"Tüm Belgeleriyle Zarrab Davası" alt başlığını taşıyan kitap Siyah Beyaz yayınevi etiketiyle okurla buluştu. ABD’deki davada tutuklu yargılanırken itirafçı olan Reza Zarrab’ın hayatı, 17-25 Aralık operasyonları, ABD'ye gidişi ve yakalanarak yargılanmasını içeren bütün süreci ele alan çalışmada kimi kamuoyunda daha önce bilinen kimi ilk kez yayımlanan belgelerle "Zarrab Davası"na ışık tutuluyor.
Çalışmada öne çıkan kimi başlıklar şöyle:
- Zarrab Miami’de tutuklanacağını bilmiyor muydu?
- Soruşturmanın başsavcısı Bharara Obama ile ne konuştu?
- İddianamenin işleme konulma tarihi 17 Aralık bir “tesadüf” mü?
- Emine Erdoğan Zarrab davasına nasıl dahil oldu?
- Hakan Atilla’nın avukat parasını Halkbank mı ödedi?
Kitapta Zarrab ve ailesinin İstanbul’dan Miami’ye yolculuğuna tanık olan Türkiye’nin bilinen ceza avukatlarından birinin anlatımları ve Zarrab'ın “sıra dışı” gece hayatı göze çarpıyor.
İşte ‘Kod Adı Çikinova'daki o bölümler:
Zarrab ailesinin İstanbul’dan Miami’ye yolculuğuna tanık olan Türkiye’nin bilinen ceza avukatlarından biri de uçaktaydı. Zarrab’a çok yakın bir koltukta oturuyordu. Uçağın kalkmasıyla birlikte gözlerini bu ünlü aileye çevirdi. New York’taki yakın bir avukat dostu olan Cahit Akbulut’a da o yolculuğun tüm ayrıntılarını anlatacaktı. Akbulut, hukukçu dostunun kendine anlattıklarını şöyle aktardı:
“Bir ceza avukatı olan dostum İstanbul’dan Miami’ye Reza Zarrab ile Türk Havayolları’na bağlı bir uçakta business sınıfında beraber uçtuklarını ve bazı gözlemlerini kendisiyle de paylaştığını söyledi. Oldukça güvenilir olan hukukçu dostum 12-13 saat Zarrab ile birlikte uçmuş. Zarrab’ın yol boyunca oldukça neşeli olduğunu, yolculuk sırasında eşi Ebru Gündeş, çocuğu, koruması ve hizmetçisiyle birlikte uçtuğunu, yolculuğun gündüz olması nedeniyle Zarrab’ın hiç uyumadığını, sürekli eşi ve beraberindeki kişilerle Miami’de yapacakları tatil, kalacakları otel hakkında konuştuklarını ve güle oynaya Miami’ye geldiklerini söyledi. Bazı basın yayın organlarında iddia edildiği gibi Miami’de tutuklanacağını bilen bir kişinin halinin olmadığını gözlemlediğini söyledi. Son derece neşeli olduğunu, ne eşinden ne de çocuğundan bir süre sonra ayrılacağını bilen bir kişi halinin ruh hali olmadığını belirtti. Tatile giden bir aile görünümünde olduklarını ve Miami’ye indikten sonra pasaport kontrolünde gelen Amerikalı görevlilerin kibarca Zarrab’ı başka bir odaya götürdüklerini söyledi. Davanın öneminden (dolayı) isminin saklı tutulmasını isteyerek benimle tüm bu gözlemlerini paylaştı. Bir ceza avukatı olan dostum, yıllardır suçlularla çalıştığını ve suçluluk psikolojisini tecrübesiyle çok iyi analiz edebilecek tecrübesi olduğunu belirterek Zarrab’ın davranışlarının yolun sonunda FBI ajanlarıyla işbirliği yapmış, ajanlara teslim olacak bir görüntüsü asla yoktu. Böyle bir kişinin dalıp giden, başına gelecekleri düşünen, ailesiyle kısa süre de olsa bir veda havasında olması gerekir. Zarrab tüm bunların aksine tatil özlemiyle yanıp tutuşan bir havadaydı.”
