Başbakan Tufan Erhürman, hükümetin, dövizin yükselişi karşısında yetersiz bulunsa bile tedbirler aldığına işaret ederek, 5 ay içerisinde ekonomik daralmaya ve tüketicinin alım gücündeki düşüşe yönelik olarak, bütçe öngörülerinin gerisinde kalınmasını da göze alarak siyasi kararlar alındığını kaydetti.
Halkı dövizin yükselişi karşısında korumak amacıyla FİF’te ciddi indirime gidildiğinin de altını çizen Erhürman, bunun muhasebeci gibi davranan bir hükümetin tavrı olmadığını da söyledi.
Başbakan Erhürman, hükümetin bozulacağı yönündeki söylemlere karşılık olarak da, hükümet ortaklarının birlikte yapma kararlılığı içerisinde olduğu çok iş olduğunu ve başka birileriyle hükümet konusunu görüşmelerinin söz konusu olmadığını belirtti.
Başbakan Tufan Erhürman, tüm kabine üyeleriyle birlikte Dışişleri Bakanlığı Uğur Umar Konferans Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında son ekonomik ve siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
Erhürman, TL’nin döviz karşısında yaşadığı değer kaybının, tüketicinin alım gücü yanında, ekonomik sektörlerin maliyetleri üzerinde de ciddi şekilde olumsuz etki yarattığını ifade etti. Tufan Erhürman, hükümetin bu etkileri azaltmak için yurttaşların alım gücünü ve ekonomideki hareketliliği korumak adına, maliyenin bazı gelirlerinde bütçe öngörülerinin gerisinde kalınmasını göze alarak, gerekli müdahaleleri yaptığını kaydetti.
“HÜKÜMET KONUSUNDA BİR BİRİMİZDEN BAŞKA GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ BİRİ YOK”
5 aylık hükümet döneminde hükümetin bozulacağı yönüne sürekli spekülasyonlar ortaya atıldığını dile getiren Erhürman, hükümetin birlikte yapmayı planladığı, yapma kararlılığı içinde olduğu çok iş olduğunu, ayrıca TL’nin değer kaybından dolayı yapmak zorunda olukları çok iş olduğunu söyledi.
Başbakan Erhürman, “Hiç birimizin bir birimizden başka biriyle hükümet konusunda görüştüğü biri yok, bu söz konusu bile değil” dedi.
Kendi kontrolleri dışında olduğundan kimsenin şüphe duyamayacağı TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı konusunda neler yaşandığını somut verilerle ortaya koymak gerektiğini belirten Erhürman, 1 Ocak 2018’de dolar kurunun 3.78, 12 Temmuz’da 4.76 olduğunu ve değer kaybının yüzde 23 oluğunu söyledi.
Bugün ise dolar kurunun 4.83 olduğunu belirten Erhürman, Euro’nun ise 1 Ocak’ta 4.53, 12 Temmuz’da 5.58 ve bugün de 5.65 olduğunu ifade etti. İngiliz Pound'uyla ilgili verileri de veren Erhürman, 12 Temmuz itibarıyla dolar karşısında yüzde 26, Euro karşısında yüzde 23, pound karşısında ise yüzde 24 değer kaybı yaşandığını, bugünkü değerlerle bu oranın daha da ileriyle gittiğini belirtti.
Dövizin yükselişinin tüketicinin alım gücünü düşürürken, ekonomideki sektörlerin girdi maliyetlerini arttırdığını ifade eden Başbakan Erhürman, aynı durumun Türkiye için de geçerli olduğunu ancak KKTC ekonomisinin Türkiye’ye göre daha korunaksız, kırılgan olduğunu vurguladı.
“KKTC EKONOMİSİNİN DÖVİZ KARŞISINDA DAHA KIRILGAN OLMASI…”
Başbakan Erhürman, KKTC ekonomisinin döviz karşısında daha kırılgan olmasını açıklayan bazı özellikleri olduğunu belirterek, bunları şu şekilde sıraladı:
“KKTC’de dövizin piyasada kullanımının, Türkiye’ye kıyasla çok daha fazla olması; KKTC’de, hem Türkiye, hem de kıyaslanabilecek başka bazı adalara oranla ithalatın, ihracat karşısındaki durumunun zayıf olması; KKTC Merkez Bankası’nın böyle durumlar karşısında kullanabileceği enstrümanların TC Merkez Bankası’nın kullanabileceği enstrümanlara oranla daha sınırlı olması; Türkiye’nin yapısal reformlar karşında KKTC’den çok daha fazla yol almış olması.”
Bu etkenlere rağmen Türkiye’nin Mayıs ayında özel tüketim vergisini aşağıya çekerek, akaryakıt fiyatlarındaki artışı önleme durumunda kaldığına işaret eden Erhürman, bu uygulamanın, Fiyat İstikrar Fonu’ndaki gelir öngörülerinin gerisine düşmeyi göze alarak KKTC’de yaptıkları düzenlemenin paraleli olduğunu belirtti.
“YETERSİZ BULUNSA BİLE HÜKÜMET TEDBİRLER ALDI”
Başbakan Erhürman, muhalefetteyken dile getirdiği “döviz yükselişi karşında hükümetlerin muhasebeci gibi davranmaması durumunda olduğu” yönündeki söyleminin sürekli hatırlatılmasına değinerek, hala aynı şeyi söylediğini ve hükümetlerinin, yetersiz bulunsa bile 5 aylık süre içerisinde dövizin yükselişi karşısında tedbirler aldığını söyledi.
