En önemli organımız olan beyinle ilgili ne kadar da az şey biliyoruz. Beyin gizemli ve kendini ele vermeyi seven bir organ değil! İşte beyinle ilgili hayali gerçekler...
Efsane 1: Beynimizin yalnızca bir kısmını kullanıyoruz
Bazı bilim insanlarına göre bu bilginin kökü, beynimizi her an yüzde 100 olarak kullanmıyor olmamız. Yani bir iş ya da eylem için tek seferde tamamını kullanmıyoruz. Ancak bilim adamlarının araştırmalarına göre, beynimizin her bölümünü gerçek anlamda kullanıyoruz ve beynimiz bütünüyle her an aktif.
Efsane 2: 20 yaşına bir geldin mi her şey yokuş aşağı!
Elbette ki hızlı düşünme, hatırlama gibi bazı becerilerimiz, 18 yaşına kadar tepe noktasına ulaşıp ardından yavaş yavaş kötüye doğru gidiyor. Ancak araştırmaların sonuçlarına göre yaşla birlikte bilgeleşiyoruz, üstelik bazı alanlarda da daha akıllı hale geliyoruz. Örneğin, basit bir matematik işlemi yapmamız ya da daha geniş bir kelime haznesi kullanmamız gibi beceriler 50 yaşına kadar artış gösteriyor. Ayrıca diğer insanların düşüncelerini okuma becerimiz ve hatırlama becerimiz 30 yaşına kadar hiçbir şekilde kötüye gitmiyor.
Efsane 3: Karakter özelliklerin, beynin sağını ya da solunu kullanmana göre değişir
Beynin iki yarısı da farklı işler için kullanılır ve evet, her insanda bu yarılardan biri diğerine göre daha baskındır -en azından şimdilik böyle olduğunu biliyoruz.- Ancak kişilik özelliklerinin belirlenmesi doğrultusunda beynin herhangi bir tarafının baskın olmasının kanıtlanmış bir etkisi yoktur. Beynin sol bölümü, dil konusunda diğer yarısına göre daha baskın; bu bölüm sesleri anlama ve ses çıkarma konusunda komutları veriyor. İlginçtir ki bu teori, sağ elini kullanan insanların yüzde 95’inde kanıtlanabilirken, solak insanların yüzde 70’i teoriyi destekliyor. Solak olan yüzde 30’luk kesimde sağ bölüm dil konusunda baskın değil.
Efsane 4: Alkol beyin hücrelerinizi öldürür
Bu teori aslında çok da desteklenmeyecek bir teori değil çünkü alkol başlı başına hücre öldürmek konusunda oldukça başarılı.1990 yılında önceden alkolik olanlar ve hiç alkol almamış kişiler arasında yapılan bir çalışmada, alkol ve beyin hücrelerinin yoğunluğu arasında hiçbir bağlantı bulunamamış. Yine de, aşırı alkol tüketimi nöronlar arasındaki iletişime zarar verebilir. Bu yolla beynin bilgi üretme sistemi bozulabilir. Yapılan başka bir araştırma, düzenli olarak alkol kullanan insanlarda yeni hücre yapılanmasının azaldığını ortaya koydu ve böylelikle beynin öğrenme ve hatırlama noktasında yer alan önemli kısımların eksik kalabileceğini öne sürdü.
Efsane 5: Doğduğunda sahip olabileceğin bütün beyin hücreleriyle doğdun
İsveçli bilim insanlarının 1998 yılında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, beynin hipokampüs bölümü doğumdan yaşlılığa kadar nöron üretiyor. Bu bölüm tecrübelerinizi hatıraya çevirip depolayan kısım. 2014 yılında yine İsveçli bir grup bilim insanı motor kontrol, motivasyon ve karar verme gibi alanlarda çalışan striatum denilen bölgenin de hücre üretiminde etkin olduğunu ortaya koydular.
Efsane 6: O “Buldum!” anları hem çok nadir hem de rastgeledir!
Yapılan bir araştırmaya göre aniden gelen o uçuk fikirler, beynimizde tek bir noktada bulunuyor. Bu çalışmayı yapan nörobilimciler, “Buldum!” anlarının aslında hem hep olduğunu hem de rastgele olmadığını öne sürdüler.
Efsane 7: Büyük beyinler = Zeki varlıklar
Bu efsanenin ne kadar yanlış olacağını düşünmek için inekleri, şempanzeleri düşünsek yeter. İneklerin, şempanzelere göre daha büyük beyinleri vardır. Peki daha mı zekiler? Hayır! Bu teoriyi sevenler vücut-beyin kütlesi arasındaki oranı sorgulamak isteyeceklerdir. Yok, o oran da tam olarak o şekilde çalışmıyor. At ile insan arasındaki oranı incelersek, insanın oranı ciddi anlamda büyük çıkacaktır, ancak bir fareninkine ise çok yakın olacaktır.
Yorum Yazın