Rogers, kamuda çalışanların ve devletten emekli olanların Temmuz ayı sonunda alacağı hayat pahalılığı ödeneğinin yüzde 2 oranında kesintiye uğramasına ilişkin tepkilerin yanlış bir algıdan kaynaklandığını ifade ederek, “Kesilen yüzde 2 geçen dönemi dengelemek içindir” ifadelerini kullandı.
HP’den verilen bilgiye göre, Ada TV’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Rogers, “Hayat pahalılığında kesintiye gidilmesinin bir gerekçesi var; geçen sene son altı ay için hayat pahalılığı Maliye Bakanlığı tarafından yüzde 31 hesaplanarak maaşlara yansıtılmıştı. Yıl sonunda ise bunun yüzde 29 olduğu görüldü. Kesilen yüzde 2, geçen dönemi dengelemek içindir” diye konuştu.
Rogers, şunları söyledi:
“Büyük bir panik olacak bir durum olduğunu düşünmüyorum. Çok zengin bir devlet değiliz maalesef. Keşke kaynaklarımız daha fazla olsaydı. O zaman istediklerimizi çok daha kolay yapardık. Ekonomik olarak çok kolay bir süreçten geçmiyoruz. Türk Lirası’nın değer kaybından dolayı alım gücü tüm vatandaşlarımız için gerilemiş durumdadır. Bu gerçeklerin farkındayız. Ekonomik sıkıntıda, toplumsal birliktelik ve belli noktalarda hepimizin yapacağı bazı özveriler önemlidir diye düşünüyorum.”
“FÜZE OLAYI COĞRAFYAMIZIN GERÇEKLERİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ”
HP Milletvekili Jale Refik Rogers, gündemin bir diğer önemli başlığı “Taşkent’e S-200 model bir füzenin düşmesi olayını” da değerlendirdi. Bu olayın yaşadığımız coğrafyanın gerçeklerini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Rogers, şöyle devam etti:
“Suriye’deki savaşı gazetelerden okuyoruz. Sanki gerçek değilmiş gibi, bazen de kendimizi olaylardan soyutlayarak izliyoruz. Bu füzenin parçalarının ülkemize düşmesi aslında coğrafyamızın ne büyük sıkıntılar içinde olduğunun kanıtı. Kıbrıslılar olarak barışın, huzurun öneminin farkındayız. Bizim elimizde olmadan, Ada’nın konumundan dolayı başımıza gelen çok büyük bir talihsizlik. Bir cana zarar gelmemiş olmasının da bir şans olduğunu düşünüyorum. Herkese çok büyük geçmiş olsun.”
Füzenin düşmesinden kısa bir süre sonra radyasyon yayabileceği yönünde spekülasyonlar yapıldığını söyleyen Rogers, olayın hemen ardından Ulaştırma ve Dışişleri Bakanlarının bölgeye gittiğini, Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’den uzman bir ekip getirilerek inceleme yapılması ve insan sağlığını tehdit eden bir madde olmadığının açıklanmasının herkesin içini rahatlattığını, hemen müdahale edilip adımlar atılmasının bu olayın olumlu yönleri olduğunu kaydetti.
“YURTTAŞLIK YASASI VE KAMU REFORMU ÖNCELİĞİMİZ”
Jale Refik Rogers, Halkın Partisi’nin öncelik verdiği yasalar olduğunu söyledi. Yurttaşlık Yasası’nda elzem değişikliklere ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Rogers, dünyanın hiçbir yerinde bir ülkede belli bir süre çalışmanın otomatik olarak vatandaş olma hakkı kazandırmadığını belirtti.
“Beraberinde eş ve çocuklar da vatandaş oluyor. Bir ada ülkesi olduğumuzu göz önünde bulundurursak böyle bir vatandaşlık politikasının sağlıklı olmadığını düşünüyoruz. Tasarı da vardır, bu konuyu hükümet ortağımızla çalışıp Meclis’e göndermeyi planlıyoruz” diyen Rogers, diğer öncelikli konularının hal yasası ve kamu reformu olduğunu ifade etti.
Rogers, özellikle üçlü kararnamenin daraltılmasının önemine vurgu yaptı. Rogers konuyu şu sözlerle değerlendirdi:
“Kamu reformunda istenen; müsteşarlık ve özel kalem dışındaki herkesin liyakata dayalı adaletli bir sınava girmesi. Kamuda çalışmasa da konusunda uzman kişilerin sınava girmesine de fırsat veren, dışa da açık bir sistemdir. Biz ülke olarak herkesin bir partiye yakın durmasına ve hükümet değiştikçe müdürlüklere baştaki partiye yakın kişilerin getirilmesine alışkınız. Ancak bu değişim kamudaki kurumsal hafızayı ciddi şekilde zedeliyor. Kamu reformuyla kalıcılık sağlanacak belki ama hakkını vererek yapmıyorsa da kişinin değiştirilmesinin de önü açık olacak. Bir de hemen hemen müsteşarla aynı seviyede olacak müdürlerin üstünde bir genel müdür konumlandırılacak.”
Yorum Yazın