Gazimağusa’ya bağlı Yeniboğaziçi Bölgesi’ndeki Sea Side Otel ve Mimoza Otel, yıllardır atıl durumda bekliyor. Kimi zaman fuhuş, kimi zaman hırsızlık ve daha geçtiğimiz hafta bir intihar olayına sahne olan Sea Side Otel, 2.5 dönümlük arazi içerisinde, denize sıfır, milyonlarca TL değerinde ancak günümüzde kaderiyle baş başa bir halde.S e a Sid e O t el, k ö t ü g ö r ü n t ü s ü yle, t u ris tle r a çısın d a n d a iyi bir im aj y a r a t mıy o r. Mimoza Otel’in durumunu ise Sea Side’dan çok da farklı değil. Defalarca yapıla n ih alele r s o n u c u y e rli bir iş a d a mı t a r a fın d a n alın a n Mim o z a O t el d e g ü n ü m ü z d e a tıl bir d u r u m d a b e kliy o r. Farelerin v e yıla nla rın m e s k e n t u t t u ğ u Mim o z a O t el d e, S e a Sid e d a t u riz m e k a z a n dırılm a yı bekliyor. Bıçaklı: “Sea Side’ın hali, ülke siyasetinin yüz karası” Gazetemiz KIBRIS’a konuşan Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları (TürkSen) Başkanı Arslan Bıçaklı, KKTC’de hükümete gelen her siyasinin Sosyal Sigortalar Dairesi’nin ekonomik sıkıntıda olduğunu dillendirmesine rağmen Sea Side Otel gibi bir değerin, dairenin malı olduğunun farkına varamadıklarını söyledi. Sea Side Otel’in yaklaşık 16 yıl önce aktif durumda olduğunu ancak otelin aniden kapalı Maraş’taki ganimet binaları gibi kimsesiz bırakıldığını anlatan Bıçaklı, otelin yıllardır atıl durumda olduğunu kaydetti. Arslan Bıçaklı, kendisinin Sosyal Sigortalı bir kişi olarak ve 70 bin Sosyal Sigortalı adına sigortalıların malı olan Sea Side Otel’in neden yıllardır atıl durumda bırakıldığını, gelmiş geçmiş tüm siyasilere ve çalışma bakanlarına sorduğunu dile getirdi. Otelin satılmasının veya uzun vadeli kiraya verilerek topluma ve turizme kazandırılmasının, Sosyal Sigortalar Dairesi’ne katkı sağlamasının önündeki engelin ne olduğunu merak ettiğini ifade eden Bıçaklı, kendisine göre, muhtemelen birilerinin zarar görmemesi için siyasilerin belirli yerlerden aldıkları talimatlarla binanın satılmadığını veya kiralanmadığını öne sürdü Arslan Bıçaklı, Sea Side Otel’in aktif haldeyken bu hale düşmesine neden olanların yargılanması gerektiğine vurgu yaparken, tüm işçilerin, siyasilere, Sea Side Otel’i neden harabe olarak bıraktıklarını sormalarını istedi. Sea Side Otel’in günümüzdeki halinin ülke siyasetinin yüz karası olduğunu söyleyen Bıçaklı, bir devlet kurumunun malı olan bir oteli çalıştıramayan siyasilerin, ülke sorunlarını nasıl çözeceğini merak ettiğini kaydetti.
