Papadopulos, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Doruk Antlaşmaları, BM ve Güvenlik Konseyi kararları temelinde bir çözüm bulunması gerektiğine inandığını ve “derhal müzakere masasına gelmeye hazır olduğunu” da savundu.
Papadopulos, “Crans Montana’da ortaya koyduğu tez ve öneriler ile, süreci, Türkiye’nin çöküşe sürüklediğini” iddia etti, Çavuşoğlu ve Çelik’in açıklamalarının “bunun göstergesi olduğunu” ileri sürdü.
Alithia haberi “Kıbrıs Hükümetinin Çelik’e Cevabı… Açıklamalarınız Çabanızı ve Hedefinizi Gösteriyor” başlığıyla aktardı.
Siyasi partiler Anastasiadis’i suçladı
Fileleftheros ise Çavuşoğlu ve Çelik’in açıklamaları üzerine Rum siyasi partileri ile başkan adaylarının, Kıbrıs sorununda izlediği politika nedeniyle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i suçladıklarını haber verdi.
Gazeteye göre, son on yıldır Rum tarafınca yapılan yanlışlara ve bunların neden olduğu olumsuzluklara rağmen “Türk hedeflerini durdurma olanağı bulunduğunu” savunan EDEK, Türkiye ve KKTC’nin baştan beri iki toplumlu iki kesimli federasyon tipi çözüme yöneldiğini, bu çözüm tipinin, “devlet işleyişinin erozyona uğraması aracılığıyla Kıbrıs’ın tamamının Türk hakimiyetine sokulması olanağı tanıdığını” iddia etti. EDEK, Rum halkını, demokratik yöntemlerle sürecin değiştirilip yeni bir taktik benimsenmesini dayatmak için seferberliğe çağırdı.
Rum başkan adaylarından Vatandaşlar İttifakı başkanı Yorgos Lillikas, Anastasiadis’in Kıbrıs sorunundaki politikasının iflas ettiğini, bedelini de “milli” dediği Kıbrıs davasının ödediğini söyledi. Crans Montana’daki konferansın vardığı sonuçtan Anastasiadis’in de, politikasını destekleyenlerin de sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Lillikas “Anastasiadis yanılgıyla Türkiye ile oyun oynadı. Cenevre konferansındaki başarısızlıktan sonra bile politikasını gözden geçirmek ve Türkiye’nin politikasını doğru okumak yerine aynı hataları ve daha kötülerini tekrarladı” dedi.
Ekologlar Hareketi Vatandaşlar İşbirliği Başkanı Yorgos Perdikis, Anastasiadis’e Rum Ulusal Konseyi’ni, Maronitlerin (KKTC’deki köylerine) yeniden iskanı konusunu ele almak üzere derhal toplamasını istediği bir mektup gönderdi. Anastasiadis’in şu ana kadar güttüğü, pasif bekleme tavrını yanlış bulduğuna işaret eden Perdikis, Rum Yönetiminin bu meseleyi, uluslararası toplumun da aktif katılımıyla yönetmek üzere bir eylem planı oluşturması gerektiğini savundu.
ELAM’ın ise Anastasiadis’e Türk tarafının Maronitler ve kapalı Maraş’la ilgili “B planına” karşılık Rum tarafının tepki gösterme ve menfaat sağlama yöntemleriyle ilgili çeşitli senaryolar içeren bir plan önerdiği haber verildi.
Yorum Yazın