DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu yaptığı yazılı açıklamada, 45 günde bitecek denen Pandemi Hastanesinin “söylenen tarihin üzerinden 3 defa daha 45 gün geçmesine rağmen” bitmediğini hatırlatarak, “Buna rağmen bugünlerde yine Pandemi Hastanesi diyorlar, yine 45 gün süre veriyorlar. Yaşanılan ekonomik krizin boyutu ise şimdilerde görünenden çok daha büyük” dedi.
Temmuz ayında şiddeti daha da hissedilebilir hale gelecek olan ekonomik kriz sebebi ile çok yakında küçük ve orta ölçekli işletmelerde iflaslara, çek yasağına giren iş insanlarına tanık olunacağını söyleyen Ataoğlu, buna rağmen, hükümetin her şeyi başarmışçasına neredeyse çare üretmek yerine reklam yapma derdinde olduğunu ileri sürdü.
“Kim sesini yükseltiyorsa istediğini aldığı bir dönemde, hükümetin yaptığına popülizm bile demek yetersiz kalmaktadır” diyen Ataoğlu, UBP-HP Hükümetinin, yap-boz oyunu oynar gibi halkın aklı ile oynadığını, bu arada Başbakan Tatar’ın ise selde sürüklenen bir ağaç dalı gibi suyun götürdüğü yere gittiğini savundu.
Ataoğlu şöyle devam etti:
“Tatar, hükümetin koordinatörü olmakla yükümlü. Yani hükümetin her türlü sevk ve idaresini kamu yararı gözeterek koordine etmek zorunda. Oysa ki Başbakan bırakın koordine etmeyi, Başbakan yardımcısı ile gizli bir çekişme içinde ve rüzgar nereye eserse oraya savrulacak durumda. Maalesef ki, bu hükümet ülkeyi yönetmekten aciz, Başbakan ise hükümeti yönetmekten aciz. Kısacası, Sayın Başbakan yönetemiyor. Yönetilemeyen bir ülke ve yönetemeyen bir Başbakan ile ne acı ki karşı karşıya kalmış durumdayız”.
Hükümetin acizliği ve yaşanan ekonomik krizin derinliğine rağmen, Başbakan yönetmekte aciz kalırken, Başbakan Yardımcısının da sürekli “rol çalma” peşinde olduğunu ileri süren Ataoğlu, “siyaset yapmayın diyerek, pandemi döneminde bile açık seçik siyaset yapan Özersay, belli ki sadece ve sadece Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı” görüşünü savundu.
Özersay’ın, UBP’ye bağlı bakanlıkların kararlarına kamuoyu önünde itibar etmeyen, olumlu her kararı kendisi almışçasına kamuoyuna bilgi verip, olumsuz her kararda ise sessizliği tercih ettiğini ileri süren Ataoğlu, “İşbirliği esasında ve koalisyon mantığında ülkeyi yönetmek yerine, rakip gördüğü Ersin Tatar’dan rol çalıp hanesine bir puan daha ekleme gayreti içinde” ifadelerini kullandı.
“Koordinasyondan uzak koalisyon hükümetinin, kendi içlerinde yaşadıkları anlaşmazlıkları ve rekabetlerin halka zarar verdiğini” belirten Ataoğlu, açıklamasını şöyle tamamladı:
“DP, dağınık ve halkın derdine derman olmaktan uzak bu hükümetin derhal toparlanması ve halkın sorunlarına ivedilikle çözüm üretmeleri gerektiği hatırlatmayı kendine bir görev bilmektedir.
Hükümetler, böylesine önemli zamanlarda varlığını halkına hissettirebilen ve güven duyulan yapılar olmalıdır. Aksi halde yaşanması muhtemel krizlerde, halk otoriteye güvensiz kalırsa, toplumsal kaos yaratacak durumlara davetiye çıkarılmış olacaktır.
Bu çerçevede, hükümet eden partilere ve Başkanlarına açık çağrımızdır;
Ya bu işi olması gerektiği gibi yapınız, yada çekip gidiniz”.
Yorum Yazın