KKTC’deki ani ölümlerin 4’te 3’ü kalp krizinden kaynaklanıyor.. Yılda yaklaşık 600 kişi; kalp krizi nedeniyle hastanelere başvuruyor, yüzde 5 ila 7’si, yani 30’u kurtarılamıyor.
Kadınlar, sigara içenler, diyabet hastaları ve ileri yaştaki kişiler yüksek risk grubunda. Kalp krizi geçiren 600 kişiden 200’e yakını ise kadın.
“Genç yaşta kalp krizi geçirenler kurtarılamaz” inancı ise yanlış. Aksine genç yaşta kalp krizi geçirenlerin hayata tutunma şansı daha yüksek.
Türk Ajansı Kıbrıs’a konuşan Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Klinik Şefi Dr. Gülgün Vaiz, kalp krizinden ölümler konusunda uyararak, “Devlet olarak ayağa kalkmalı, ulusal politikalar geliştirmeliyiz” dedi.
Hiçbir ilacın ya da ameliyatın sağlıklı kalbin yerini tutamayacağını vurgulayan Vaiz, “Önceliğimiz kalp krizi geçirmemek olmalı” şeklinde konuştu.
İlk olarak genetik faktörler üzerine konuşan Vaiz, genetik faktörlerin kalp krizlerine tek neden olarak gösterilemeyeceğini, kalp ve damar hastalıklarının yüzde 90’ına sigaranın, diyabetin, yüksek tansiyonla kolesterolün, hareketsiz yaşamın ve şişmanlığın neden olduğunu söyledi.
Sadece genetik yatkınlık nedeniyle kalp krizi geçirenlerin oranının oldukça düşük olduğunu belirten Vaiz, “Genetik her şey değil, önemli olan üzerine ne koyduğunuz. Sigara mı? Yüksek kolesterol mü? Kilo, tansiyon mu? Hareketsiz yaşam mı? Eğer böyleyse yaşınız kaç olursa olsun siz yüksek risk altındasınız” şeklinde konuştu.
Sağlıklı yaşam tarzıyla genetikten gelen risklerin engellenebileceğini, geciktirilebileceğini anlatan Dr. Gülgün Vaiz, “Genetiğimizi, doğduğumuz, yaşadığımız coğrafyayı, ülkemizi, sosyo-ekonomik koşullarımızı belirleyemeyebiliriz ama yaşam tarzımızı belirleyebiliriz” dedi.
Kalp krizine bir dizi etkenin neden olduğunu kaydeden Vaiz, kalp krizini sihirli değnekle ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını söyledi, “En önemli konu etkenlere ne kadar maruz kaldığınız. Bu etkenlere ne kadar çok ve yoğun maruz kaldıysanız kalp krizi geçirme yaşınız o kadar düşer” şeklinde konuştu.
Sigarada da durumun böyle olduğunu söyleyen Vaiz, “Sigaraya ne kadar erken başlanırsa kalp krizi geçirme yaşı o kadar aşağıyı düşer” dedi.
Stresin, karamsarlığın, endişenin kalp sağlığını etkileyen faktörlerden olduğunu söyleyen, “Oysa hayat çok basit” diyen Gülgün Vaiz, “Neden bu kadar hırslıyız? Neden kendimize bu kadar zarar veriyoruz? Çocukları da yarış atına çevirdik. Aileleri onları sürekli diğer arkadaşlarıyla kıyaslıyor. Kalbinde çarpıntıyla hastanelere gelen dünya kadar çocuk var” ifadelerini kullandı.
Ani ölümlerin 4’te 3’ünün kalp krizi nedeniyle meydana geldiğini ifade eden Vaiz, “Her 10 yaş yaşlanıldığında kalp krizi riski de artıyor. Eskiden 40 yaşın üzerindeki insanlar için ‘risk grubundadır’ diyorduk. Ama artık öyle değil. Kişinin kalp damarları 40 yaşında tıkanmıyor, 30’larında hatta 20’lerinde kalp krizi geçirenler var” dedi.
Kalp krizi geçiren bir hastanın ilk 5 dakika içerisinde hastaneye yetiştirildiği takdirde hayatta kalma şansının yüksek olduğunu belirten Gülgün Vaiz, “Bir kişinin kalp krizi geçirdiğini düşünüyorsanız ve hastanın bilinci açıksa ona bir tane aspirin çiğnetin. Bu kalp krizinden ölümleri yüzde 30 oranında azaltıyor”diyerek, her yetişkinin yanında bir kutu aspirin taşımasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Yorum Yazın