Bakanlar Kurulu’nun “profesyonel sendikacılığı” kaldırma yönünde düğmeye basması sendikacıları kızdırdı. Gerek kamuda gerekse özelde örgütlü sendikaların temsilcileri bu adımı “demokrasiye aykırı” bir davranış olarak değerlendirdi.
Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, sendikaların yasal izinlerinin sınırlandırılması ile ilgili yasa önerisinin Meclis’e sunulmasının yanlış olduğunu söyledi ve öğretmen sendikalarına verilecek cezanın tüm sendikalara verilmesinin doğru olmadığını ifade etti.
Öğretmen sendikalarının yaptıklarını kendisinin de kınadığını kaydeden Atan, “çok yanlış bir hareket. Bu demokratik bir ülkede olmaması gereken bir harekettir. Öğretmen sendikalarının yaptıklarını kimse tasvip etmiyor. Hatta ben bile kınıyorum. Ancak onlara verilecek cezaysa, diğer sendikaları da bağlayıcı olmamalıdır. Çünkü sendikalar demokrasinin denge unsurudur. Kesinlikle ve kesinlikle buna karşıyız. Bunu fırsat bilip bizi susturma yoluna gideceklerse yanlış yapıyorlar.
Biz bu konuda Kamu-Sen olarak çok rahatsızız. Eğer gerekirse bu konuyu Başbakan ile de görüşeceğiz tekrar. Bunun farklı yöntemi olabilir. Sayın Elcil ya da Gökçebel’in yaptıklarından dolayı yasa tasarısı hazırlayacaklarsa ve bunu bir cezai müeyyideye ya da profesyonelliklerini bitireceklerse onlara yapsınlar” şeklinde konuştu.
“Tüm sendikaları etkileyecek”
Yasanın geçmesi durumunda tüm sendikaların etkileneceğini söyleyen Atan şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi Anayasa Mahkemesi’ne gidilecek ve Anayasa Mahkemesi de diyecek ki “Hayır diğer sendikalarda var. Eşitlik ilkesi var. Bunlara yapıyorsunuz da bunlara niye olmayacak?” O zaman diyecekler ki bunları da götürelim. Bu taraftan başka bir anomali çıkacak, Kamu-İş sendikası toplu sözleşmeyledir. Onlara hiçbir şey olmaz. Yine eşitlik ilkesine aykırı gelecek. Bir kaos ortamına girilecek. Öğretmen sendikalarının yaptığını şiddetle kınıyorum. Özellikle Şener Elcil ve Tahir Gökçebel gibi bir sendikacının olması bizi yıpratıyor. Bunlar için özel tedbir alınacaksa alınsın.
Sen savcıya suç duyurusunda bulunuyorsun. Savcılık gerekeni yapsın o zaman. Ülkeyi bölüyorsun. Vicdanen insanları rahatsız ediyorsun, Türkiye’ye sövüyorsun, ondan sonra bu tarafta Rum tarafının propagandasını yapıyorsun. Ardından dönüp yasa hazırlanacak ve denecek ki “bu kadar sendikada profesyonel sendikacı var. Bunların maliyetleri şu kadardır. Sıkıntıya külfet getirecek bir miktardır. O nedenle profesyonel sendikacılığı kaldıracağım.” Neden oraya açık ve net bir şekilde yazılmıyor ki “bölücülük yapıyorsun”, “kamu düzenini bozuyorsun”, “Rum tarafının propagandasını yapıyorsun” yazsınlar ki herkeste bilsin. Diğer taraftan bize de suçlayıcı bir şekilde sopa gösteriyorsun. Bütün sendikalar zan altında kaldı.”
“Siyasi partilere yardımı kesinler, müşavir sorununu çözsünler”
Atan, sendikacılardan çok siyasi partilere yapılan yardımın ve müşavir maaşlarının devlete külfet getirdiğini söyledi ve sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin bu ülkenin denge unsuru olduğunu belirtti.
Sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin susturulması durumunda, ülkeye diktatörlük geleceğini kaydeden Atan, “siz bunları susturmaya çalışırsanız diktatörlük gelir. Bu ülke bunu kaldırmaz. Kesinlikle böyle bir girişim yapılmasın. Çünkü sıkıntıyı kendileri çeker. Sendikaların da artık bir toparlanması gerekir. Siyaseti bırakıp, belli bir yerde çalışanların haklarını koruma uğruna çalışma yapmaları lazım. Siyaset yapacak olanlar gitsin siyasi parti kursun, siyaset yapsın. Ama eğer çalışanın haklarını korumaksa amaç o da ayırt edilmesi gerekir. Bunu artık herkesin bilmesi gerekir. Bu toprağı üzerimizden atmalıyız. Bu konu ile ilgili geri adım atmayacağız” diye konuştu.
Yorum Yazın