Sınav ile ilgili tüzükte yapılacak değişikliklerde belli kriterlerin konularak puanlama yapılmasının sınavın şeffaf ve adil olduğunun göstergesi olacağına inanan komite, Polis Hizmetleri Komisyonu’nca yapılan sınavların her ne kadar adil olduğu iddia edilse de, kamuoyunda büyük bir vicdani rahatsızlık yarattığı kanaatinde olduğunu açıkladı.
Polis Terfilerinin Araştırılması İle İlgili Meclis Araştırma Komitesi çalışmalarını tamamladı.
Komite, konu üzerinde yaptığı kapsamlı çalışma ve incelemeleri içeren raporunu kamuoyuyla paylaşarak, bundan sonra yapılacak terfilerin bu rapor ışığında gerekli olarak addedilen tüm yasal değişiklikler yürürlüğe girdikten sonra yapılmasının büyük önem taşıdığı görüşünde olduğunu açıkladı.
Komite, açıklamasında komite toplantılarına katılanlardan ve komiteye sunulan bilgi, belge ve verilerden yola çıkarak yapılan tespitlere değinildi.
Polis Örgütü (Kuruluş Görev ve Yetkileri)(Değişiklik) Yasası ile Polis Örgütü içerisinde yapılan terfilerde liyakat sistemine aykırı hareket edildiğine ilişkin iddiaların çürütülmesi amacıyla terfiler öncesinde yapılacak sınavların yasanın tefsir maddesinde açıkça tanımlandığı, adaylara sözlü olarak sorulacak olan soruların mesleki konularda olması şartı ve bu şekilde sözlü düzenlenecek mesleki yarışma sınavının kayıt altına alınmasına ilişkin düzenleme getirildiği ifade edilen komite açıklamasında ayrıca şu tespitlerde bulunuldu:
“Yukarıda anılan kurallarınayrıca 51/1984 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası tahtında çıkarılan Polis Örgütü Sınav Tüzüğü maddelerinde de düzenlendiği; bu düzenlemeden sonra Polis Hizmetleri Komisyonunun sözlü yarışma sınavında kullanacağı takdir yetkisinin önemli ölçüde belirli kurallara bağlandığı;
Yasal değişiklikten sonra gerçekleştirilen ilk terfilerin 2013 yılında yapılan araştırmaya konu terfiler olduğu; dolayısıyla 38/2011 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluş Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasası ile hedeflenen düzenlemelerin pratiğe yansımasının 2013 yılı terfilerinde olanak bulduğu;
Yapılan sözlü sınavda herkes için aynı sorular sorulmadığı, soruların grup soruları şeklinde belirlenip her gruba farklı sorular sorulduğu; bir gün içerisinde dört grup belirlendiği, sınava giren ve sınavdan çıkan kişilerin birbirleriyle karşılaşıp soruları müzakere etme şansı olmayacağı bir düzen oluşturulması açısından olumlu olduğu;
Terfi sınavının sözlü bölümünde dört adet sorunun kâğıtlara yazılmak suretiyle bir kavanoz içerisine konulduğu ve kavanozun içine konulan sorulardan sınava giren polis mensupları tarafından iki sorunun çekilmek suretiyle birinin cevaplanmasının istendiği; yarışma sınavının yüz puan üzerinden kırk puanı oluşturan sözlü sınavda, Komisyonun yetkisini bir soru üzerinden kullandığı gerekçesiyle sözlü sınava verilen kırk puan ağırlığının adaletsizlik yarattığı; tam puan alacak kadar iyi cevap veren adayların kırk üzerinden 10-12-13 civarlarında puan alıp daha yetersiz cevap veren adayların puanlarının daha yüksek bir bant içerisinde oynadığı, sınav sırasında bazı adaylara Polis Hizmetleri Komisyonu üyeleri tarafından olumlu yanıt vermelerini sağlayacak telkinlerde bulunulduğu.”
“Polis memurlarına sınav puanları söylenmedi”
Öte yandan mesleki yarışma sınavından sonra polis mensuplarına sınav puanlarının söylenmediği ve sonuçların sonradan açıklandığı ifade edilen komite açıklamasında, sicil not ortalamasının terfi sınavının yüzde 60’ını, mülakat sınavının ise yüzde 40’ını oluşturduğu; bunlar kıyaslandığında sicil puanlarının çok dar bir bant içerisinde oynadığı; ancak mülakat puanlarının çok geniş bir bant içerisinde oynatılabildiği ve mülakat puanının toplam puanı belirleyici olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Yapılan bir diğer tespitin ise, Polis Mensupları Sicil Değerlendirme Tüzüğü uyarınca her yıl doldurulması öngörülen polis mensuplarının sicillerinin düzenli olarak doldurulmadığı olduğu ifade edilen komite açıklamasında, her yıl doldurulması gerekliliğinin yerine getirilmediği ve sözkonusu altı yılın sicilinin hep birden terfi sınav dönemlerine yakın olarak doldurulduğu iddiasının ciddi ve üzerinde durulması gereken bir iddia olduğu kaydedildi.
