Ersin Tatar: Esas mesele kıt kaynakların etkin yönetimidir
Kamu yönetim ve maliyesinde temel konunun kıt kaynakların yönetimi olduğunu ifade eden Tatar, bununla ilgili çeşitli örnekler vererek, verimliliği artırmak için yapılabileceklerle ilgili fikirlerini paylaştı. Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın kapanmasının ülke için büyük bir kayıp olduğunu, ancak o dönem yaklaşık yıllık olarak 100 milyon TL kadar zarar eden milli hava yolu şirketinin yaşatılamadığını ifade eden Tatar, ülkede son yıllarda yaşanan turist ve öğrenci sayısındaki artışın yeni bir milli havayolu kurulmasını gerekli kıldığını, ancak bu noktada kıt kaynakların etkin kullanımının da sağlanması gerektiğini ifade etti. İkinci olarak yerel yönetimlerin denetimine değinen Tatar, “Yerel yönetimlere aktarılan para yaklaşık yıllık 325 milyon TL bu para önemli bir miktardır. Belediyeler ve diğer kamu kurumları gerekli reformları yapmadan, bu kaynakları gerçekten en iyi şekilde değerlendirebiliyor mu? Bunun etkin olarak denetlenmesi gerekli” diyerek, Kamu Mali Yönetimi Yasası’nın önemini vurguladı. Son olarak e-devlete geçilmesinin kamuyu daha verimli kılacağını belirten Tatar, devletin yapacağı uygulamalarla özel sektörün bir rakibi değil, özel sektörün gelişmesini kolaylaştıran bir aktör olması gerektiğine dikkat çekti.
Birikim Özgür: Yeni dünya düzeni içerisinde “yeni kamu yönetimi” anlayışı doğrultusunda bu düzeni artık ıslah etmeliyiz
1983 yılında, daha önce yaşanılan büyük zorlukların ardından bir devlet kurduğumuzu belirten Özgür, hakkaniyetli bir çözüm için çaba sarfedildiğini, ancak çözüm olsa da olmasa da Kıbrıs Türk halkının iyi bir devlet sistemine ihtiyacı olduğunu, bunu sağlamak için de hem Avrupa Birliği hem de Türkiye ile iş birliği yapılmasının gerekli olduğunu ifade etti. Özellikle 2000’li yıllara kadar Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere yaptığı yardımların sonucunda KKTC’nin bu kaynakların nasıl kullanılacağı konusunda bir model üretemediğini belirterek, 2000’li yıllardan itibaren yapılan yardımların “reform” ve “değişim” kavramları ile ilişkilendirilerek ülkenin geleceğini inşa etmeye yönelik ihtiyaçlarla sınırlandırıldığını söyledi. Özgür “yeni dünya düzeni içerisinde “yeni kamu yönetimi” anlayışı doğrultusunda bu düzeni artık ıslah etmeliyiz. Kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmaya odaklanmalıyız. Ve buna bağlı olarak da kendi ayakları üzerinde durabilen, bir çözüm olacaksa iki siyasi eşit taraftan bir tanesi olabilen, yani Kıbrıslı Rumlara bağımlı olmayacak olan bir sistem kuzeyde yaratmalıyız” diyerek, Türkiye ile imzalanan mali protokollerin hangi parti iktidar olursa olsun aynı prensiplerle devam ettirilmesi düşüncesinin artık oturduğunu belirtti. Tüm kamu kesiminde verimliliğin öncelikle stratejik planlama yapılması ile başlayabileceğini belirten Özgür, maalesef bakanlıklarda bu konuda yetkin kadroların kısıtlı olduğunu belirtti. Mali anlamda da devletin etkin ve verimli olması için vergi adaletinin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Özgür, uygulanan teşviklerin de yaratacakları faydanın ölçülerek değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Son olarak eğitime harcanan paraya dikkat çeken Özgür, öğrenci başına ortalama 10-11 bin TL devletin yıllık bütçe ayrdığını, buna mukabil özel okulların da benzer maliyetlere tam gün eğitim verdiğini, ancak devlette bunun böyle olmadığını belirterek, okul bazlı bütçelemeye geçilmesinin de kamu kaynaklarının daha verimli kullanımını sağlayacağını söyledi.
Yorum Yazın