayın. Gündeme seçenek getirmememiz demek Kıbrıs Türkünü Rum’un insafına terk etmektir. Bu hükümetin programı değil, bakanlıkta da kimseyle değerlendirdiğim bir konu değil, ancak anlaşma olmazsa benim düşünebildiğim 4-5 seçenek var. Kürsüde onları söyledim. Hangisini beğenirsiniz…o ayrı.”
Dışişleri Bakanı şöyle devam etti:
“O seçeneklerden biri, KKTC’nin bu güne kadar yapmadığı tanınma yoluna çıkması, 30 yıldır niçin tanınmaya çıkmadınız diye sorular soruldu, cevapladık. Müzakere masasında eliniz ayağınız bağlıdır. Aktif tanınma yoluna çıkıp, başkent başkent gezip bunu talep edemezsiniz. Biz ısrarla söylüyoruz, tanıtma başka, tanıma başkadır. Diğer bir seçenek Türkiye’nin özerk cumhuriyeti olmak, dışişleri ve savunma Ankara’ya bağlı geriye kalan otonom.
Diğeri Taliban yöntemi, tanıma olmadan dünyayla entegre olmak, Kosova modeli ise kısıtlı tanınma. Bir diğer seçenek de ilhak. Tüm bu saydıklarımın bir kenara konulması ve ‘Tahsin, ilhak istiyor’ demek doğru değil.”
Mevcut müzakere sürecinin devletler düzeyinde olmadığını ve bunun için sürecin başarısız olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, bir tarafın devlet bir tarafın azınlık olarak görüldüğüne işaret etti.
Dışişleri Bakanı, dünkü, yurt dışından yetkililerle gerçekleştirdiği bazı görüşmelerine de işaret ettiği konuşmasında şunları aktardı:
“Israrla birincil hukuka değindim, vazgeçilmez olduğunu söyledim. Toprakta ve nüfusta yüzdelikler konuşuluyor. Bunlar birincil hukukta olmazsa sürdürülemeyebilir, bizim olduğunu düşündüğümüz hakların bizim olmaması ihtimali yükselir. Yüzdelikler ancak birincil hukuk varsa kalıcıdır. Bunlar ‘merak etmeyin Rum gelmeyecek’ argümanıyla garanti altına alınmaz. Rumlar, ‘garantiyi, birincil hukuku’ kabul etmezse, bunlardan vaz mı geçelim? Ya Türkiye’nin müdahalesi konusunda bizi aldatmaya çalışırlarsa ve Rumlar 1963’teki gibi densizlik yaparsa? Bunlar adadaki Türk varlığını bitirecek yapıdır. Bunları söyleyince ırkçı, çözüm düşmanı, faşist derler bana. Ne ırkçıyım, ne faşist ne de çözüm karşıtıyım. Faşist, ırkçı yaklaşan Rum tarafıdır, buna izin vermeyiz ve ulusal davamızı da yürüyeceğiz.”
Yorum Yazın