"MEMNUN OLMAYAN HASTALAR ESKİ HALİNE DÖNEBİLİR"
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aylin Kılıç, insan kolajeninden kişiye özel olarak üretilmesi nedeniyle biyolojik korneaya vücudun tepki vermediğini ve hastaların memnun kalmadığı takdirde tekrardan eski haline döndürülebildiğini belirtti.
Saç telinden daha ince hale getirilen biyolojik kornea daha çok yakını görmede sorun yaşayan 45 yaş üstü hastalarda uygulanıyor. Doç. Dr. Kılıç: "Yakın gözlükten kurtulmanın yanında hipermetroplarda, eskiden hipermetrop nedeniyle lazer tedavisi olmuş ve numarası geri dönmüş hastalarda, katarakt cerrahisi geçirmiş ve yakın gözlükten kurtulmak isteyenlerde de uygulanabiliyor" dedi.
İlki 1947 yılında denenen ancak yaklaşık 3 yıl önce fizik mühendisi Prof. Michael Mrochen ve Phd David Muller tarafından geliştirilen biyolojik kornea desteği yöntemi ile insan kolajeni yeniden şekillendirilerek kalıcı bir şekilde gözün yüzey tabakasına yerleştiriliyor.
"YAKIN GÖZLÜKLERDEN KURTULMAK İÇİN ALTERNATİF"
Hastaların memnun kalmadığı takdirde tekrardan lensi çıkarabildiğini söyleyen Doç. Dr. Kılıç yöntemi şöyle anlattı: "Bu teknik yakın gözlükten kurtulmak için yapılan alternatif yöntemlerden bir tanesi. Günümüzde 45 yaş üstünde yakın gözlüğe bağımlılığı düzeltmek mümkün ancak hiçbir teknoloji şu anda bize yüzde 100 sonuç vermiyor. Göz içi mercekler, lazer yöntemleri gibi yöntemlerle birçok hastamız fayda görse de biz alternatif çözümler üzerinde arayış içindeyiz. Bunlar arasında allograft corneal inlay olarak adlandırılan yani biyolojik kornea desteği adını verdiğimiz, gözün ön tabakasına yerleştirilen, saç teli gibi incecik bir zar var. Bu zarı yerleştirdiğimiz zaman hastalarımız rahat ve net yakını görebiliyorlar. Her hastanın gözü bu yönteme uygun olmayabiliyor."
"Ä°ÅžLEM 10 DAKÄ°KA SÃœRÃœYOR"
İşlemin 10 dakika kadar sürdüğünü söyleyen Doç. Dr. Kılıç, gözden herhangi bir parça almadıklarını ve göze destek olarak ek bir parça yerleştirildiğini bu nedenle hastaların memnun kalmadıkları zaman işlemi geri döndürebileceklerini belirtti. Yöntemin tarihinin çok eskilere dayandığını da sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Artık günümüzdeki teknolojiyle bu kolajeni kişiye özel şekillendirerek daha ince, mikroskop altında bile zor seçtiğimiz incelikte, kişiye özel olarak üretilmiş durumda ve hastalarımıza rahatlıkla uygulayabildiğimiz bir yöntem."
"VÃœCUDA UYUM SAÄžLIYOR"
Yöntemi geliştiren ve daha önce de çapraz bağlama yöntemi ile keratokonus tedavisine önemli katıları bulunan Prof. Michael Mrochen, bu yöntem ile presbiyobi ve hipermetrop için çözüm bulunabildiğini belirtti ve şunları söyledi: "Öncelikle tedavi edebildiklerimize bakacak olursak presbiyobları ve hipermetropları tedavi ediyoruz. Yaşlandıkça okuma problemleri başlıyor. Bu tamamen yaş ile alakalı. Biz de gözde bu yaşın neden olduğu değişimleri düzeltebiliyoruz. Biz bu teknolojiler ile doğal dokuları kullanabiliyoruz. Bu doğal dokuları da işleyebiliyoruz. Bu işlemeden kastımız ise dokuyu alıyoruz ve lazer teknolojisiyle mikro lensler yaratıyoruz ve göze yerleştiriyoruz. Bu dokular biyolojik olarak uyumlu oluyor ve herhangi bir reaksiyona neden olmuyor. Diğer materyallerden çok daha büyük farklılıkları oluyor."
Yorum Yazın