Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile dün akşam Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmesi Rum basınında “Kıbrıs prosedürü canlı kaldı” ve “beşli konferansa kadar solunum cihazında” yorumlarıyla manşetlerde yer buldu.
Görüşme öncesinde yaşanan perde gerisi gelişmeler ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un oynadığı role atıf yapan gazeteler, Rum siyasi partilerin ilk değerlendirmelerine de yer verdi.
Fileleftheros habere “Yeni Çaba İçin Taahhüt… Berlin Yemeği Prosedürü Canlı Tuttu-Gayrı Resmî Beşli Konferans İçin Guterres Araştırması… Anastasiadis ve Akıncı İlk Adım Atıldı Diyor” başlık ve spotlarını attı.
Gazete, önümüzdeki aylarda özlü görüşme öngörülmüyor olmasına karşın Kıbrıs prosedürünün canlı kaldığını; BM’nin müdahil taraflarla temaslara devam edeceğini ancak herkesin, KKTC’deki seçimlerden önce özlü müzakere olamayacağının bilincinde olduğunu belirtti.
Habere göre, Türkiye ve İngiltere’nin şu andaki önceliklerinin farklı olması ve Nisan 2020’de KKTC cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağından dolayı müzakere prosedürünün mayıs ayından önce başlanması beklenmiyor. BM de o zamana kadar prosedürü canlı tutmaya çalışacak.
RUM TARAFININ YEMEKTEN ELDE ETTİĞİ KAZANÇLAR
Rum tarafının, olguları ve zorlukları dikkate alarak görüşmeden çıkan sonuçtan memnun göründüğünü yazan gazete, Rum tarafının Berlin görüşmesinden elde ettiği kazançları şöyle sıraladı:
“Gayrı resmî beşli konferans toplama çabasına atıf; Siyasi eşitliğe, Akıncı’nın istediği şekilde değil, BM Güvenlik Konseyi’nin 716 (1991) sayılı kararı referans gösterilerek, atıf yapılması; 11 Şubat 2014 ortak açıklamasına ve önceki yakınlaşmalara atıf yapılması; Guterres Çerçevesi’nin 6 maddesinin yinelenmesi”
Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in görüşme sonrasında yaptığı “Görüşmenin sonucu, malum zorluklara rağmen diyaloğu yeniden başlatma çabası açısından olumlu bir adım olarak görüldüğünü yazdı. Haberde, “özlü müzakerelerin yeniden başlaması için referans şartlarında anlaşmanın ötesinde, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’ndeki faaliyetlerine, Maraş’ı iskâna açma girişimlerine ve ara bölgede emrivaki tehditlerine son vermesi gerektiği” iddiaları öne çıkardı.
Gazete, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın açıklamasını da “raydan çıkan trenin yeniden doğru rayına konulduğu” sözü altında özetledi.
JANE HOLL LUTE’UN ROLÜ BELİRLEYİCİ OLDU
Gazete, Kıbrıs Türk ve Rum heyetlerinin Berlin’e ulaştığı Pazar gecesi ve görüşme öncesinde Cumhurbaşkanı Akıncı’nın özel temsilcisi Erhan Erçin ve Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis ile temasa geçen Jane Holl Lute’un, çıkan sonuçta belirleyici olduğunu yazdı.
Lute’un Erçin ve Mavroyannis ile birlikte üçlü görüşmenin usulünü ve odaklanılacak ana noktaları ele aldığını yazan gazete, prosedürün tamamen gayrı resmî çerçevede kalması ve görüşmede iki liderle genel sekreterden başka kimsenin bulunmamasının bu görüşmelerde belirlendiğini iddia etti.
Yemek öncesindeki çalışmalarda, görüşmeden sonra yapılması öngörülen açıklama taslağının hazırlanmasına ağırlık verildiğini; Genel Sekreter’in liderlerle bir araya geldiğinde önünde, görüşmenin nasıl seyredeceğine ilişkin notlar bulunduğunu ileri süren gazete, Lute’un, bu aşamadaki rolünün belirleyici olduğuna dikkat çekerek “iki tarafla, gecenin sonunda sonuç çıkacak şekilde, sistemli ve pratik çalıştı” ifadesini kullandı.
RUM SİYASİ PARTİLER İÇİN MESELE, ERTESİ GÜN
Aynı gazete “Mesele Ertesi Gün… Partiler, Kıbrıs Sorununda Berlin Sonrası Adımlar Üzerinde Durdu… Sonuca Dair Farklı Değerlendirmeler” başlıklı haberinde ise Berlin görüşmesinin ardından Rum siyasi partileri için meselenin, ertesi gün ve takip edecek gelişmeler olduğunu, prosedürün devamına dair yaklaşımlarının da birbirinden farklı olduğunu yazdı.
Habere göre, DİSİ ve AKEL prosedürün olumlu bir sonucu gündeme getirecek şekilde devam etmesi dileğini ortaya koyarken, merkez kanat, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine vurgu yaparak, Rum tarafı açısından risk bulunduğu görüşünü ortaya koydu.
DİSİ Başkanı Averof Neofitu, müzakerelerin yeniden başlama yolunu açma çabasında başarı dilediği Anastasiadis’in, Genel Sekreter’in bundan sonraki adımlarını kolaylaştırmak için elinden geleni yapacağına inanç belirtti.
