“HAYATIN BEKLENMEDİK OLMASINI SEVİYORUM”
Yücesoy çok genç yaşta hem tiyatro hem sinemada hem de televizyonda önemli başarılar elde etti. Okula başlamasının ikinci gününde kadroya alındığı Bakırköy Belediye Tiyatrosu’na 33 yaşında Sanat Yönetmeni oldu. Peki, bundan sonrası için bir hedef var mı?
“Yok, hayatım boyunca da olmadı aslında. Hayatımda ya da mesleki kariyerim boyunca hiçbir zaman olmadı. Ben planlamayla hiç hareket etmem edemem. Hedeflerim de yoktur. Biraz gelişine oluveriyor, ben biraz da bu oluverme halini de seviyorum. ‘Birdenbire’liği, hayatın beklenmedik olmasını…
Ve hatta beklenmedikliğin mesleğimize çok yansıdığını ve mesleğimizde de çok işimize yarayacak bir şey olduğunu düşünüyorum…”
“BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROSU’NUN TUTUNDUĞU ŞEY TAMAMEN DEĞİŞMİŞTİR”
Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nda, Yücesoy’un Sanat Yönetmenliği görevine gelişiyle ciddi bir tarz değişikliği yaşandı. Nasıl gelişti bu süreç?
“Oraya çok genç yaşta girmiş biri olarak görebileceğim her şeyi gördüm. Memnuniyetsiz olduğum şeyler, sadece bana ait memnuniyetsizlikler olmadığı noktada bir kitle oluşmaya başladı”
Genel Sanat Yönetmeni olmasının ardından Bakırköy Belediye Tiyatrosu hem sahneye koyduğu oyunlar hem de çalışılan isimler açısından değişti… Yücesoy nasıl yaklaşıyor bu değişime?
“Bu süreçte tiyatronun tarzı, üslubu değişmiştir. Bakışı değişmiştir. Tutunduğu şey tamamen değişmiştir. Tabi ki gerçekten iyi yönetmenlerle çalışmak bunlardan biridir. Yiğit (Sertdemir) onlardan biridir Tim Supple onlardan biridir ve kendi içinden yönetmen çıkarabilmek de önemlidir…”
“TİYATRONUN BASİTE EVRİLECEĞİNİ ÇOK İYİ BİLİYORUM”
Peki, bir tiyatronun bütün vizyonunu belirleme görevi almış biri olarak, tiyatronun neye evirildiğini düşünüyor Yücesoy?
“Tiyatronun basite evrileceğini çok iyi biliyorum. Çünkü her sanat basite evrilir ve evrilmelidir. Karmaşıklaşmak, anlaşılmaz olmak bunların hepsi sanatın yol arayışı… Bunu en iyi başaran sanat dallarından biridir resim. Resim gittikçe basitleşir. Rönesans’ın müthiş gerçekçilik halinden daha avangart yerlere sıçrayıp kübiklere gidip şimdi tekrar çocuk resmine dönmeye başlaması durumundan bahsetmek istiyorum. Bu edebiyatta da böyledir.
Yalınlaşmaya sadeleşmeye samimileşmeye başlıyor sanat dalları…”
“FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPABİLDİĞİM BİR EKİP VAR BURADA”
Lefkoşa Türk Belediyesi’yle yolları nasıl kesişti peki?
“Biz göreve geldikten sonra yaptığımız işler sanırım burada da duyuldu ve sanırım Aliye (Ummanel) bu nedenle bizimle iletişime geçti. Biz de çok memnun olduk…
Benim meslektaşlarım arasında çok ayrı bir yere koyduğum bir ekip var burada. Bizim sürecimizle de çok benzettiğim yanları var buradaki tiyatronun…
Böylece meslektaşlıktan daha yakın bir ahbaplığa döndü bu ilişki. Fikir alışverişi yapabildiğim bir ekip var burada ve çok memnunum”
“BİR TİYATRO MEKÂNI AÇMAK DEMEK KENDİ TİYATRO DÜNYANDA BİR İZ BIRAKMAK DEMEKTİR”
Lefkoşa Belediye Tiyatrosu kısa süre önce Bandabulya’daki ikinci sahnesine kavuştu. Yücesoy ne düşünüyor bununla ilgili?
“Sahne çok zor bir iş… Bir tiyatro mekânı açmak demek kendi tiyatro dünyanda bir iz bırakmak demektir. O artık bir milattır. Tiyatro salonu açmak çok değerli bir iştir ve bunu yapmış olmaları müthiş bir şey. Bunu geliştirme kısmı artık yerel yönetimlerin ve hatta daha üst yöneticilerin desteği ve halkın talebiyle olabilecek bir şey.
Siyasilere söylenecek tarafı da vardır bu işin. Bir siyasinin en büyük reklam panosudur tiyatro tabii kendi hayrına yapılacak işler beklememesi şartıyla. Çünkü tiyatro muhalif bir yapıdır. Tiyatronun yandaşı olmaz. Tiyatronun sadece seyircisi olur. Yani siyasiler buraya yatırım yaparken iyi siyasiler olmalıdır. O zaman sanat sizi hep yüceltir”
Yorum Yazın