T.C. İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Azerbaycan'daki temaslarının ardından yurda dönerken uçakta gazetecilerle söyleşi gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları 7. Zirvesi ile Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“BEŞ DEVLET BİR MİLET OLDUK”
Türk Konseyi'nin 10'ncu kuruluş yıl dönümünün en önemli zenginliğinin Özbekistan'ın tabii üyeliğe geçmesi olduğunu belirten Erdoğan, "Şu anda üye sayısı beş oldu. Onun için ben de 'İki devlet, bir millet' ifadesine yenisini ilave ettim. Şimdi 'Beş devlet, bir millet' olduk. Eğer Türkmenistan da buna katılırsa o zaman 'Altı devlet, bir millet' olacağız. Şimdi tam 'yahşi' oldu" ifadelerini kullandı.
Bu arada Macaristan'ın da Türk Konseyi'ne gözlemci üye olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Macaristan'ın tabii farklı desteği de oldu. Budapeşte'de güzel bir ofis verdiler. Çok ciddi bir mali kaynak da verdiler. Üyelere neredeyse yük yok, sadece eleman verecekler. Onların maaşlarını da karşılayacaklar. Bu şekilde Türk Konseyi Avrupa'ya girmiş oluyor. Macaristan'da Kıpçakların yeri varmış. 100 bine yakın Kıpçak varmış. 'Bizde Atilla çoktur. Neredeyse her mahallede bir Atilla bulursunuz.' dedim. Şu anda Budapeşte Türk Konseyi için önemli bir yer konumuna gelecek. Bizim de önümüzdeki ay bir Macaristan ziyaretimiz olacak.
Türk dünyasının birlik, beraberlik ve istikrarı, huzuru bizim için stratejik önceliğe sahiptir. Aramızdaki dayanışmayı artırmak için de çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Türk dünyası bizim dış politika vizyonumuzun önemli bir parçasıdır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi son 16 yılda her alanda geliştirdik. Gerek genç nüfus gerek doğal kaynakları gerek ekonomik potansiyeli ile Türk dünyasının geleceğinin aydınlık olduğuna inanıyorum. Yeter ki akıllı, gerçekten başarılı bir sevk ve idareye sahip olsun."
"MACRON'A 'NE ZAMANDAN BERİ KKTC'Yİ TANIYORSUNUZ? DEDİM"
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Macron da 'KKTC Cumhurbaşkanı'nın harekat ile açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?' diye sordu. Ben de sordum 'Ne zamandan beri KKTC'yi tanıyorsunuz?" dediğini belirtirken, "Mültecilere kapıları açarız dediniz. Kafanızda bir takvim ve kırmızı çizgi var mı. Şu olursa mülteciler için kapıları açarız kırmızı çizgimiz var mı?" sorusuna da "Şu anda konu masa üstünde. Hatta AB üyesi ülkelerin bazıları keşke kapıları açsanız dediler." cevabını verdi.
"BARIŞ PINARI HAREKATI PLANLANDIĞI GİBİ BAŞARIYLA YÜRÜYOR"
Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barış Pınarı Harekatı'nın bugün 7’nci günündeyiz. Harekat planlandığı gibi başarıyla yürüyor. 4'üncü günde Rasulayn, 5'inci günde Tel Abyad'ı teröristlerden arındırarak buraları güven altına aldık. Bugün itibarıyla yaklaşık 32 kilometrelik derinliğe ulaştık. M4 Karayolu'nu kontrol altına aldık" ifadesini kullandı.