ZARRAB MIAMİ’DE TUTUKLANACAĞINI BİLMİYOR MUYDU?
Avukat Akbulut, Zarrab’ın Miami’ye birlikte uçtuğu kişinin ifadeleri ve avukatların Miami’den derhal New York’a mahkemeyi taşıma isteğinin, bazı iddiaların aksine Zarrab’ın Miami’de tutuklanacağını asla bilmediği yönünde ihtimalleri de güçlendirdiğini ifade etti.
SORUŞTURMANIN BAŞSAVCISI BHARARA OBAMA İLE NE KONUŞTU?
“Zarrab’ın Miami’ye geleceği bilgisine ulaşan FBI ve diğer Amerikan federal ajanları tutuklamayla ilgili tüm hazırlıklarına günler öncesinden başlamışlardı. Bu hazırlıklar, Reza Zarrab soruşturmasının başlatıldığı New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’yla koordineli bir şekilde yürütülüyordu.
Aynı günlerde Zarrab soruşturmasını yürüten Başsavcı Preet Bharara da başkent Washington’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştiriyordu. Bharara, dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın konuğu oluyor ve bir süre görüşüyorlardı.
Başsavcı Obama ile Beyaz Saray’da gerçekleştirdiği bu görüşmenin hemen ardından başkanla birlikte fotoğrafını Reza Zarrab Miami’de tutuklanmadan tam üç gün önce 16 Mart 2016’da paylaşıyordu.
Acaba Bharara, FBI ajanları Reza Zarrab’ı tutuklamaya hazırlanırken Obama’ya daha sonra Türkiye ve ABD arasında siyasi bir krize dönüşecek Zarrab’ın tutuklanacağı konusunda bilgi mi vermişti?”
ZARRAB SADECE İÇ ÇAMAŞIRI İLE GİRİLEN SIRA DIŞI KULÜPTE
Kitapta Zarrab'ın “sıra dışı” gece hayatı da görülüyor... Reza Zarrab, yakın arkadaşı ve çalışanı Adem Karahan'la sadece iç çamaşırıyla girilebilen gece kulübüne gidiyor.
İşte o bölümler:
"Sahtekârlıkta sınır tanımayan Bay Zarrab, gece hayatının sınırlarını zorlayıcı eğlence anlayışında da sınır tanımıyor!
Anlaşılıyor ki, Zarrab ve Adem karılarının haberi olmadan bir kaçamak yapmaya hazırlanıyorlar...
Fakat ilerleyen mesajlaşmalarda görüyoruz ki, Bay Zarrab “kapı kuralları”na uyarak kulübe girmeyi başarsa da, Adem’in bütün çabalarına rağmen ekipten 4-5 kişi içeri alınmıyor. Adem ve Bay Zarrab sap gibi kalakalıyorlar içeride...
Maceracı kişiliği sadece süratli arabalar, dalış tutkusu, lüks yatlar katlarla sınırlı değildi Bay Zarrab’ın. Eğlence hayatına da çok meraklıydı. Eşinden gizli gittiği barlarda bırakın eğlenmeyi kendini kaybeder hale geliyordu.
İşte bu mekanlardan biri de Berlin’de bulunan meşhur gece kulübü Kitkat’dı. Burası öyle herkesin kafasına göre girebildiği bir yer değildir. Paranız olması hatta çok paranız olması yetmiyor içeri girebilmek için.
Bu gece kulübüne girebilmek için öncelikle çok seksi giyinmeniz gerekiyor. Tamam anladık “kadınlar seksi giyinir zaten” diyeceksiniz. Yok, bu gece kulübünde erkekler de seksi giyinmek zorunda. Genelde kulübe girmek için sadece iç çamaşırı (don) giymek yetiyor!...
Bizim Yetenekli Bay Zarrab da öyle yapıp bir iç çamaşırı ile giriyor Kitkat’a. Hem de öyle sıradan değil, seksi bir iç çamaşırı. Söylediklerine göre marjinal bir iç çamaşırıymış. Ne olduğunu bilemeyiz ama içeriye paranızla giremiyorsunuz, seksi iç çamaşırı ile girebiliyorsunuz sadece. Zarrab da böyle yapıyor."
ODA TV
Yorum Yazın