ALINAN TEDBİRLER
Aldıkları 6 tedbiri ve ardından da akaryakıtla ilgili düzenlemeleri aktaran Başbakan Tufan Erhürman, birinci tedbirin, gümrüklere ibraz edilen döviz cinsinden yazılı faturaların kurunun sabitlenmesi ve antrepo çekişlerinde sabit kur kullanılmasının sağlanması olduğunu kaydetti. Erhürman, burada amacın ithal ürünlerde yaşanan gelişmelerin piyasaya yansımasını olabildiğince minimize etmek olduğunu söyledi. Erhürman, bu önlem uygulamaya konulduğundan bu yana dövizde ciddi bir artış olduğunu kaydetti.
“MUHASEBECİ GİBİ DAVRANAN BİR HÜKÜMETİN TAVRI DEĞİL”
Erhürman, ikinci tedbirin normal şartlarda akaryakıta yapılması gereken artışı yapmayıp, tüzüğü değiştirdiklerini ve FİF’te azaltmaya giderek, petrol fiyatları ve dövizdeki artışın 2 kez yurttaşlara yansımamasını sağladıklarını belirtti.
Akaryakıt fiyatlarının baskılandığına işaret eden Erhürman, bu defa yapılan zammın ise 95 ve 98 oktana 2 kuruş olduğunu kaydetti. Eurodizel'e zam yapılmadığını belirten Erhüman, FİF’te bu kadar indirime gitmenin muhasebeci gibi davranan bir hükümetin tavrı olmadığını söyledi.
KKTC’nin 167 ülke arasında akaryakıt fiyatlarında en ucuz 41’inci, Güney Kıbrıs’ın 131’inci, Türkiye’nin ise 113’üncü sırada olduğunu kaydeden Erhürman, petrol fiyatlarındaki baskılamanın popülizm için yapılmadığını, akaryakıttaki zammı engellememelerinin tüm sektörleri etkileyecek olmasından kaynaklandığını belirtti. Erhürman, baskılanmasaydı başka sektörlerde zam olarak yurttaşlara yansıyabileceğini ya da ekonomide daralma yaratabileceğini kaydetti.
SÜTTE SÜBVANSİYON
Dövizdeki artışın içme sütü fiyatlarına yansımasının engellenmesi amacıyla sütte sübvansiyon uygulanmasının, alınan üçüncü tedbir olduğunu söyleyen Başbakan Erhürman, bu şekilde sütte fiyat artışının baskılandığını kaydetti.
Alınan dördüncü önlemin de kira stopaj uygulamalarında TL cinsinden olan sözleşmelere daha düşük tarife uygulamasına geçilmesi olduğunu kaydeden Erhürman, beşinci önlemin yabancı para ve TL cinsinden kredi borçlarının yapılandırılmasında damga pulu ve PSV ödenmemesi için düzenleme yapmaları olduğunu da kaydetti. Erhürman, bankaların işlem maliyetlerinin alınmamasını sağladıklarını da söyledi.
“ÖZEL EĞİTİM KURUMLARIYLA İŞBİRLİĞİ”
Özel eğitim kurumlarıyla işbirliği içerisinde büyük çoğunluğunun TL’ye geçmelerini, birçoğunun da kuru sabitlemelerini sağladıklarını belirten Erhürman, bunun da aldıkları 6. tedbir olduğunu söyledi.
Elektrikte nizamnameye göre Haziran ayı içerisinde yapılması gereken 7 kuruşluk zammı, maliyenin üstlenmesini sağlayarak faturalara yansıtılmamasını sağladıklarını dile getiren Erhürman bunların tümünün 5 ay içerisinde ekonomik daralmaya ve tüketicinin alım gücündeki düşüşe yönelik alınan siyasi kararlar olduğunu belirtti.
HAYAT PAHALILIĞI ORANI 12.11
Başbakan Erhürman, tüm bunların ardından ekonomide yaşanan gelişmeler ışığında bütçede 2018 yılı için bütçede yüzde 5.2 olarak görülen hayat pahalığı oranının, DPÖ tarafından 12.11 olarak tespit edildiğini ve bunun Maliye üzerinde bir yük yarattığını söyledi.
Erhürman, FİF gelirinin haziranda hükümet tarafından 46,5 kuruşa indirildiğini, bunun maliyenin FİF öngörülerinin altına düşmesini göze alarak döviz karşında tüketiciyi daha fazla ezdirmemek için alıkları siyasi bir karar olduğunu kaydetti. Erhüman bunun sonucunda FİF’te oluşan kayıpların Temmuz 2018 itibarıyla 25 milyon 644 bin 610 TL olduğunu söyledi.
Dövizdeki yükselişin, dolaylı etkiler hariç, 200-250 milyon TL gibi bir maliyet yarattığını dile getiren Erhürman, DPÖ tarafından ortaya konulan 12.11 hayat pahalılığının da 120 milyon TL civarında ek bütçe gereksinimi ortaya çıkardığını açıkladı.
Başbakan Tufan Erhürman, tüm bu bilgileri, “öldük bittik anlamında değil”, TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesinin ortaya çıkardığı sonuçlar ve hükümetin adlığı tedbirleri tüm kamuoyunun bilmesini sağlamak adına aktardıklarını kaydetti.
REEL SEKTÖR DANIŞMA KURULU PERŞEMBE GÜNÜ TOPLANACAK
Başbakan Erhürman, Reel Sektör Danışma Kurulu’nun Perşembe günü toplanacağını kaydetti.
Kurul üyelerine temsilcilerini belirlemeleri için 2 aydır çağrı yaptıklarını ancak temsilciler belirlenemediği için kurulun toplantı yapmadığını anlatan Erhürman, temsilcilerini belirleyenlerle perşembe günü Başbakanlık’ta bir araya geleceklerini söyledi.
Erhürman, yaşananlar karşısında ortak akılla bütünsel bir yaklaşım geliştirmeleri gerektiğini ve bu toplantıda buna yöneleceklerini anlattı.
Yorum Yazın