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, BM Genel Sekreteri Guterres’in raporunda atıf yaptıklarına dair uluslararası toplumda var olan görüntünün bozulması üzerinde durdu. “Genel Sekreter’le daha yapıcı ve işbirlikçi olmak için daha çok sebebimiz var çünkü halen akıllarda, Türkiye’nin Crans Montana’da işbirliği yaptığı, bizim ise gerekli siyasi iradeyi göstermediğimiz algısı var. Bu Genel Sekreter’in raporunda kaydediliyor. Bu nedenle uluslararası toplumda var olan bu görüntüyü değiştirmemiz gerek” dedi.
DİKO, Türkiye’nin isteksizliği, Kıbrıslı Türk politikacıların maksatları ve BM’nin tarafsızlığıyla bu aşamada Rum tarafı açısından zeminin olumsuz olduğu görüşünü ortaya koydu ve görüşünü şu cümlelerle izah etti: “Türkiye, daha müzakereler başlamadan sözde siyasi eşitliğin, dönüşümlü başkanlığın, yani Kıbrıs Türk vetosunun kabul edilmesini şart koşuyor. Kıbrıs MEB’indeki Türk kanunsuzluğu da artarak devam ediyor.”
EDEK Başkanı Marinos Sizopulos, Anastasiadis’in olabilecek tuzaklardan kaçması ümidini dile getirerek, “Devamına dair beklentiler çok düşük. Bu prosedür, bilinmeyen sularda yüzüyor ve ciddi tehlikeler barındırıyor” dedi. Sizopulos, Anastasiadis’ten bu prosedürü, geçmiş deneyimlerine dayanarak, en iyi şekilde yönetmeye çağırdı.
Dayanışma Hareketi, bütün prosedürün Rum tarafı açısından tehlikeler barındırdığı uyarısında bulundu ve Anastasiadis’e, “köşeye sıkışmış değil, başı dik müzakere etmelerine olanak tanıyacak şartlar yaratılmazsa müzakereye oturmama” çağrısında bulundu.
Vatandaşlar İttifakı, prosedürün bundan sonrası konusunda kötümserlik belirterek, Türkiye’nin müzakerelerin Crans Montana’da koptuğu yerden devam etmesini görüşmediğini ve bu olgularla çözümü gündeme getirme perspektifi olacak herhangi olumlu bir gelişme beklenmediğini kaydetti.
DİPA (Demokratik Cephe) Başkanı Marios Karoyan da Berlin görüşmesi sonrasında, (prosedürün) devamı için yol açılacağından iyimser olduğunu söyledi.
“ZAMANA DAİR HİÇBİR SOMUT İFADE YOK”
Politis, manşet haberine, “Guterres’in Genel ve Zaman Ufku Olmayan Açıklaması…. Beşli Konferansa Kadar Suni Solunumla… Anastasiadis ve Akıncı, Üçlü Görüşmeyi Olumlu Adım Niteledi… MEB-Maraş’taki Türk Faaliyetlerine Son Verilmesi Müzakereler İçin Ön Şart” başlık ve spotlarını attı.
Genel Sekreter’in dün akşamki görüşmenin ardından yaptığı açıklamanın içeriğinin, “Kıbrıs sorunundaki prosedürün idame ettirilmesi için ıstıraplı çaba” şeklinde yorumlabileceği görüşünü ortaya koyan gazete, “Guterres’in, iki tarafın, üç garantörün ve BM’nin katılımıyla uygun zamanda bir gayrı resmî beşli konferanstan başka bir şey olamayacağını kabul etmesine rağmen (dün akşamki açıklamada) zamana dair hiçbir somut ifade yok” ifadesine yer verdi.
Rum kaynaklarına dayanarak, muhtemel gayrı resmî beşli konferanstan önce anlaşma öngörülmediğinden, referans şartlarına dair çabaların artık garantör güçlere yöneldiğini kaydeden gazete, haberini “Bahara Kadar Buzda” başlığıyla iç sayfasında detaylandırdı.
Guterres’in açıklamasından, gerek 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’nın, Crans Montana’yı gündeme getiren yakınlaşmaların ve Genel Sekreter’in 30 Haziran 2017’de sunduğu şekliyle 6 maddelik çerçevesinin referans şartlarının ana bileşeni kabul edildiği sonucunun ortaya çıktığına işaret eden gazete özetle şunları aktardı:
“Kıbrıs Rum tarafından kaynaklara göre, etkin katılım ve siyasi eşitliğin Guterres Çerçevesi’nin diğer parametrelerinden ayrı görüşülmesi söz konusu değil ve bunu BM Genel Sekreteri de anlıyor görünüyor. Aynı kaynaklara göre, çerçevenin bütün meseleleri paket olarak ve mutlaka BM Güvenlik Konseyi kararları, somut olarak da 716/1991 sayılı kararıyla uyum içerisinde görüşülecek. Guterres’in açıklamasına göre istenilen şey olan stratejik anlaşma mantığı varlığını koruyor.”
“AÇIKLAMA METNİ İLE ÇIKMAZI KIRDI”
Alihtia “İlerliyoruz… Guterres’ten Dengeli Açıklama-Metniyle Çıkmazı Kırdı” başlıklı manşet haberinde dün akşamki görüşmenin ardından yapılan açıklamanın ana hatları öne çıkarıldı.
Haravgi de manşet haberine “Liderlerin Çözüm Parametrelerine Dair Taahhüdü” başlığını attı.
Gazeteler üçlü görüşme öncesinde Brüksel, Berlin, Paris ve Londra’dan, olumlu bir şey çıkması ümidi dile getirilerek, görüşmeye destek beyan edilen açıklamalar yapıldığını kaydetti.
Yorum Yazın