Girne Düşünce Derneği, ülkede pandemi sürecinde özel okullar iki haftada 10 gün eğitim verirken, devlet okullarının 5 gün eğitim verdiğini belirterek, devlet okullarında kaybedilen derslerin telafisinin zor göründüğünü kaydetti. Dernek, Eğitim Bakanlığı’nda görevde olan ve 1990 sonrası görev alan tüm bakanların neoliberal politikaların eğitime uygulamasına bilerek ya da bilmeyerek katkı sağladığı görüşünü belirtti. Dernek, “Eğitim, insanı insan yapma sanatıdır. Eğitimin ticareti, piyasası olmamalı. Her bir öğrencinin devletin şemsiyesi altında, eşitliğe, hakkaniyete uygun eğitim alması gerekir” değerlendirmesinde bulundu.
Girne Düşünce Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Mali Sekreteri Dr. Ahmet Karahan “Neoliberal politikaların KKTC’de eğitime etkisi” konulu yazılı açıklamasında, neoliberal politikaların, eğitimi piyasanın bir parçası olarak gördüğünü, finans kaynağı olarak ele aldığını kaydederek şöyle devam etti: “Bu doğrultuda devletin eğitimde uyguladığı politikaların eğitime zarar verdiğini, devletin küçültüp özel sektörle eğitimde kalite artabileceği, devlet okulunda eğitimin ancak özel derslerle ve dershanelerde açığı kapanacağını dile getirip bu konuda politika yapıyorlar. Oluşturulan bu politikalara Eğitim Bakanlığı da bilerek ya da bilmeyerek katkı sağlamaktadır. Kıbrıs’ta özel okullara giden öğrenci sayısı tüm öğrencilerin yüzde 20’ini oluşturmaktadır. Eğitim Bakanlığında görevde olan veya geçmişte görev alan 1990 sonrası tüm bakanlar neoliberal politikaların eğitime uygulamasına (bilerek ya da bilmeyerek) katkı sağlamıştır. Eğitim Bakanlığı’nın her dairesinde eksik kadrolar var. Bu eksiklikleri gören piyasa, hemen devreye girip kendi eğitim politikalarını uygulamaya kendi yöntemleri ile dolduruyor.
Bu eksikleri fırsata çeviren piyasa özel okullar, dershaneler ve özel dersler olmadan öğrencinin başarılı olmayacağını savunuyor.” Karahan, pandemi sürecindeki açığın kapanamayacağı görüşünü belirterek “Pandemi dolayısıyla şubat tatili tedbir amaçlı önceye alındı. Sonra bir hafta uzatıldı ama özel okullar uzatma tatilini kabul etmeyip Bakanlığın ‘online dersler olmayacak’ demesine rağmen online derslere devam ediyor. Bu öğrenciler daha sonra aynı sınavlara girip sıralamada önde olmaya çalışacaklar” dedi.
Devlet okullarında okuyan öğrencilerin dıştan yardım almaması halinde kolej sınavlarında başarı şansı olmadığını kaydeden Karahan, “Devlet okulunda okuyup dışardan ders alamayacak öğrenciler ne olacak? Pandemi dolayısı ile bir ay okula gidemeyen 9 Eylül İlkokulu öğrencilerinin kayıplarını kim karşılayacak?” sorularını yöneltti. Ahmet Karahan, öğrencilerin düştüğü dezavantajı durumdan kendilerinin sorumlu olmadığını belirterek sosyo-ekonomik yönden iyi olan ailelerin çocukları sınavda avantajlı olduğuna işaret etti. “Eğitim, insanı insan yapma sanatıdır. Eğitimin ticareti, piyasası olmamalı. Her bir öğrencinin devletin şemsiyesi altında, eşitliğe, hakkaniyete uygun eğitim alması gerekir” diyen Karahan şu önerilerde bulundu: “Eğitimde yapılan bir hata bir neslin yok olmasına neden olur. Devlet eğitimdeki tüm paydaşları ile el ele verip yeniden yapılandırılmalı.
Okul sayıları OECD standartlarında 500 kişi ile sınırlandırılmalı. Öğrenci değerlendirme sistemi değişmeli. Öğretmen yetiştirme sistemi yeniden gözden geçirilmeli. MEDDYK özerk olmalı. Her okula ölçme değerlendirme birimi kurulmalı. Öğretim programları tekrar yapılandırılmalı. Okullarda estetiğe önem verilmeli. Sanatı okullardan uzaklaştırırsanız eksik insan yetiştirirsiniz. Başka ülkelere göre değil bu toprağa uygun fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür öğrenciler yetiştirilmeli. Bir ülkeyi kalkındırmak ve geliştirmek isterseniz en iyi enstrüman eğitimdir. Bu devletin güçlü bir öğretmen kadrosu vardır. Devletin eğitimde tam yetkisi yoksa, piyasa bunu kendi kurallarına göre doldurur.”
Yorum Yazın