Bir gazetecinin BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Eide’nin dün yaptığı açıklamalarına ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, Cumhurbaşkanı Akıncı “Toplantıda Sayın Eide’de, ‘bu soruna bir çare bulunması lazım. Kıbrıslı Türklerin bu kararla ilgili algısını düzeltmemiz lazım’ dediği esnada Rum lider da Sayın Eide’nin ağzını kapattı. Bir de kapıyı vurdu, çıktı gitti. Biz ne yapacaktık? Hiç bir şey olmamış gibi devam edelim? Bu toplantılara bir saygı temelinde yaklaşırız. O çerçevede hareket ederiz. Muhataplarımızın böyle davranması da şarttır” dedi.
“Kim çıktıydı, kim kaçtıydı noktasında tartışma çıkarıp, asıl sorunu da kimse unutturmaya çalışmasın” Cumhurbaşkanı Akıncı “Bütün bunlar neden yaşanıyor” diye sordu ve “Ortada 67 yıl sonra ve tam müzakerelerin en yoğun bir noktasında ELAM gibi bir partinin peşinden sürüklenip giderek bu şekildeki bir durumu yaratan biz mi olduk? Onun için bu konuda herkes elini vicdanına koyup değerlendirme yapsın ve bu adanın geleceği için samimiyetle çalışsın” dedi.
Kıbrıs Türk tarafının, son 50 yılda sürecin 5’li konferansa kadar gelip tarihinde ilk kez konferansın toplanmasına büyük katkı yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunun karşılığı bu olmamalı” dedi
Kıbrıs’ta iki kesimli, iki toplumlu bir federal çözümden yana olduklarını yineleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, bu yaşananlardan dolayı bu hedeften vazgeçmediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti:
“Bu hedefi ilk günden beri gerek bu tarafta, gerekse diğer tarafta benimsemeyen çeverler de zil takıp oynamasınlar. Bu konuda yediden yetmişe, soldan sağa iyi niyetli bütün kesimler hepsi birleşmiştir bu konuda. Çünkü biz bu adada çözüm isteriz, barış isteriz. Gelecek kuşaklarımızın barış ve huzur içinde yaşamalarını isteriz. Toplumlarımızın gelecek belirsizliğinden kurtarılmasını isteriz. Bu olaya bu kadar tepki duyuşumuz bundan dolayıdır. Yoksa biz çözüm hedefi olmayan insanlar olsaydık bu yaşananlardan üzüntü duymazdık. Belki de bundan sevinç duyardık. Ama öyle değil. Bundan kaygılıyız, üzüntülüyüz çünkü bu adanın, bu toplumların geleceğini düşünüyoruz. Onların barış kültürüyle yetişmesini sitiyoruz. Bütün bu infialimiz ondan dolayıdır. Bu noktada Rum lidere de söyledim. Kendilerine bu konuda ilettiğim toplumsal bir mesajdır. Ben kişisel bir mesaj iletmiyorum. Ama sayın Rum lider bunu yapacağına önceden hazırlanmış 5 sayfalık bir metinle geldi ve bunları bize okudu”.
“HİÇBİR TOPLANTIDA BÖYLE ARA VERİLMEDİ”
Cumhurbaşkanı Akıncı Rum liderle dünkü toplantıda yaşananlarla ilgili şunları kaydetti:
“Sayın Eide taraflar konuştuktan sonra, Kıbrıslı Türkler’in bu konuda haklı bir kaygısının oluştuğunu ve bunun bertaraf edilmesi için birşeylerin yapılması gerektiğini söylerken,sayın Anastasiadis onun ağzını kapatacak şekilde ve bağırarak ‘ben artık söyleyecek bir şeyim yok’ deyip, kapıyı da arkasından sert bir şekilde vurarak çıktı”.
