Akıncı, Kıbrıs Türk halkının kendisine verdiği yetki çerçevesinde çalıştığını da kaydetti.
TRT World’de Teke Tek programına konuk olarak katılan Cumhurbaşkanı Akıncı, “BM parametreleri ve benden önceki Cumhurbaşkanı’nın Sayın Anastasiadis ile imzaladığı 11 Şubat 2014 belgesi çerçevesindeyim. Sorun, BM parametrelerinde değil, gücü ve zenginliği Kıbrıslı Türkler ile paylaşmaya hazır olmayan Kıbrıs Rum liderliğinin zihniyetidir” dedi.
Kıbrıs’ta BM parametreleri çerçevesindeki uzun yıllardır elde olan tek seçeneğin iki bölgeli, iki toplumlu siyasal eşitlik temelinde federal çözüm olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle konuştu:
“Çözüme ulaşılamamasının nedeni BM parametreleri değil, uzun süredir olduğu gibi şimdi de devam eden Kıbrıs Rum liderliğinin güç ve zenginlikleri Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istemeyen zihniyetidir”.
“BİR ELLİ YIL DAHA SÜREMEZ”
Kıbrıslı Rum liderin yakın zamanda, merkezi yönetimde daha az, kurucu devletlerde daha fazla yetki demek olan, gevşek federasyon veya adem-i merkeziyetçi federasyon fikirlerini öne sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Federal hükümette sınırlı da olsa kalacak yetkilerin kullanımında karar alma süreçlerine etkin katılımımızı içermesi durumunda bu yaklaşıma karşı değilim; bunu bir 50 yıl daha sürecek ucu açık bir süreç olmamak kaydıyla görüşmeye hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Artık Kıbrıs Rum tarafının da, Kıbrıslı Türklerin gerek 2004 Annan Planı referandumunda, gerekse Crans Montana’da çözüm yönünde sergiledikleri siyasi irade ve kararlılığı göstermeleri gerekiyor” diye konuştu.
Kıbrıs’ta çözüm için Türkiye ve Yunanistan’ın desteğine gereksinim olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, Crans Montana’da Türkiye ile Yunanistan’ın da yer aldığı ikinci masanın kurulduğunu anımsattı.
“ANASTASİADİSE ÇOK NET SORDUM”
Bir soru üzerine TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da kendileri ve diğer taraflar gibi Kıbrıs Rum liderliğinin zamana oynayan tutumundan artık bıktığını belirten Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:
“Sayın Çavuşoğlu, Kıbrıs Rum liderinin gerçekten ne istediğini öğrenmek istiyor. Crans Montana’da Anastasiadis’in Sayın Çavuşoğlu ile iki devletli bir çözüm modeline eğilimi olduğuna yönelik bazı fikirleri paylaştığını öğrendik. 16 Nisan’daki görüşmemizde bunu Sayın Anastasiadis’e sordum. Önce somut bir şey söylemeden konun etrafından dolaştı. Kendisine bir kez daha çok net sordum: İki devletli çözüm gündeminde var mı yok mu, müzakerelerdeki muhatabın olarak bunu bilmek istiyorum. Bana, ‘Hayır hayır, gündemimde böyle bir şey yok’ cevabını verdi”.
“RETORİK DAĞILIR GERÇEKLER ORTAYA ÇIKAR”
Cumhurbaşkanı, “Anastasiadis size başka, Sayın Çavuşoğlu’na başka şeyler mi söylüyor” sorusuna yönelik ise, “Bu retorik Sayın Lute’un gelişinden sonra dağılacak ve gerçek ortaya çıkacak. Sayın Lute’un, ‘terms of reference’ çalışması şekillenmeye başladığında, Sayın Anastasiadis de dahil ilgili tüm taraflar gerçekle yüzleşecek” dedi.
BM Genel Sekreteri Gutteres’in Kıbrıs Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’u iki tarafın anlaşabileceği bir “terms of reference” hazırlamak üzere görevlendirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, bir BM Genel Sekreteri’nin raporunda tarihte ilk kez, açık uçlu süreçlerin geçmişte kaldığı, bundan sonra olabilecek olanın ancak görünür bir gelecekte çözüm hedefiyle sonuç odaklı bir süreç olabileceğinin yer aldığına dikkati çekti.
Akıncı, “Bu, Kıbrıs Türk liderliğinin Crans Montana’dan sonra sürdürdüğü yaklaşımıdır, benim tarafımdan sıklıkla ifade edildi ve raporda yer aldı. Sayın Lute iki şeye konsantre olacak: Biri içerik, diğeri de zaman unsurunu da kesinlikle içerecek modalite. Çünkü harcayacak 50 yılımız daha yok” dedi.
“YILLARCA SÜREMEZ”
Sonuç odaklı ve takvimli yeni bir sürecin başlaması durumunda, bunun yıllarca süremeyeceğini, aylarla ifade edilebilecek bir süreyle sınırlı olacağını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Eşitlik, güvenlik ve özgürlüğümüzü gözeten bir çözüm için kararlılığımı sürdürüyorum. Bu sadece benim elimde olsa hemen yapardım. Ancak çözüme ulaşmak sadece bana bağlı değil. Aradığımız herhangi bir çözüm değil, tüm tarafların yararına olan, her iki tarafın siyasi eşitliğini, güvenliğini temin eden bir çözümdür” dedi.
“ÇERÇEVE BELLİ”
Kıbrıslı Rumlara geçmişte, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklarla ilgili ortak komite kurulmasını önerdiğini ifade eden Akıncı, “Bu zenginliklerde hakkımız olduğunu kabul etmelerine karşın konuyu birlikte ele almayı kabul etmeyerek tek başlarına hareket etmeyi tercih ettiler” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı ve KKTC’nin münhasır ekonomik alanları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin münhasır ekonomik alanlarından bazılarında TPAO’ya ruhsat verildiğini, Türkiye kendi alanındaki rezervlerle ilgili çalışma yaparken bu alanlarda KKTC adına da çalışma yapacağını söyledi.
“BÖLGEMİZİN YENİ SORUNLARA DEĞİL, İYİ ÖRNEKLERE İHTİYACI VAR”
Bölgede tek taraflı adımlarla gerginliği artırmak yerine işbirliğini geliştirmek, mevcut sorunlar yetmezmiş gibi yenilerini eklemek yerine işbirliği yaparak bölgeye örnek olunmasını önerdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
“Doğu Akdeniz’deki doğal zenginlikler konusunda Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin dışlanması bölgede barış ve istikrara hizmet etmez. Kıbrıs’ta herkes için en iyi formül, herkesin yararına uzlaşılmış bir çözüm bulmak, barış koşullarını yaratmaktır. Bunu müzakere ederek yapabiliriz, ancak mümkün olmayanları konuşarak zamana oynamak Kıbrıslı Türklerin yararına olmayan statükoyu sürdürmeye hizmet eder”.
Yorum Yazın