Bıçaklı: “Mimoza’da mükellefiyetler yerine getiriliyor” TürkSen’i temsilen İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu üyesi olduğunu da belirten Arslan Bıçaklı, Mimoza Otel’in de İhtiyat Sandığı’na ait olduğunu anımsattı. Mimoza Otel’in geçmişte yerli bir firmaya satıldığını ancak bu firmanın satış şartlarını yerine getirememesi nedeniyle mahkemenin oteli yeniden İhtiyat Sandığı’na verdiğini söyledi. Bunun ardından kendisinin uğraşları sonucu Mimoza Otel için 23 kez ihaleye çıkıldığını ve bir takım sıkıntılar nedeniyle teklif verilmediğini anlatan Bıçaklı, ısrarla devam eden ihaleler neticesinde yaklaşık 1 yıl önce yerli bir iş adamının Mimoza Otel’i satın aldığını hatırlattı. Söz konusu iş adamının Mimoza Otel’de mükellefiyetlerini yerine getirdiğini ve getirmeye de devam ettiğini belirten Arslan Bıçaklı, Mimoza Otel’de yapılanın Sosyal Sigortalar Dairesi tarafından Sea Side Otel’de de yapılması gerektiğini ifade etti. Gürcafer: Mimoza’yla ilgili mahkeme süreci devam ediyor KIBRIS’a konuşan Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı ve Mimoza Otel’in eski işletmecisi Cafer Gürcafer, Mimoza Otel’le ilgili devam eden iki davaları olduğunu söyledi. Davaların birinin Gazimağusa Kaza Mahkemesi’nde, sözleşmelerinin iptal edilmesiyle ilgili açtıkları tazminat davası, diğerinin de Yüksek İdare Mahkemesi’nde, Mimoza Otel’in satışının durdurulması için açtıklarını dava olduğunu anlatan Gürcafer, her iki davanın da devam ettiğini bildirdi. Gazimağusa Kaza Mahkemesi’ndeki tazminat davasında İhtiyat Sandığı’nın ve eski müdürünün davalı olduğunu belirten Cafer Gürcafer, günümüze kadar kimsenin gelip bu açtıkları dava ile ilgili savunma yapmadığını bildirdi. Cafer Gürcafer, İhtiyat Sandığı’nın yaklaşık 9 milyon sterlinlik bir tazminatla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerken, bu tazminatı, söz konusu kurumun ödemek zorunda kalması halinde bunun sorumlusunun kim olacağını sordu. İhale sonucu Mimoza Otel’i alan iş adamının hala herhangi bir şey yapmadığını ifade eden Gürcafer, otelin bulunduğu binanın yıkılmak üzere olduğunu savundu. Cafer Gürcafer, “Biz yaklaşık 19 yıl o oteli çalıştırdık. Küçük bir tesisti, sırf o tesisi ayakta tutabilmek için her yıl cebimden yaklaşık 200 bin TL takviye yapardım. 40’a yakın insan oradan ekmek yerdi. Bir sürü de turist gelir giderdi. Ama tesis, siyasi ihtirasların kurbanı oldu. Bizi sokağa atmak istediler. Attılar da. Bizi attıktan sonra da o tesis yıkılmaya yüz tuttu” şeklinde konuştu. Tekakpınar: “ Daire olarak hazırlık yok” Gazetemiz KIBRIS’a konuşan Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü Erçin Tekakpınar ise, Sea Side Otel’in bulunduğu binayı uzun vadeli kiralama veya satma gibi bir hazırlıkları olmadığını söyledi. Bakanlıklarının konu ile ilgili bir düşüncesinin mevcut olduğunu anlatan Tekakpınar, hükümet programında Sosyal Sigortalar Dairesi’ne ait mülklerin değerlendirilmesiyle ilgili bir madde olduğunu ve hükümetin üzerine düşen görevi yapacağını kaydetti. Kıral: “Turistler sürekli şikayet ediyor” Salamis Bay Conti Resort Hotel Genel Koordinatörü Mehmet Kıral ise, bölgede Sea Side Otel’in ciddi şekilde kötü görüntü oluşturduğunu söyledi. Binayı gören turistlerin sürekli şikayette bulunduklarını anlatan Mehmet Kıral, bunun yanında binanın, kötü alışkanlıklar yuvası haline döndüğünü savundu. Kıral, Mimoza Otel’in kapalı olmasından dolayı herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını da ifade etti.
Yorum Yazın