Bu süreçte sivillerin zarar görmemesi için azami gayret gösterdiklerini ve bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinden gelen her türlü gayreti gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Karşı taraf acımasız. Yaklaşık 700 havan topu, roketi bizim tarafımıza atmaları suretiyle birçok sivil hayatını kaybetti. Bunun içinde Suriyeli 9 aylık Muhammet yavrumuz da var. Bunun yanında da 18 sivil ve 3 askerimiz de şehit oldu. Bunlardan bir tanesi bu sabah Münbiç'te şehit oldu. Rejimin oraya top atışlarıyla olan bir netice. Buna karşı bizim yoğun atışlarımız oldu. Bunun karşılığında da bunun bedelini rejime çok ağır bir şekilde ödettik. Biz tabii siviller noktasında çok hassasız. Bunu Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında da gösterdik. Oysa Rakka ve Deyrizor'da 4 bin, Musul'da 9 ile 11 bin sivil hayatını kaybetti. Bunları maalesef Batılı ülkeler hep göz ardı etti. Bunları hiçbir zaman konuşmadılar. Şimdi bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Biz harekatımızı tamamıyla karşımızdaki terör örgütlerine karşı yaptık ve yapıyoruz."
"HAREKAT HEDEFLERİNE ULAŞANA KADAR DEVAM EDECEK"
"Barış Pınarı Harekatı'nın amacı belli; sınırlarımızı her türlü terör unsurundan temizlemek ve mültecilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlamaktır. O da kendi tercihlerine dayalı olarak. Harekat hedeflerine ulaşana kadar devam edecektir." ifadelerini kullanan Erdoğan, bu noktada harekatın Kürtlere karşı olduğu, sivilleri hedef aldığı, DEAŞ ile mücadeleyi zayıflatacağı ve insani krize, istikrarsızlığa yol açacağı iddialarının terör örgütünü korumak için uydurulan yalanlar olduğunu vurguladı. Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İlginç olan bir şey daha var. DEAŞ'lıların kaldığı cezaeviyle alakalı olarak Sayın Trump'ın, 'Peki biz bu cezaevini sizlere bırakırsak bu konuda burayı alır mısınız?' teklifine, ben kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde 'Arkadaşlarımızla görüşmelerimizi yapalım, birlikte bu adımı atarız ve biz bunları alırız.' dedim. 'Peki ne yaparsınız?' sorusuna, 'Kendi ülkelerine gitmek isteyenleri kendi ülkelerine göndeririz. Burada yargılanması gerekenleri de burada yargılarız.' dedim. Ona fırsat kalmadan, malum dün terör örgütü PYD yaptığı bir operasyonla bunları cezaevinden alelacele serbest bıraktı. Bizim buradaki kararlılığımız aynen devam edecektir. Teröristin biri de aynı, yüzü de aynı, bini de aynı; değişen bir şey yok. Bu zaten bir virüs. Bir kanser virüsünü düşünün. Bunlar da böyle."
"DÜNE KADAR ABD İLE HAREKET EDEN TERÖR ÖRGÜTÜ ŞİMDİ REJİMLE ANLAŞMANIN YOLLARINI ARIYOR"
Türkiye'nin DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele ettiğini, sadece El Bab'da 3 binden fazla DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"El Bab'dan da bunları derdest ederek gönderdik. DEAŞ'a karşı mücadelemiz bundan sonra da kararlılıkla sürecektir. PYD-YPG’nin gündeminin ne olduğu bellidir. Düne kadar ABD ile hareket eden bu terör örgütü şimdi rejimle anlaşmanın yollarını arıyor. Bu örgüte müttefikimiz diyen Batılı ülkelerin burada durup düşünmesi gerekiyor. O zaman ben soruyorum; 'Sizin gerçek müttefikiniz kim? Türkiye mi yoksa PYD-YPG veya DEAŞ mı?' Artık biz DEAŞ'ı da sorabiliriz. Cezaevinden DEAŞ'lıları çıkaran bunlar ve buna ses çıkarmayan da sizsiniz."
"BİZ TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MASAYA OTURMAYIZ"
Sahadaki gelişmeleri koordine etmek için ABD ve Rusya ile görüştüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün akşam Sayın Trump ile görüştüm. Onun öncesinde Macron ile görüştüm. Bu akşam da Sayın Putin ile görüşeceğim. ABD'nin 'Ateşkes ilan edin, biz de müzakere için ara buluculuk yapalım.' teklifine karşı 'Biz terör örgütü ile masaya oturmayız.' diye cevap verdim. 'ABD gibi bir ülkenin bir terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi bir müttefikinizin arasına girmesini doğrusu ben savaş hukuku bakımından da siyaset bilimi bakımından da asla doğru bulmuyorum.' dedim. Bunu da Sayın Trump’a söyledim" bilgisini verdi.