Toplantı devam ederken Rum liderin toplantıyı terk etmesi nedeniyle yapılacak birşeyin kalmadığını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Rum liderin kapıyı da arkasından sert bir şekilde vurarak çıktığı o toplantının o halini gördükten sonra oradan ayrıldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiadis’in açıklamasında “ara verildiği sırada” diye nitelendirdiği toplantıdan ayrılışını değerlendirerek, “şimdiye kadar hiçbir toplantıda böyle ara verilmedi. Rum lider sigara içmek istediğinde, sigara paketini gösterir ve ara veririz, biz de öyle çıkarız” dedi.
“ANASTASİADİS DÜŞÜNCESİNİ TOPLUMUNA SÖYLEMELİ”
Gerçeğin sadece yarısının anlatılmasının doğru olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, Eide’ye Kıbrıs Türk tarafının beklentilerini ve enosis kutlanma kararının düzeltilmesi için gerekenin yapılmasını istediklerini aktardığını söyledi. Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis’in dünkü toplantıda Rum meclisinin kararının yanlış bir karar olduğunu söylediğini belirtti ve “Anastasiadis’in bu düşüncesini sadece kapalı kapılar arkasında değil, toplumuna da söylemeli ve gereğini yapmalıdır” dedi.
“BİZİM BEKLENTİMİZ SARSILAN GÜVEN ORTAMININ TAMİRİ”
Rum toplumunda da bu konuda doğru seslerin yükselmekte olduğunu gördüklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, bu kararı düzeltebilecek bir zeminin mevcut olduğunu belirtti. “Bu düzeltilsin ki toplantılar daha verimli hale gelebilsin” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Eide’nin kendisiyle görüştükten sonra Anastasiadis ile bir araya geldiğini ve ardından görüşmelerin Perşembe günü devam edeceğini açıkladığını söyledi. “Bizim beklentimiz bu değil, beklentimiz daha da sarsılan güven ortamının tamir edilmesidir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı bu şartlar altında müzakerelere devam etmenin zorluğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bizim bu ülkede en çok yapmamız gereken zaten az olan karşılıklı güveni yeniden tesis edecek adımlar atmaktır, kırıntısı bulunan güveni daha fazla berhava etmek değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı bu yapılanın ortamı daha da gerdiğini ve düzeltilmemesi halinde güven konusunda daha da kötüye gidileceğini söyledi.
“TÜRKİYE’YE İLHAK DÜŞÜNCESİNE İLK KARŞI ÇIKAN BENİM”
Kıbrıs’ın Türkiye’ye ilhakı gibi bir düşünce ortaya atıldığında en başta kendisinin karşı çıktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Böyle bir konuda Meclis’ten böyle bir karar gelse ilk karşı çıkacak olanlardan biri de benim. İkinci Tayfur Sökmen olmayacağımı söyleyen benim. Böyle bir ortamda Sayın Rum lider de enosis’in anılmasına ilikin meclis kararına benzeri bir tavır sergilemeliydi” dedi.
Böylesi bir konunun 67 yıl sonra, barış kültürüne ihtiyacı olan genç kuşağa, enosis plebisitini kutsanacak ve kutlanacak bir şey olduğu algısını yaratmaya çalışmanın çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu karar küçümsenecek bir şey değildir. Bizim içimizde de bazı kesimler ‘Önemli değil, abartmayın’ demeye çalışıyorlar. Bu öyle bir durum değil. Çünkü biz bu topraklarda hangi çözüm çerçevesi adı altında yaşarsak yaşayalım, bir çerçeve var ki onu mutlaka yaratmamız lazım; da barış kültürü çerçevesidir. Bunu zedeleyecek davranışlara girilmemelidir. Sayın Eide’nin açıklamasındaki iki unsur bana şunu da söyletiyor; Sayın Eide gerçeklerin bir kısmını söyleyip diğerini saklayarak kendine olan güveni de sorgulatır hale gelmemelidir”.
“HEDEFTEN VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ”
Bir sonraki liderler görüşmesiyle ilgili bir soruya karşılık Cumhurbaşkanı, “Perşembe’ye kadar önümüzde 1 haftaya yakın bir zaman var” diyerek, atılacak her adımları görüp değerlendireceklerini söyledi.
Yorum Yazın