Mevzuat uyarınca ilgili polis mensubu tarafından istenildiği halde sicillerin polis mensuplarına gösterilmediği ve kendilerine yalnızca sözlü olarak bilgi verildiği ifade edilen komite açıklamasında şu tespitlerde de bulunuldu:
“51/1984 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasına göre tüzükle düzenlenmesi öngörülen konularda gerekli tüzüklerin anılan Yasanın 10’uncu maddesi ile oluşturulan Planlama Kurulunca hazırlanarak Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının kabulü ve Bakanlar Kurulunun onayından sonra Resmi Gazete’de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girdiği;
Münhal olarak boş bulunan kadrolara deneyim, bilgi ve başarılarının vekalet için yeterli görülüp vekalet verilen polis mensuplarının sınavda yetersiz ve başarısız addedildiği; buna rağmen ilgili polis mensuplarının halen bu kadrolara vekaletlerinin devam ettiği;
51/1984 Sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasının 73’üncü maddesinde düzenlenen ve terfi sınavına da eksi puan olarak etki eden ceza puanlarının söz konusu Yasanın 118’inci maddesi kuralları uyarınca kınama cezalarının üç yıl, diğer cezaların ise beş yıl geçtikten sonra, ilgili polis mensubunun yazılı müracaat hakkı kazanması ile silinmesini talep etme hakkı olduğu; ancak yazılı talepte bulunan polis mensuplarının müracaatlarının zamanında değerlendirilmeyerek ve terfi sınavının hemen ardından bahse konu taleplerin değerlendirilerek bazılarının silindiği.”
Sonuçlar…
Komite açıklamasında şu sonuçlara varıldığı belirtildi:
“Sözlü yapılan mesleki yarışma sınavına ilişkin ses kayıtlarının Komitemize iletilmesi hususuna Polis Örgütü tarafından bir çözüm getirilemediği; Resmi olarak Komitemizce temin edilebilmesi gerekensınavlarla ilgili ses kayıtlarının hukuki yollarla bu kayıtları elde eden Mahkeme nezdinde konuya muhatap avukatlardan temin edildiği;
Anılan ses kayıtlarının kayıt kalitesinin yetersiz olduğu; bundan sonra sözlü olarak düzenlenecek sınavlarda kayıt kalitesinin iyileştirilmesini teminen gerekli önlemlerin alınması gerektiği;
Kınama cezası ve diğer cezaların silinmesi konusunda, yazılı talepte bulunan polis mensuplarının müracaatlarının zamanında değerlendirilmeyerek terfi sınavının hemen ardından değerlendirilip bazılarının silinmesinin manidar olduğu;
Daha önceden vekaleten görev yürüten polis mensuplarının vekalet ettikleri mevki için terfi alamadıkları halde görevlerin yürütülmesinde terfi verilmiş gibi hizmet sunduğu;
“Terfi sistemindeki sınavların tümü yazılı olarak düzenlenmeli”
Polis Örgütü Sınav Tüzüğünün değiştirilerek özellikle toplam puanın yüzde 40’ını oluşturan ve sözlü sınavın ana teması olan mesleki konularda yeterlik ilkesine açıklık getirilmesi gerektiği, hatta daha objektif değerlendirmeye olanak vermek amacıyla terfi sisteminin her aşamasındaki sınavların tümden yazılı sınavlar olarak düzenlenmesinin daha uygun olacağı.”
Herhangi bir polis mensubunun terfiinde toplam puanın yüzde 40’ını oluşturan ağırlıkta düzenlenecek sınavın tek bir sorudan oluşmasının değerlendirme açısından yeterli olmayabileceği gerçeğinin varlığına dikkat çekilen komite açıklamasında, polis mensuplarının mesleki sınavlarının sadece mülakatla ve tek bir soruyu cevaplandırmak yerine, yeniden düzenlenecek Sınav Tüzüğü ile bu yöntemin tekrardan belirlenmesi ve bu tüzükte yapılacak değişikliklerin bilimsel, demokratik, çağdaş ve objektif kriterlere göre hazırlanması gerektiğine sonucuna varıldığına işaret edildi.
Bu kapsamda Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasası tahtında çıkarılan Polis Örgütü Sınav Tüzüğü ile Polis Mensupları Sicil Değerlendirme Tüzüğünün de acilen ele alınarak çağdaş birer tüzük haline getirilmesinin gerekli olduğu ifade edilen komite açıklamasında, şu sonuçlara varıldı:
“İtirazların değerlendirilmesi, somut kriterlere bağlanmalı”
“Cumhuriyet Meclisi İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi gündeminde bulunan Polis Örgütü (Değişiklik) Yasa Tasarısında öngörülen Sınav yönteminde olumlu düzenlemeler görülse de bilgi ölçme, değerlendirme ve sicille ilgili konularda daha somut iyileştirmeler yapılması gerekliliğinin ivedi olduğu;
Sınav sonuçlarına itiraz hakkının mutlaka bulunması ve itirazların değerlendirilmesi konusunun somut kriterlere bağlanması gerektiği;
Yanlış uygulanacak liyakat sistemi ile yetkilendirmenin her kurumda olduğu gibi Polis Örgütünde de layık olmayanın daha yetkili göreve getirilmesi ile sonuçlanacağı ve olumsuz sonuçlar yaratabileceği.
Rapora konu hususların polis mensuplarının motivasyonunu olumsuz yönde etkilediği ve araştırmaya konu terfilerden sonra terfi sınavı açılmadığı için terfi bekleyen polis mensuplarının huzursuzluk içinde olduğu, bu olumsuz durumun da Polis Örgütü iç huzuruna zarar verebileceği Komitemizce gözlemlenmiştir. Mevcut iddialar ve durumun Polis Örgütünün itibar ve güvenilirliğine de zarar verdiği göz önünde bulundurularak, yukarıda belirtilen tüm yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekliliği tekrardan vurgulanmakta; herhangi bir düzenleme olmadan yapılacak terfilerin Polis Örgütünün itibarını daha da zedeleyebileceği düşünülmektedir.”
Komite açıklamasında şu ifadelere yer verili: “Komitemiz, konunun değerlendirilmesini sunulan Rapor ışığında oybirliğiyle Genel Kurula salık verir.”
Yorum Yazın