Arabuluculuk teklifinin Trump'tan mı geldiğine yönelik soru üzerine Erdoğan, "Evet. Şimdi de Trump'a bir teklifimiz oldu. Biz dedik ki bir heyet gönderin. Çünkü 'Ateşkes ilan edin' diyorlar. Bizler asla ateşkes ilan edemeyiz. 'Sizin teklifiniz vardı 20 mil, öbür tarafında Irak sınırına kadar. Biz şu anda bu 20 mil teklifinizi, Irak sınırından da 444 kilometre batıya olan bu bölgeyi tamamıyla boşaltmanın gayreti içerisindeyiz. Kimden? Terör örgütünden. Bunu boşaltana kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil. Çünkü biz burayı güvenli bölge olarak ilan ediyoruz. Burayı güvenli bölge haline getirdiğimiz zaman ülkemizdeki bunca o toprakların sahiplerinden arzu edenlere kendi topraklarına gidebilme imkanını da sağlamış olacağız. Ve onların lojistik desteğini, korumasını da biz temin edeceğiz. 'Bu da sizinle daha önce yaptığımız görüşmedir' dedim. Çünkü bunların hepsi bizim bilgisayar kayıtlarımızda da var. Sayın Trump benim bu teklifim üzerine, önce Mike Pence ve Ulusal Güvenlik Danışmanı O'Brien'ı Türkiye'ye gönderiyordu. Fakat daha sonra galiba Pence'i gönderme kararını aldılar. Bu akşam Ulusal Güvenlik Danışmanı'yla da İbrahim (Kalın) Bey bir görüşme yapacaklar. Ve büyük ihtimalle yarın bu heyet Ankara'da olacak ve görüşmeleri gerçekleştirecekler." diye konuştu.
"HEDEFİMİZ BELLİ, HERHANGİ BİR YAPTIRIM KONUSUNDA ENDİŞEMİZ YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, PYD/YPG'nin hızla mevzi kaybettiğini belirterek, "Harekatı durdurun diye bize baskı yapıyorlar. Yaptırımlar açıklıyorlar. Bizim hedefimiz belli. Bizim herhangi bir yaptırım konusunda endişemiz yok. Biliyorsunuz bu yaptırımların içerisinde şahsım da dahil olmak üzere üç bakan arkadaşım ve bize vize koymak suretiyle bizi Amerika'ya sokmama gibi şeyler var. Ticari bazı yaptırımlar var. Yani bunlar herhalde insan tanımıyorlar. Böyle bir sıkıntıyı yaşıyoruz. Ben Sayın Trump'a da bunları ayrıca söyledim. Bir taraftan da bizi ayın 13'ünde ABD'ye davet ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin, Trump ile yapılan telefon görüşmesinde "13 Kasım'daki davet yinelendi mi?" sorusuna Erdoğan, "Ona girmedik. Başka konular vardı. Bizim hedefimiz belli. Teröristlerin 32 kilometrelik alanın dışına çıkması ve bu hattın Fırat Nehri'nden Irak sınırına kadar tarafımızdan güven altına alınmasıdır." cevabını verdi.
"DEAŞ'LILARI KENDİ ÜLKELERİNE GÖNDERİRİZ. TUTUŞACAKLAR"
"Trump, DEAŞ'lıları Türkiye'nin devralmasını mı istiyor?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bu DEAŞ'lıların olduğu cezaevleri sadece Rakka'da değil. Kuzey tarafta da var. Bunları alırız. Kaldıkları cezaevlerine cezaevi demek zor. Yabancı savaşçıları kendi ülkelerine göndeririz. Tutuşacaklar. Fransa diyecek 'göndermeyin', Almanya diyecek 'göndermeyin'. Ondan sonra cezaevlerinde kuracağımız mahkemelerde bunları yargılamaya geçeceğiz. Bu sınırdakilerin dışındakileri ABD düşünsün." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın